Şu anda yaşanan canlı bir hikaye anlatayım;
Yıl 1950 Türkiye'nin Nato'ya girebilmesi için o zaman ki hükemet tarafından Kore'ye asker gönderilir, Güney ve Kuzey Kore savaşı vardır, düştükleri pusudan ABD ve İngiliz askerlerinin kurtarmak için Türk askerleri canlarını siper eder ve onların bir kısmını kurtarır bunun sonucu çok ağır olur 721 Türk askeri şehit olmuştur.
Şehit olan askerlerden bir tanesi her daim gurur duyduğum amcamdır.
O zaman ki Kore iç savaştan kırılırken aslında, Rusya ve Nato savaşmaktadır,
Kore halkı ise açıktan kırılmakta tabiri caiz ise halk yiyecek ekmek bulamamaktadır.
Ülke Kuzey/Güney olarak bölünmüş ve şu anda ki ekonomik durumları ortada olan 2 ülke meydana çıkmıştır.
Mustafa Kemal ATATÜRK'ün kurduğu genç Cumhuriyet ise 2.dünya savaşına bile girmemiş büyük devrimler yapmış geleceği ise çok ama çok parlak ve kendi kendine yeten ender ülkelerden bir tanesidir.
2024 yılına geldiğimizde Türkiye'nin kişi başı milli geliri yaklaşık 8.000 dolar iken, 1953'te ekmek bulamayan Güney Kore'nin kişi başı milli geliri yaklaşık 45.000 dolar olmuştur.
Sevgili komşum genç Emre ise Çukurova üniversitesi işletme bölümünden onur derecesi ile mezun olmuş, burada uzun süre iş arayıp bulmadıktan sonra Japonya'ya kaçak olarak gitmiş bir inşaat firmasında çalışmış aylık 4.000 dolar net kazanmış, orada ise müstakbel eşi olacak Güney Kore'li hoş bir kızla tanışmış birbirlerini sevmişler evlenmeye karar vermişler.
Ama gelin hanım Kore'li olduğu için Kore'de evlenmeleri hükümet izin vermediği için Türkiye'ye geldiler burada evlenecekler balayına gidecekler ve Güney Kore'ye yerleşip orada yaşacaklar.
Bizim Emre'de dünyanın en itibarlı 3.cü pasaportuna sahip olacak, Allah mesut etsin.
Üstelik bizim pasaportlar ABD'den AB'den daha bir çok ülkeden red üzerine red alırken.
Nereden nereye?
Güney Kore neleri doğru yaptı?
Biz neleri yanlış yaptık ta bu cezayı çekiyoruz? Askıda ekmek
Aslında hepimiz cevabı biliyoruz ben buraya yazmayacağım.

Yer İmleri