Sayfa 1488/7020 İlkİlk ... 4889881388143814781486148714881489149014981538158819882488 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 11,897 - 11,904 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Italyan heykeltiras Antonio Canova'nin olum yildonumu (13 Ekim 1822)

    Maddalena penitente (The Penitent Magdalene, 1809)


  2. Japon yazar Takiji Kobayashi’nin dogum yildonumu (13 Ekim 1903)

    “Farkindasinizdir, ama gene de soyleyeyim, bu yengec konserveleme gemisinin, tek vazifesi sirkete kazanc saglamak degildir; beynelmilel onem arz eden fevkalade buyuk mesuliyetlere haizdir. Biz mi, yani biz Japonya Imparatorlugu’nun halki mi, yoksa Moskoflar mi daha buyuk? Bunu tayin edecek teke tek bir muharebedir bizim isimiz! Ve sayet, bakin sayet, diyorum -ki oyle bir seyin olmasi katiyen mumkun degildir- ama bu muharebede maglup olursak, siz Japon bebeleri, tassakli erkekler oldugunuzu gostermeli, karinlarinizi yarip Kamcatka Denizi’ne atmalisini kendinizi! Ufak tefek olabilirsiniz, ama o beyinsiz Moskoflarin sizi yenmesine meydan vermeyeceksiniz!''



    “Needless to say, as some of you may know, this crab cannery ship’s business is not just to make lots of money for the corporation but is actually a matter of the greatest international importance. This is a one-on-one fight between us, citizens of a great empire, and the Russkies, a battle to find out which one of us is greater – them or us. Now just supposing you lose – this could never happen, but if it did – all Japanese men and boys who’ve got any balls at all would slit their bellies and jump into the sea off Kamchatka. You may be small in size but that doesn’t mean you’ll let those stupid Russkies beat you.”

  3. Italyan asili Fransiz aktor ve sarkici Yves Montand'in (Ivo Livi) dogum yildonumu (13 Ekim 1921)




  4. Turk roman ve oyku yazari Adalet Agaoglu’nun dogum gunu (13 Ekim 1929)

    “Zaten yasam dedigimiz nedir ki? Icimizde ara ara cakan isiklar. O isikli an’lar, iste bu, tek tek minicik noktalar ucuca eklenir, bazen birbirinin icine girer, biri otekinin ustune cikar ya da altina kacar, durmadan yer-yon degistirerek yol alan bu noktalar bilesimi, cok guzel bir muzik olusturur. Hep suren, bazilarimiz icin kesintisiz, bazilarimiz icin ancak ara ara isitilebilen bir muzik parcasi.”



    “What is it we call life anyway? The lights that flash within us from time to time. Those lit moments, these tiny dots, one by one, added on from one end to the other, intermingling with each other sometimes, one on top of the other, or slipped underneath; this combination of dots that moves forward, constantly changing places and directions, creates very beautiful music.”

  5. Amerikali muzisyen, sarkici, soz yazari ve aktor Paul (Frederic) Simon'in dogum gunu (13 Ekim 1941)




  6. En Iyi Film Akademi Odullu (1951), Bette Davis, Anne Baxter, George Sanders ve Marilyn Monroe'nun rol ldigi drama filmi Perde Aciliyor (All About Eve - Eva contro Eva) 13 Ekim 1950 tarihinde vizyona girdi.






  7. Turk sair, yazar ve cevirmen (Huseyin) Cahit Sitki Taranci'nin olum yildonumu (13 Ekim 1956)

    Renkler cekildi iste simsiyah bir saraya
    Birbirine musavi artik her sey: Gecedir.
    Geldi minarelerle kuyular bir hizaya;
    Ya her sey dev gibidir, yahut her sey cucedir,.
    Bir sular hucumudur ansizin hafizaya
    Bu, baslayan, belki de biten bir iskencedir.
    Kafalar ayna gibi simdi bir muammaya
    Bu, icinden cikilmaz bir muthis bilmecedir.
    Korku bir kokudur ki karismi bu havaya,
    Ve sukut bir cig gibi buyuyen dusuncedir.
    Simdi her kimildanis usulca, sessizcedir.
    Bir torba tutmus gibi boslukta bir el guya
    Gulen, aglayan baslar dustu ayni torbaya,
    Gece bir sebep degil belki bir neticedir.



    Ecco! i colori si sono ritirati in un palazzo oscuro,
    Sono uguali tutte le cose: e notte,
    I minareti e i pozzi sono pari di altezza,
    o tutti sono come giganti o sono come nani.
    All'improvviso e un afflusso dell'acque nella memoria,
    questo e un tormento che inizia, forse e quello finito,
    Le menti si rivolgono a un problema come uno specchio,
    e questo un indovinello insoluto.
    La paura e un odore che si mescola all'aria,
    E il silenzio e un pensiero crescente come una valanga
    Ora ogni mossa e silenziosa, piana.
    Come se una mano tenesse un sacco nell'immenso,
    sono cadute le teste sorridenti, tristi nello stesso sacco;
    La notte non e un motivo, forse e un esito




    O biten gunle beraber
    Aynalarda gece olmus;
    Onlar, onlar ki geceleyin,
    Gurbete dusmu gibiler,
    Sabir, tuttuklari yolmus
    Sabaha erismek icin!
    O biten gunle beraber
    Aynalarda gece olmus.

    -O biten gundur.Ne isik
    Ne de renk birakti bize;
    Bos degil agladigimiz,
    Geceler icinde kaldik
    Yine kendi kendimize,
    Yine oyle yapayalniz.
    O biten gundur:Ne isik,
    Ne de renk birakti bize.



    A giorno finito
    si fa notte negli specchi,
    sono di notte,
    come se fossero esiliati.
    La pazienza e la via avviata
    per giungere all'alba!
    A giorno finito
    si fa notte negli specchi.
    Quel giorno e finito: ne la luce
    ne il colore ci ha lasciato.
    Non e inutile piangere,
    siamo rimasti nelle notti
    di nuovo con noi stessi,
    di nuovo cosi nella solitudine.
    Quel giorno e finito:
    ne la luce ne il colore ci ha lasciato.

  8. Istanbul Universitesi Yabanci Diller Yuksek Okulu Baskanligi da yapmis olan, Alman filolog, bilim adami ve edebiyat elestirmeni Erich Auerbach’in olum yildonumu (13 Ekim 1957)

    Prof. Erich Auerbach, unlu filozof Walter Benjamin’e Ataturk’u anlatiyor:

    “Buyuk Sef, sempatik bir otokrat, zeki, comert ve esprili biri. Avrupali meslektaslarindan tamamiyle farkli: Bu topragi bizzat bir ulke haline getirmis olmasi, ayrica da kesinlikle uzun soze kacmamasi itibariyle. Butun yaptiklarini bir yandan Avrupa demokrasileri ile diger yandansa eski Musluman-Panislamist Saray ekonomisine karsi savasarak gerceklestirmek zorunda kalmis; sonucta ortaya cikan da fanatik bir gelenek karsiti milliyetcilik olmus. Var olan Islam kulturu mirasinin reddi, hayal urunu bir kadim Turkluk ile baglanti kurma, kendisine karsi nefretle karisik bir hayranlik duyulan Avrupa’yi kendi silahlari ile vurmak icin teknik anlamda Avrupa zihniyeti ile modernlesme.”



    “Der grand chef ist ein sympathischer Autokrat, klug, großzügig und witzig, vollkommen verschieden von seinen europäischen Kollegen: indem er nämlich wirklich dieses Land zum Staat gemacht hat, und auch, indem er absolut phrasenlos ist. Aber er hat alles, was er getan hat, im Kampf gegen die europäischen Demokratien einerseits und gegen die alte mohammedanisch-panislamitische Sultanswirtschaft andererseits durchsetzen müssen, und das Resultat ist ein fanatischer antitraditioneller Nationalismus: Ablehnung ller bestehenden mohammedanischen Kulturüberlieferung, Anknüpfung an ein phantastisches Urtürkentum, technische Modernisierung im europäischen Verstande.”

Sayfa 1488/7020 İlkİlk ... 4889881388143814781486148714881489149014981538158819882488 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •