Originally Posted by
müzikal
Herkes üfürüyorsa kaçacaksın, kimse laf edemezken alacaksın. Anonim.
Ülkemizin yer altı kaynakları oldukça zengindir. özalın mta ya yaptırdığı çalışmayı yine çıkartırlar ortaya. O çalışmada altın potansiyeli 6.500 ton der (2020 raporunda 4,660 ton der), petrol var der kenardan kenardan. Ama ne hikmetse ne maliyetten bahseder ne de kaliteden. Aslında ekonomik değeri yaratan kaynağın var olması değil, ekonomik değere sahip olmasıdır. Yani katma değeri, satıldığında yaratacağı kar marjı ve sürekliliğidir mühim olan. Ama raporlarda bunları okuyamayız çeşitli sebeplerden dolayı.
Piyasa ne yapar böyle über durumlarda??? Yaşasın der, altını bulduk, gömüyü çıkarttık. Tekne kazıntısı (korkak manipülatör, fakir tahtacı) ne yapar?? Mal sahibiyle (oyak) bu durumları üstten üstten köpürtür, karını yapar kaymaklısından, sonra yatırımcının kucağında beklentiyi bırakıverir. Artık kim ne kazandıysa yahut kaybettiyse.. o kısım ilgi alanında olmaz.
Bir süre daha konuşulacaktır bu altın meselesi. Yatırımcı bu meselenin ekonomik faydasını tespit etmeden adım atarsa (rulet oynarsa) kazanma ihtimali %50 dir. Sonrası gübre fabrikaları gibi olmasın ha. Dikkatli olmakta fayda var.
Bu arada, demir yatağında altın bulunması çok da olasılık dışı değildir, hele bir de toprak "kara kum" sa. Madenciler daha iyi bilir ama, neyse...
) ya da ne bileyim thyao 0.7lere gelmiş. Kardemir 0.7lerde. Eregl 0.8lerde. Demek ki bu da anlam ifade etmiyor şu aralar. Enflasyon muhasebesi, vergi geliri, yeniden değerleme vs. sonucu ilginç değerler oluştu, lakin piyasa "aa bu çok ucuz alayım" demiyor. Tüm bu gelişmeler korkutmuyor değil açıkçası. Bence goygoyu laf sokmayı ya da hisse savunmayı bırakıp ciddi anlamda bu konulara yönelik istişare etmekte fayda var.
Alıntı yaparak yanıtla
Yer İmleri