Bence de böyle bir ihtimal yok,refah payını bırakalım,gerçekleşecek %45 yıllık TÜİK enflasyonu civarında bile zam yapılma ihtimali çok düşük.Daha önce de yazmıştım,en fazla %35 civarında bir zam yapılır,23 bin Tl'ye yakın bir rakam çıkar diye tahmin ediyorum.
Diyelim ki,Türk-İş'in talep ettikleri gibi bir zam yaptılar yeni asgari ücret 29583 TL oldu,ne olur?
2 yönlü olarak bakmak lazım:maliyet enflasyonu ve talep enflasyonu:
Talep enflasyonuna bir etkisi yok denecek kadar az olur,neden?
Çünkü bugün İstanbulda şehrin varoşlarında en oturulmayacak kadar kötü bir gecekondunun bile kirası 10-15 bin TL.Ücretlilerin ödedikleri kira aylık gelirlerinin en az %30'u ve %60,hatta %70'i bulabiliyor(Bu oran örneğin ABD'de %35).Türkiye bu oran %45-%50 diyebiliriz.Gıda harcamaları ile birlikte ise asgari ücretlinin gelirinin en az %75'i harcanmış oluyor.Bu oran elektrik,su,ısınma ve haberleşme ile %90'nın üzerine çıkyor.
Son kalemler devletin fiyat belirlediği kalemler,fiyatın oluşmasında talebin bir önemi yok.
Harcamalarda çok büyük pay olan kira artışında da asgari ücretin ne kadar arttığının bir önemi yok.Orada farklı dinamikler var.Mesela bir ev kiralandığında,kiracı bir daha 11 yıl çıkarılamıyor,tahliye davaları en az 3 yıl sürüyor,ev sahibinin kira gelirinin bir bölümü gelir vergisine,bir bölümü emlak vergisine gidiyor,gayrımenkulün ömrü boyunca kat maliklerine ait onarınm yenileme,demirbaş alımı harcamaları oluyor.Mevcut iktidarın ekonomi politikası orta sınıfı yok etti,ücret kazancıyla artık ev alabılmak çok az kişi için mümkün diğer taraftan her yıl ortalama 650 bin çift evleniyor,180 bin çift boşanyor,bunları kiralık ev talepleri oluyor.Müteahhitler ise talebe yeterli ev üretmiyorlar,bunlar kira fiyatlarını yükseltiyor.Devlet ve belediyeler konut arzı yükseltecek tedbirler alıp sorunu hafifletecek çözümler üretebilirler ama bu konuda pek ilerleme olmuyor.Konu uzun ,ama kısacası,asgari ücretin artması talep yönünden kira fiyatlarına bir etkisi olmaz.
Asgari ücretin artması,talep yönünden sadece gıda fiyatlarına sınırlı bir etkisi olur,orada da tedbir ,bu talebi karşılayacak şekilde üretimi artıracak tedbirleri almakla sağlanır.
Daha önceki yazılarımda da birçok defa paylaştım.Türkiyede enflasyon çok büyük ölçüde talep kaynaklı,piyasa paraya boğulmuş olduğu için özellikle hizmet sektöründe fiyatlar roket hızıyla yükseliyor,çünkü fiyat etiketleri ne kadar yükselirse yükselsin talep düşmüyor neden:
1.Bu iktidar döneminde kayırılan iktidar partisine yakın bir kesim var.Ücretli kesimin kazançları yüksek enflasyonda gerçeği yansıtmayan enflasyon rakamlarıyla reel olarak eritilirken ve bankalardaki birikimleri derin negatif reel faizlerle eritilirken,küçük bir kesime kamu ihaleleri,ithalat imtiyazları,kamu bankaları üzerinden bedava krediler gibi yollarla servet transferi yapıldı ve bu kesim paraya boğuldu,fiyatını sormadan sınırsız tüketim yapıyor,talep enflasyonu yaratıyor.Bir diğer sınırsız tüketim yapanlar "kara para" kazançları(uyuşturucu,insan kaçakçılığı,yasa dışı kumar bahis,silah kaçakçılığı,fuhuş,organize suç örgütleri kazançları) ve ekonominin %35-%40'ının oluşturan ve vergisiz kazanç elde edilen kayıt dışı ekonomi kazançları, yolsuzluk ekonomisi kazançları.
Bu kazançlarla fiyatına bakmadan sınırsız harcama yapılıyor ve talep enflasyonu yaratılıyor.
Çözümü belli."nereden buldun " yasası yeniden yürürlüğe konacak.Diyelim ki,birisi 30 milyon tl'te otomobili,ya da 500 milyon tl'ye ev aldı.Ertesi gün maliye elemanı gidecek "güle güle kullanın ama bu satın almayı hangi kazançla elde ettiniz,gelir vergisi beyannamenizi görelim,vergisi ödenmiş mi" diye soracak.Kara para veya yolsuzluk kazançlarıyla elde edilmişse mahkeme kararıyla varlıkları müsadere edilecek,kayıt dışı ekonomi kazançlarıyla alınmışsa ağır şekilde cezalı olarak vergilendirilecek.
2.Kemal Derviş döneminde olduğu gibi devlet bütçesinde %6.5 faiz dışı fazla verme şartı mali kural olarak uygulanacak.Kamu harcamalarından piyasaya para yağması durmuş olacak.
3.Enflasyon %5'in altına ininceye kadar bireysel krediler,-konut kredileri hariç- durdurulacak.Kredi kartı ve banka avans hesapları 1 aylık gelir limitiyle sınırlı olacak.
Bu 3 tedbiri aldığınızda piyasada talep bıçak gibi kesilir,para çok değerli bulunmaz hale gelir,müşterisizlikten özellikle hizmet sektörünün mal ve hizmet fiyatlarında büyük düşüşler olur,talep enflasyonu keskin biçimde düşer.
Maliyet enflasyonu
Maliyetler içinde ücretlerin payı sanıldığından çok daha düşük.TÜİK verilerine göre bile ;100 TL'lik bir fiyatın içinde personel maliyetleri(yani sadece direkt işçilik değil,beyaz yakalıların ve yöneticileri de ücretleri dahil) sadece %7.
Aşağıdaki linkten veriyi göreblirsiniz:
https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Inde...eri-2023-53782
Tablo 1
Fakat gelişmiş ülkelerde personel maliyetlerinin toplam maliyetlere oranı ortalama olarak,sanayi sektöründe %30,hizmet sektöründe %60 gibi çok yüksek;
https://ipic-consulting.com/en/lexic...-expense-ratio
Dolayısıyla bu ülkelerde tabii ki,ücretler yükseldiğinde maliyetler ciddi oranda yükseliyor ve enflasyonist etkisi oluyor ama bizim ülkemizde ücretler zaten reel olarak çok düşmüş durumda ve maliyetler içindeki payı az.Bizim ülkenin ekonomistleri ezbere konuşuyor ,aradaki farktan habersiz.
Peki içeride talep kesildi,üreticlerin ürünlerini satmaları için ihracata dönmeleri gerekiyor.Bu nasıl olacak.Kuvvetli bir devalüasyon ile döviz cinsinden maliyetleri düşürmek gerek.Devalüasyon maliyet enflasyonu yaratmaz mı,yaratır ama 1 defalık yaratır,yukarıdaki tedbirleri alıp talep enflasyonunu durduğunuz için satıcılar maliyet artışının sadece bir kısmını 1 defalığına fiyatlara yansıtır.
Bunun uygulamasını da Kemal Derviş döneminde 2001 yılında gördük Şiddetli bir devalüasyon ile 1usd:557.8'den 1446'ya yıllık %159.6 artarken,
kamu çok sert kemer sıkıp %6.5 faiz dışı vermesiyle ve para politikasıyla da sıkılaşmaya gidildiği için yıllık enflasyon , döviz artış oranının oranının yarısının altında %68.5'ta kaldı ve ertesi yıl da (2002) %29.7'ye indi.2004 yılında ise program uygulanmaya devam edereki enflasyon tek haneye,%9.3'e indi.
Ama yukarıda yazdığım talebi kesecek tedbirleri almayıp sadece asgari ücreti yüksek oranlı artırırsanız,bu enflasyonu yükseltecek yeni bir dalgayı yaşamamıza neden olur,mal ve hizmet satanlara fiyatları yeniden yükseltmeleri yönünde bahane yaratır.Yok asgari olarak da olsa,geçinmelerine yetecek oranda zam yapılmaz ise, 2025 yılı sonuna kadar nasıl hayatta kalacaklar takip edeceğiz.
Yer İmleri