Sayfa 2/5 İlkİlk 1234 ... SonSon
Arama sonucu : 37 madde; 9 - 16 arası.

Konu: Borsa Felsefesi, Borsacı Kafası.

  1. Tovbekar hocam biraz alınganlık hissettim ama yanlış anlamışsınız. Siz benden daha iyi borsacı olduğunuzu kanıtlamışsınız, konu bu değil.
    Öncelikle nokta atışı hisse tavsiyesi vermem hatta ima bile etmekten sakınırım. Burası bu beklentileri karşılamaz.
    Sadece tek parametreye dayalı bir akıl yürütme ile sonuç çıkardığınızı ve buna güvenerek pozisyon aldığınızı yazmışsınız. O anda size mantıklı gözükmüş ama siz haklı çıkana kadar geçen kısa zaman diliminde kaçırdığınız fırsatlara hayıflanmışsınız. Sonuç olarak tecrübeye dayalı düşünceniz doğrulanmış. Dikiz aynasında bakmayı bırakıp geçmişe geri dönelim; o günlerde faiz ve ekonomiye ilişkin isabetli ama zaman bakımından belirsiz öngörünüzü nasıl kuvvetlendirebilirdiniz? Daha detaya nasıl inilebilirdi? Zaten kimse bu ülkenin ekonomisine güvenmiyor ki; bu bir belirleyici unsur değil. Mesela piyasadaki TL bolluk ve sıkışıklıkları izlenebilir. Şu anda tam olarak sıkışıklığın etkilerini yaşıyoruz. Merkez Bankası likidite senetleriyle iyice TL yi kıstı. Çaresizlik kokan politikalar izlediklerini defalarca yazdım bu forumda. Dış piyasaların durumuna ilişkin senaryolar geliştirilebilir veya muhasebesel mevzuatların etkileri üzerine kafa yorulabilir. Geçen yıl herkes enflasyon muhasebesinin sonuçlarından yakınıyordu bu yıl ne olacak? Kastettiğim bunlardı.

  2. #10
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    ISPARTA K.
    Gönderi
    4,888
    tek bir hisse senedim var doğrudur... benim hafsalam zaten bir kaç hisseyi takip etmeye çalışsa da en güzel getirisi olanı olabilecek olanı alırım ve çekilirim. zaman içinde aldığım senedi gözlerim acaba değişen bir şeyler var mıdır diye...

    adam bana soruyor EKGYO nasıldır, faizler düşecekmiş... ben diyorum ki faizler düşse de alım gücü henüz yeterli değil. geleceği satın almak istiyorsan bu şu sıralar mümkün değil... şu anda bile % 3 e gelmiş ki o sorular sorulduğunda % 4 üzerindeydi aylık konut kredisi. ama piyasa hurra saldırıp mantıksız da olsa satın alıyor bu mantığı... yazdığım budur. tek saikle hareket değildir. gerçekten okullar açıldı kırtasiyeye saldır, yaz geldi turizm kaldır mantığı söz konusu ise bizim ülkemizde bu piyasaya uyum sağlamak mümkün değildir. uyum sağlayamayan azınlık yani zekası ileride olanlar diğerlerinin yanında 5 parasız kalacaklardır. elbette kaybetme oranı az olacak, ama diğerlerinin kaybedeni zaten silindiği için kalanlar kazandıklarını düşünenlerdir ve piyasa yapıcı bu şekilde oyun oynanmasına izin veriyor...

  3. Takip ettiğim parametrelere göre piyasada bir felaket senaryosuna dair izler göremiyorum.
    ABD'de son aylarda ortalamanın üzerinde gerçekleşen hisse arzlarından kaynaklanan zayıflamalar Trump'ın zaten beklenen tarifeleriyle birleşince önemli desteklere doğru hızlı geldik. Grafiksel olarak S&P500 endeksinde 5200'lere denk gelen hisse arzı yoğunluğu etkisi hafifleyecek mi göreceğiz ancak şirket satın almaları ve birleşmelerde iştah yerinde ki bu önemsediğim bir gösterge.

  4. Piyasalardaki kaos geleceğe dair bir değişimin habercisi olsa da bu değişim çok uzun yıllara yayılacak türden bir süreç, ani bir paniğe kapılmıyorum ancak artık bu değirmende herkese yetecek kadar su kalmadı. Kağıt varlıklara güven çok kırılgandır, değerleme anlayışları bir anda alt-üst olabilir ve dün ucuz denen bazı varlıklar kimsenin umurunda dahi olmayabilir. Bunun sebebi kredi ve sabit giderler dediğimiz hayatın önemli gerçekleridir. İçinde bulunduğumuz türden dönemler getirisi belirsiz hisse senetleri için son derece olumsuz etkilere sahip ve bunlar zamanla KATLAMALI (üssel artan) şekilde büyüyecek etkiler. Kamunun veya özel sektörün hisse geri alım programlarının da yetersiz kalacağı bu trendde öncelik kredi borçları ve sabit giderlerin zamanında karşılanabilmesidir ve bu giderler birkaç yüz milyon dolarlık hisse geri alımlarıyla karşılaştırılamayacak kadar büyüktür. Faizin de iktidar tarafından ısrarla yüksek tutulmaya çalışıldığı hesaba katılırsa fon yöneticilerinin önceliği sabit getirilere odaklanmak olacaktır. Siyasetteki çalkantılar ise neden olduğu aşırı piyasa dalgalanmaları sayesinde carry trade gibi aşırı riske ayrılmış bazı fonları cezbedecektir.

    Uzun zamandır tekrar tekrar hatırlattığım bir olasılık var. Türkiye modern finans tarihinde daha önce hiç deneyimlenmemiş bir sürece girmiş olabilir, 10 yıllık durgunluk dönemi... Geçmişte hep V tipi ani şoklarla karşılaştık ancak Türkiye'nin gelişmiş ülkelerde de görülen türden yapışkan bir duraksamaya uğrama olasılığı var. Bununla ilgili emareler; işgücü piyasası, gayrimenkul piyasası, yatırım eğilimleri ve siyasetteki değişim sinyallerinde görülebilir. Peki bunun borsacılar açısından sonuçları neler?

    Artık tüm piyasanın birlikte yükseleceği veya lokomotifler gittikten sonra diğerlerinin de onları takip edeceğine yönelik stratejileri sorgulamak gerekiyor. Belirsizlik ve risk kaynaklı yüksek getiri beklentileri yerine temettüyü ve düşük borç yapısını baş rollere koyan bir hisse seçim süreci daha iyi sonuçlar verecektir aksi halde nasıl sağa sola savrulabileceğimizin canlı örnekleri bu forumda mevcut. Temettü geçmişi sağlam ve bunu gelecekte de sürdürebilecek güçteki şirketler, yatırımcı piyasaya yüksek fiyatlardan girmiş olsa dahi ona nefes aldıracak getiriler sunacaktır ve pozisyonunu koruyabilecektir. Daha yüksek getiri için tek adres gene sağlam yapıdaki büyüme hisseleri olabilir ama bu tanıma uyabilecek hisse sayısı tüm borsada 1 veya 2 olacak ve bunu tutturmak hiç kolay iş değil. Patron isterse kağıdı uçurur diyenlere de sabırlar dilerim.

    Hisse gurubunu bu şekilde belirledikten sonra alım satım zamanlamalarını belirlemek için de ayrı bir strateji gerekecek. Benim tavsiyem psikolojik unsurları temel alan felsefede bir yaklaşım ancak verilerle de desteklenmesi gerektiğinden kredi, likidite, döviz talebi unsurları çevresinde değerlendirilebilir. Siyaset gene baş rollere çıktı ilave olarak bilanço tarihleri, sermaye artırımları, muhasebesel ve vergisel mevzuatlar göz önünde bulundurulmalı. Bakın SPK bile halka arz takvimini nasıl ayarlıyor?

    Not: Sağlam hisselerin ani kur zıplamalarına karşı da iyi bir yatırım alternatifi olduğunu unutmayalım.

  5.  Alıntı Originally Posted by yelpaze Yazıyı Oku
    Piyasalardaki kaos geleceğe dair bir değişimin habercisi olsa da bu değişim çok uzun yıllara yayılacak türden bir süreç, ani bir paniğe kapılmıyorum ancak artık bu değirmende herkese yetecek kadar su kalmadı. Kağıt varlıklara güven çok kırılgandır, değerleme anlayışları bir anda alt-üst olabilir ve dün ucuz denen bazı varlıklar kimsenin umurunda dahi olmayabilir. Bunun sebebi kredi ve sabit giderler dediğimiz hayatın önemli gerçekleridir. İçinde bulunduğumuz türden dönemler getirisi belirsiz hisse senetleri için son derece olumsuz etkilere sahip ve bunlar zamanla KATLAMALI (üssel artan) şekilde büyüyecek etkiler. Kamunun veya özel sektörün hisse geri alım programlarının da yetersiz kalacağı bu trendde öncelik kredi borçları ve sabit giderlerin zamanında karşılanabilmesidir ve bu giderler birkaç yüz milyon dolarlık hisse geri alımlarıyla karşılaştırılamayacak kadar büyüktür. Faizin de iktidar tarafından ısrarla yüksek tutulmaya çalışıldığı hesaba katılırsa fon yöneticilerinin önceliği sabit getirilere odaklanmak olacaktır. Siyasetteki çalkantılar ise neden olduğu aşırı piyasa dalgalanmaları sayesinde carry trade gibi aşırı riske ayrılmış bazı fonları cezbedecektir.

    Uzun zamandır tekrar tekrar hatırlattığım bir olasılık var. Türkiye modern finans tarihinde daha önce hiç deneyimlenmemiş bir sürece girmiş olabilir, 10 yıllık durgunluk dönemi... Geçmişte hep V tipi ani şoklarla karşılaştık ancak Türkiye'nin gelişmiş ülkelerde de görülen türden yapışkan bir duraksamaya uğrama olasılığı var. Bununla ilgili emareler; işgücü piyasası, gayrimenkul piyasası, yatırım eğilimleri ve siyasetteki değişim sinyallerinde görülebilir. Peki bunun borsacılar açısından sonuçları neler?

    Artık tüm piyasanın birlikte yükseleceği veya lokomotifler gittikten sonra diğerlerinin de onları takip edeceğine yönelik stratejileri sorgulamak gerekiyor. Belirsizlik ve risk kaynaklı yüksek getiri beklentileri yerine temettüyü ve düşük borç yapısını baş rollere koyan bir hisse seçim süreci daha iyi sonuçlar verecektir aksi halde nasıl sağa sola savrulabileceğimizin canlı örnekleri bu forumda mevcut. Temettü geçmişi sağlam ve bunu gelecekte de sürdürebilecek güçteki şirketler, yatırımcı piyasaya yüksek fiyatlardan girmiş olsa dahi ona nefes aldıracak getiriler sunacaktır ve pozisyonunu koruyabilecektir. Daha yüksek getiri için tek adres gene sağlam yapıdaki büyüme hisseleri olabilir ama bu tanıma uyabilecek hisse sayısı tüm borsada 1 veya 2 olacak ve bunu tutturmak hiç kolay iş değil. Patron isterse kağıdı uçurur diyenlere de sabırlar dilerim.

    Hisse gurubunu bu şekilde belirledikten sonra alım satım zamanlamalarını belirlemek için de ayrı bir strateji gerekecek. Benim tavsiyem psikolojik unsurları temel alan felsefede bir yaklaşım ancak verilerle de desteklenmesi gerektiğinden kredi, likidite, döviz talebi unsurları çevresinde değerlendirilebilir. Siyaset gene baş rollere çıktı ilave olarak bilanço tarihleri, sermaye artırımları, muhasebesel ve vergisel mevzuatlar göz önünde bulundurulmalı. Bakın SPK bile halka arz takvimini nasıl ayarlıyor?

    Not: Sağlam hisselerin ani kur zıplamalarına karşı da iyi bir yatırım alternatifi olduğunu unutmayalım.


    Görüşleriniz çok değerli, paylaştığınız için çok teşekkür ederim

  6. Yılın en yoğun temettü ödemelerine denk gelen bilanço dönemi yaklaşırken, enflasyon muhasebesi etkisi altındaki 2024'ün ilk çeyreğiyle karşılaştırmalı olarak sunulacak olan 2025, 1. çeyrek rakamlarına ilişkin öngörülerde bulunabilirsiniz. Baz etkisi şirketten şirkete değişecek ayrıca bu yılın mevzuatını da göz önüne almak lazım ve bunlar için biraz kafa yormak fena olmaz!

    2024 ilk çeyrek dönem başı USD/TL 29,5 dönem sonu 32,2
    2025 ilk çeyrek dönem başı USD/TL 35,4 dönem sonu 38 TL
    Bakın, Mehmet amca söz verdiği yabancı yatırımları bulamıyor ama dönemin sonun denk gelen siyasi olayların kuru zıplatmasına rağmen kıyağını geçmiş gibi.

    Öte yandan alınan tedbirler kapsamında iç piyasadan TL iyice çekildi. Hani esnaf der ya yaprak kıpırdamıyor...

    Belirlediğiniz şirketlerin son 5 yıllık ilk çeyrek karlarını tabloya, yan yana yazın hatta dönem kurlarında USD ye de çevirin. 2023 için iki farklı rakam yazılacak; önce enflasyon muhasebesiz sonra E.M.'li ve en sağa 2024'ün E.M.'li net karı. Böylece muhasebesel uygulama farklılıklarını da göreceksiniz.
    Basit bir analiz...

  7. #15
    Trump gümrük vergileri sonrasında turkiyeye yurt dışından doğrudan yatırımcı göçü olabilir mi?
    Ne dersiniz?

  8. Yıllardan beri yabancı yatırımcı girişleri gittikçe azalıyor ki bu bir trend. Hem sabit sermaye yatırımları hem de sıcak para girişleri çok düşük ki ülkenin en büyük risk kaynağının dış sermaye akımları olduğunu konuşmuştuk. Esasen siyasetteki tüm gördüğünüz çalkantıların da sebebi para bulamamaları çünkü bu yolun sonu üç harflilere çıkıyor.

    Yerli yatırımcılar ise dışarıya yatırımlarını artırıyor, bu da başka bir trend. 10 yıl önce ABD borsalarından hisse yatırımı henüz pek tercih edilmiyordu şimdi sadece bu kalem bile bireyseller ve yurtiçi yerleşikler olarak milyarlarca $ çıkışa işaret ediyor. Bireysel konut alımları, yatırımlarını dışarı kaydıran şirketler derken net dış sermaye akımları eksiye dönüyor. Burada söz ettiğimiz borçsuz bir ülke değil ticaret açığı veren ve dış borcu çok yüksek bir ülke. Üstüne bir de bu global sıkışıklıklar eklenince iktidarın üzerindeki baskı çekilmez hale geliyor.

    Bu trendin değişmesi için çok büyük reformlar ve değişimler lazım, Trump'ın rüzgarı yetmez bence.

Sayfa 2/5 İlkİlk 1234 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •