Artan

313,50 10 18:10
116,60 10 18:10
302,50 10 18:10
1,65 10 18:10
17,18 9.99 18:10
Artan Hisseler

Azalan

63,45 -10 18:10
170,10 -10 18:10
105,70 -9.97 18:10
91,30 -9.96 18:10
2,45 -9.59 18:10
Azalan Hisseler

İşlem

7.964.740.488,98 18:10
7.539.519.803,25 18:10
7.007.974.402,66 18:10
6.485.553.808,86 18:10
6.227.090.826,13 18:10
Tüm Hisseler
Sayfa 480/480 İlkİlk ... 380430470478479480
Arama sonucu : 3836 madde; 3,833 - 3,836 arası.

Konu: Th trendhound ile hasbihal

  1. "Hayalleriniz için sessiz bir şekilde savaşın. Çünkü onları gerçekleştirirken yaratmış olduğu etki insanların tahammül edemediği bir şeydir."

  2. Yakında Ukraynadaki savaş sona eriyor. An itibariyle ülkenin %19 u Rus işgali altında. Ukrayna ülkenin %15 i civarında toprağını Rusyaya verecek, Zelensky gidecek, Natoya üye olmama taahhüdü verilecek, silahlı kuvvetlerini de yarı yarıya düşürecek. Böylece savaş sona erecek.
    26 Eylül 2025 de tüm portföy ile 61.95 den AKBNK aldım. Tek kağıt.

  3. Son 2 günde Polymarket bahis sitesinde barış olasılığı 2 katına çıktı. Her ne kadar %32 ye çıksa da 2 gün önce %15 idi. Perşembe günü İsviçrede barış ile ilgili Ukrayna ile toplantı yapılacak.
    26 Eylül 2025 de tüm portföy ile 61.95 den AKBNK aldım. Tek kağıt.

  4.  Alıntı Originally Posted by TRENDHOUND Yazıyı Oku
    Japonya'nın yeni başbakanı Thatcher'in izinden gideceğini beyan etti yani özel sektöre destek ve ağırlık verilecek, kamunun ekonomideki payı azalacak, kamu borcu düşürülecek. BoJ devlet tahvillerindeki faizleri baskılamaya son verdi. Son 25 yıldır Japon devlet tahvili piyasasını BoJ yapıyordu, tek büyük oyuncu o idi, faizleri manipüle edip çok düşük tuttu. Zaten hükümet de düşük yen arzuladığı için bu gelişme iyi. Faiz görüşmesinden ne karar çıkar bilmiyorum ama çok da piyasaları çalkalayacak bir durum ortaya çıkmaz.
     Alıntı Originally Posted by TRENDHOUND Yazıyı Oku
    Ülke en derin ekonomik krizlerinden birini yaşıyor ama iktidar partisi AKP nin oy oranı hala %30 civarında, işte bu hayret verici her ne kadar dediğin kesim manipüle ediliyor olsa bile. İktidarın açısından büyük bir başarıdır bu. Halk acı çekmekten mi zevk alıyor yoksa manipüle edilmekten mi?
    Bu iki konuyu birleştirmeye çalışayım. Dünya üzerindeki en önemli insani yapı Çin seddidir. Ortadoğu'da taşları üst üste yığarak yapılan piramitler barbar akınlarında işe yaramazken Çin zekası taşları yan yana düzüp, bin yıl işe yarayacak bir kültür ve ekonomi izolasyonu sağlamıştır. Çin seddi sayesinde dünyayı doğu ve batı olmak üzere 2 uygarlığa bölebiliriz. Bizim dahil olduğumuz batı uygarlığının kökleri sadece birkaç yüzyıl eskiye gider, tüm ülkelerin defalarca sınırları, alfabeleri, inançları, yemek menüleri değişmiş, genetik alışverişle herkes birbirine karışmıştır. Servet de devamlı el değiştirmektedir. Avrupa'nın coğrafi keşifler sonrası aşırı hızlı büyümesi ve aşırı hızlı zenginleşmesi beraberinde servet kaynaklı, hiç bitmeyen savaşları getirmiştir. Uzak doğu ise yavaş ve istikrarlı gelişmiştir. Çin seddinin doğu ve güneyinde kalan ülkelerin kökleri ise üç bin yıl geriye dayanıyor, Mao devrimi gibi yakın zamanlı şiddetli değişimlerin sebebi batı medeniyetlerinin çok ileri gitmesine uyum sürecidir ve dikkat ederseniz çok sancılı geçmiştir, esasen bu ulusları bizim anlama şansımız yok. Şansını denemek isteyen Çin'ce öğrenmeye çalışabilir, dil öğrenmek bir kültürü tam öğrenmenin yoludur.

    Japonya özelinde ise; süreli olarak seçilmiş, kral soyundan gelmeyen bir kadın politikacıdan, Thatcher tarzı değişimler beklemek hayal olacaktır. Japon toplumunda gurur ve onur gibi kavramlar ilkel haliyle bir kimliktir ama batı normlarına adaptasyon da artık kimliğin parçasıdır. Ortadoğu dinlerini üst kimlik kabul eden insanlarda gurur ve onur kavramı olmadığından, ümmetçilik, dini lidere tam biat gibi mümin karakteri söz konusudur ve bu uğurda her şey mubahtır. Ticaret hayatında yansımalarını canlı görebilirsiniz. Hristiyanlar Roma İmparatorluğu'nun şövalye değerlerini kabul ederek, Yahudiler de 1945'de yok olmanın eşiğine geldikleri için, bu değerler eşliğinde milliyetçi kimliklere kavuştular ancak onların kimlikleri doğu asya ülkelerininkinden çok çok farklı. Japon ekonomik yapısı ve iş dünyası sayısız katmandan oluşmuş çok karmaşık bir sistemdir, çözmek imkansızdır. Büyük holdingler ve etraflarında kümelenmiş küçük şirketlerin her biri yaşayan bir organizma gibi olduğundan öngörülemez. Rakip şirketlerin birbirlerine karşılıksız kaynak, bilgi ve teknoloji transfer ettikleri durumlar görürsünüz. İnanılmaz ketumdurlar, başarılarını öyle ustaca gizlerler ki; motosiklet, hafif iş makineleri, elektronik aletler gibi görece basit iş sahalarında tekel haline gelip devasa nakit akışları elde ettiklerini anladığınızda bile o pazarlara yaklaşamazsınız zira söz ettiğim karmaşık yapılanma sayesinde maliyet ve finansman avantajlarıyla yeni oyuncuları anında püskürtürler. Değişik çıkar ilişkileri vardır, mesela borç alış verişi sırasında hisse de takas ederek aile bağı kurabilirler. Teknoloji gibi çok modern bir alanda, dış rakipleriyle, samuray ilkeleriyle rekabet edebilirler ama Toyota gibi tam modern organizasyonlar da mevcuttur. Güney Kore'de de benzer durum vardır, olayın köklerine asla inemezsiniz çünkü yüzlerce yıl geriye gider. Bizimkisi son derece basittir, politika eksenli ana düzen ve tarikat benzeri ticari yapılanmalar mevcuttur, hemşericilik gibi en ilkel anlamda organize olan iş sahaları bile var. İlkel çıkar guruplarımız teknoloji sayesinde kökten sarsıldığından ülke çok büyük bir değişime doğru ilerliyor.

    Bazıları AKP ve CHP'yi aynı eksende değerlendirip yorum yapıyor. Bence buradaki herkes görüyor ki; CHP standart bir siyasi partidir, kendi içinde bile sonsuz bir siyasi dengelenme arayışı sürer. AKP siyasi parti midir? Karşılaştırmak doğru mu?

Sayfa 480/480 İlkİlk ... 380430470478479480

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •