Yatırım uzmanı değilim .Aracı kurumlarda bolca uzman ve uzman görüşleri var.
Gece seansına bak arkadaş ya.
Dün düştü.
Bügünkü gece seansı da maşallah.
Yalı çapkınını izleyemiyorum valla.
hareketli ama dar alanda bir range icerisinde hareketler vardi bugun.. endeks genel olarak yatay bant icindeydi .....
bende gunici rolanti modda defansif bullish yonde hareket etmeye calistim haftasonunada hafif derecede bullish yonde tercihte bulundum..
alttaki grafikte goruldugu uzere u-100 15dk lik da alcalan bir kanal bence bulunmamakta.. bugun olusan range alani gorulmekte .... ytd herkese iyi haftasonlari..
![]()
Yatırım Tavsiyesi Değildir. extended (epik) wave5 rally started@06.11.2024
pi konusa fikir mütaalasına ihtiyaç var ... sizce hangisi ?
1) bentley flying spur mulliner
2) rolls-royce phantom extended
3) mercedes-maybach
kainatın BİR varlığından bütünleşip! kendi birliğinde meçhul bir menzile yol almakta olan, insan dediğimiz yüce varlığa salat ve selam olsun ! hamza sütbıyık -aka- klaus maximilian kerpenter münche
Pazartesi gapli açılış yapacK pala,yok geri adım attı, yok Rusya ermenistNdN çıkıyor, yallah tazyik,go go tar tara devM
yazdıklarım asla yatırım tavsiyesi değildir,lütfen forumun ğirişindeki yazıyı okumadan foruma ğirmeyin.232/643
KRİSTALLERİN GEÇTİĞİ BÖLÜM...
Okuyunca anımsadım...
Kapıda, dükkânda birçok yabancı dil konuşulduğunu belirten bir tabela asılıydı. Delikanlı
tezgâhın gerisinden birinin çıktığını gördü.
"İsterseniz, dedi, bu vazoları temizleyebilirim. Bu durumda hiç kimse satın almak istemez
bunları."
Tüccar hiçbir şey söylemeden delikanlıya baktı.
"Buna karşılık, karnımı doyurmam için bana bir şeyler verirsiniz, tamam mı?"
Adam konuşmuyordu. Delikanlı kararı kendisinin vermesi gerektiğini anladı. Heybesinde
yamçısı vardı, çölde ona gereksinimi olmayacaktı. Yamçıyı çıkardı ve vazoları silmeye başladı.
Yarım saat içinde, vitrinde bulunan bütün kristalleri silmişti. Bu süre içinde, iki müşteri gelip
birçok billuriye aldı.
Her şeyi temizleyince dükkân sahibinden yemek için bir şeyler vermesini istedi.
"Haydi yemeğe gidelim," dedi billuriye tüccarı.
Kapıya bir tabela astı ve yokuşun sonunda bulunan küçük bir aşevine gittiler. Aşevinde
bulunan tek masaya oturdukları zaman billuriye tüccarı gülümseyerek konuştu:
"Aslında herhangi bir şey temizlemen gerekmezdi. Kuran'ın yasası aç insanları doyurmayı
buyurur."
"Peki öyleyse neden benim bunu yapmama izin verdiniz?" diye sordu delikanlı.
"Çünkü kristaller kirliydi. Ve ikimizin de kafamızdaki kötü düşünceleri temizlememiz
gerekiyordu."
Yemekleri bitince delikanlıya döndü Tüccar:
"Dükkânımda çalışmanı isterdim. Bugün sen kristalleri silerken iki müşteri geldi: Bu, iyiye
işaret."
"İnsanlar durmadan işaretlerden söz ediyorlar," diye düşündü çoban. "Ama tam olarak neden
söz ettiklerini bilmiyorlar. Tıpkı, yıllardır benim koyunlarımla sözcüksüz bir dille konuşmuş
olduğumu fark etmemiş olmam gibi."
"Benimle çalışacak mısın?" diye sorusunu yineledi billuriye tüccarı.
"Günün geri kalan süresinde çalışabilirim," diye yanıtladı delikanlı. "Dükkândaki bütün
kristalleri sabaha kadar temizlerim. Buna karşılık yarın benim Mısır'a gitmem için gereken
parayı ödersiniz."
Yaşlı adam birden gülmeye başladı.
"Dükkândaki kristalleri bütün bir yıl silsen de, satılan her şeyden yüklü bir komisyon da
alsan, Mısır'a gitmek için epeyce borç para bulman gerekir. Tanca ile Piramitler arasında binlerce
kilometrelik bir çöl var."
Bunun üzerine öyle bir sessizlik oldu ki kent birdenbire uykuya dalmış izlenimi uyandırdı.
Sanki artık pazar mazar yoktu, satıcılar arasındaki tartışmalar sona ermiş, minarelere çıkıp şarkı
söyleyen insanlar toz olmuş, kabzaları kakmalı güzel kılıçlar uçup gitmişti. Umut ve serüven,
yaşlı krallar ve Kişisel Menkıbeler yoktu artık. Ne hazine ne de Piramitler vardı. Delikanlının
ruhu sessizliğe gömüldüğü için sanki bütün dünya dilsiz kesilmişti. Ne dert ne acı ne hayal
kırıklığı: Yalnızca küçük aşevinin küçük kapısından geçip giden boş bir bakış ve uçsuz bucaksız
ölüm arzusu, aynı anda her şeyin sonsuza dek bittiğini görmek dileği.
Tüccar ona şaşkın şaşkın baktı. Bu sabah çevresinde gördüğü bütün neşe sanki bir anda uçup
gitmişti.
"Ülkene geri dönmen için gereken parayı sana veririm, oğlum," dedi billuriye tüccarı.
Delikanlı sessiz kaldı. Sonra ayağa kalktı, giysilerine çekidüzen verdi ve heybesini aldı.
"Sizinle çalışacağım," dedi.
Ve uzun bir sessizlikten sonra, sözünü bitirmek için ekledi:
"Birkaç koyun almak için paraya gereksinimim var."
İkinci Bölüm
Neredeyse bir aydır billuriye tüccarının yanında çalışıyordu delikanlı. Ne var ki, onu tam
anlamıyla mutlu edecek türden bir iş sayılmazdı. Tüccar, hiçbir şey kırmaması için çok dikkatli
olması gerektiğini durmadan anımsatarak, tezgâhın arkasında bütün gün homurdanıp duruyordu.
Yine de orada çalışmayı sürdürüyordu delikanlı. Çünkü, adam dırdırcı olmasına dırdırcıydı,
ama adaletsiz biri de değildi; satılan her parça üzerinden oldukça iyi bir komisyon alıyordu satıcı
ve daha şimdiden biraz para biriktirmeyi bile başarmıştı. Sabahleyin hesaplamıştı: Her gün
böyle, bu koşullarda çalışacak olsa, birkaç koyun alabilmesi için bir yıl çalışması gerekiyordu.
"Kristaller için bir sergi tablası yapmak istiyorum," dedi patronuna. "Dışarıya bir tabla
konulabilir; bu da geçenlerin dikkatini çeker taa yokuşun başından itibaren."
"Şimdiye kadar hiç böyle bir şey yapmadım," diye yanıtladı tüccar. "İnsanlar geçerken
tablaya takılır, kristaller de kırılır."
"Koyunlarımla kırları dolaşırken, yılan sokmalarına kurban gidebilirlerdi. Ama bu tehlike
koyunlar çobanların hayatlarının bir parçasıdır."
Tüccar, bu arada, üç kristal vazo almak isteyen bir müşterinin yanına gitti. Artık her
zamankinden daha fazla satış yapıyordu; sanki eski zamanlar geri dönmüş gibiydi, sokağın
Tanca'nın en çekici sokaklarından biri olduğu zamanlar gibi.
...........I I I....
İnsanlar sokağın yokuşunu tırmanıyorlar ve yukarıya varınca yorgunluk hissediyorlardı. Ama
yokuşun başında, birbirinden güzel kristaller satılan bir billuriye dükkânı vardı ve bu dükkânda
da iç ferahlatıcı nane çayı ikram ediliyordu. İnsanlar, göz kamaştırıcı kristal bardaklarda sunulan
nane çayını içmek için dükkâna giriyorlardı.
"Vallahi karımın aklına hiç gelmedi böyle bir şey," diyordu adamın biri; ve bu akşam evine
konuklar geleceği, kristal bardakların güzelliğinden etkilenecekleri için, birkaç kristal bardak
satın alıyordu. Bir başka müşteri, kristal kaplarda sunulan çayın çok daha iyi olduğunu kendi
payına doğruluyordu, çünkü çayın rayihası uçup gitmiyordu. Üçüncü müşteri de, büyülü güçlere
sahip olması nedeniyle, çayı kristal içinde ikram etmenin Doğu'ya özgü bir gelenek olduğunu
ileri sürüyordu.
Haber kısa sürede yayıldı ve insan kafileleri, çok eski bir ticaret âlemine bu yeniliği getirmiş
olan dükkânı görmek için yokuşun tepesine tırmanmaya başladılar. Bunu görenler, kristal
bardaklarda çay sunulan başka dükkânlar açtılar; ama bunlar yokuş yukarı bir sokağın tepesinde
bulunmadıkları için müşteri yerine sinek avladılar.
Kısa bir süre sonra, tüccar iki yeni müstahdem daha aldı işe. Ayrıca yeniliklere susamış erkek
ve kadınların isteklerini karşılamak için dizi dizi kristaller, çuval çuval çay getirtmek zorunda
kaldı.
Böylece altı ay geçti.
Devamı alttaki link de...
http://www.parskoleji.com/wp-content...ulo-Coelho.pdf
Son düzenleme : nohut; 06-10-2023 saat: 23:04.
Yer İmleri