2002 sonrası dönemde yerel ekonomik koşulların iyileşmesi ile beraber daha global bir finansal piyasa kavuşan ve yabancı yatırımları çeken Türkiye, bunun sonucu olarak çeşitli global krizlerden etkilenmiştir.
Bu krizlerin başında 2006 yılı Mayıs – Haziran aylarında yaşanan küresel dalgalanma gelmektedir. Bu dalgalanmadan en çok etkilene ülkeler arasında gelişen ekonomisi ile Türkiye’de yer almıştır. Amerika’nın köklü finans şirketlerin bilançolarında çok büyük düzeyde zarar belirtmeli ile başlayan banka hisselerindeki satış bütün dünyada etkisini hissettirdi. Çok uzun sürmeyen çalkantılı dönemde, yabancı yatırımcının hisse senedi yatırımından çıkması İMKB endeksini düşürüp dolar kurunu artırıcı etki yaptı. Düşüşten kısa süre sonra yabancı alımları ile yükselme sürdü ve dolar düşüş eğilimine girdi.
2008 yılına gelindiğinde ABD konut piyasasıyla ilgili krizin dünya çapında büyüyor olması piyasaların tamamına olumsuz yansıdı. ABD, Avrupa ve Asya borsalarında yaşanan sert düşüşler İMKB'yi de olumsuz etkiledi. Bir yıl içinde İMKB 55000 ‘den, 25000’e kadar düştü. Kriz Amerika kaynaklı olduğu için krizin ilk zamanları dolar kurunda önemli bir artış görülmedi fakat krizin son zamanında 1,18 olan USDTRY 1,78’e kadar çıktı. Bu dönem sonunda bakıldığında İKMB %50 oranında değer yitirirken dolar kurunun da %50 oranında değer kazandığı gözükmektedir.
Dönemin son krizi halen yaşamakta olduğumuz, 2010 yılında AB ülkelerin ufak bir kısmında başlayıp 2011 yılında neredeyse geneline yayılan borç krizidir. Bu kriz dönemimde de önceki global krizlerde olduğu gibi İMKB değer kaybederken, Türk Lirası da diğer ülke para birimleri karşısında değer yitirmiştir.
Sonuç
Faiz oranlarındaki değişme ilk etkisini pariteler üzerinde göstermektedir. Bu noktada pariteleri etkileyen tek unsurun faiz olduğunu söylemek hatalı olacaktır. Faiz dışında, faiz kadar etkili olmayan ve dikkate almadığımız; büyüme oranları, para arz miktarı, bütçe dengesi, sanayi üretim endeksi, döviz kuru sepeti, vade riski, ithalat, ihracat, emtia ve maden fiyatları, işsizlik maaşları, konut inşaatları ve izinleri, işsizlik oranları, önemli görevlerdeki kişileri yaptıkları açıklamalar ve benzeri birçok değişken döviz kuru üzerinde etkili olmaktadır.
Döviz kurunda meydana gelen değişmelerde doğrudan mal piyasasında işlem yapan şirketleri etkilemektedir. Yapılan ithalat ve ihracat düzeyleri döviz kurlarından büyük ölçüde etkilenmektedir. Şirketlerin borsada işlem gören hisseleri de bu değişimden etkilenerek İMKB endekslerinde değişime neden olmaktadır. Bunun yanında şirket değerlerini değişmesinde paranın zaman değerinden dolayı faiz oranlarında önemli bir yere sahiptir. Kurumsal yatırım kararları da keza faiz oranlarına göre verilmekte ve karlılık üzerinde etkili olmaktadır. Yatırımcı da hisse senedine yatırım yapmadan önce faiz oranlarıyla getiri karşılaştırması yapmaktadır.
Şirketlerde yarattıkları katma değer ile ve emek sahiplerine ödedikleri ücretler ile ekonomide parasal döngüyü sağlamakta ve bu yolla dolaylı olarak faiz oranları üzerinde etkide bulunmaktadır. Bunun yanında para piyasalarından yaptıkları işlem neticesinde de doğrudan faiz oranları üzerinde etkili olmaktadır.
http://finansomi.blogspot.com.tr/201...ran-doviz.html
Yer İmleri