Bankacılık sisteminin 19 trilyon 555 milyar 463 milyon kredi verdiği, Merkez Bankası'nın ise 815 milyar 733 milyon 86 bin TL tedavüle para sürdüğü belirtiliyor. "Bankaların borca dayalı para sistemi üzerinden tedavüldeki paranın yaklaşık 24 katı para yaratıldığı" yorumları üzerinden "Daha yüksek faizle bankalara borçlanılıyor" şeklinde eleştirel yorumlar yapılıyor. Merkez Bankası'nın politikaları ve bankacılık sistemini Prof. Dr. Mete Gündoğan, Odatv'ye tek tek anlattı:
MERKEZ BANKASI'NIN VERDİĞİ PARA 800 MİLYAR, BANKACILIK SİSTEMİNİN KREDİLERİ 20 TRİLYON"
Play Video
Bugünlerde Merkez Bankası’nın piyasaya verdiği para yaklaşık 800 milyar lira iken bankacılık sistemi piyasaya yaklaşık 20 trilyon lira kredi veriyor. Burada çok büyük sorunlar var. Onları şu şekilde özetleyeyim.
"BORCA DAYALI PARA SİSTEMİ"
Öncelikle, içinde bulunduğumuz sistem Borca Dayalı Para Sistemi’dir. Sistem şu şekilde çalışıyor.
Merkez Bankası para üretiyor. Yani matbaada basıyor. Bastığı parayı da piyasaya borç olarak veriyor. Bu birinci aşama.
"MERKEZ BANKASI PARAYI BASIYOR, PİYASAYA FAİZ İLE BORÇ OLARAK VERİYOR"
Peki, buradaki sorun ne?
Buradaki sorun şu. Şimdi bu mekanizmanın ilk başlangıcını düşünelim. Piyasada hiç Türk Lirası yok. MB parayı basıyor ve piyasaya FAİZ ile borç olarak veriyor. Diyelim ki yıllık yüzde 10 faizle, 100 lira verdi. Bunu 100 milyar olarak da düşünebilirsiniz. Hesap ve anlaşılması kolay olsun diye bu şekilde yani 100 lira olarak ifade ediyorum.
"MERKEZ BANKASI FAİZİNİ ALIYOR, PİYASADA 90 LİRA KALIYOR... ADETA TUZAK"
Peki, bu 100 liranın vadesi gelince ne oluyor?
MB, faizini geri alıyor. Kalan para ile piyasa işlevine devam ediyor. Yani bir yıl sonra piyasada 90 lira kalıyor. Yani piyasada para azalıyor! Piyasa iş yapabilmesi için borç almaya mahkûm oluyor. Ama, yine aynı şartlarda borçlanacağı için bu bir kısır döngüye dönüşüyor. Piyasadaki para sürekli azalıyor. Piyasa ne kadar çok çalışırsa o kadar borçlanmak zorunda kalıyor! O kadar çok FAİZ ödemek zorunda kalıyor. İşte, borca dayalı para sistemi bu. Adeta bir tuzak! Borca esir etme tuzağı. Ne kadar çok çalışırsanız, o kadar çok borçlanıyorsanız. Bu sistemden makul bir çıkış yok!
"KREDİ VERDİKLERİNDE PARAYI HAVADAN YARATMIŞ OLUYORLAR"
Tabi iş burada da bitmiyor.
Bu sistem içerisinde bir başka şey daha yapılıyor. MB’nin verdiği parayı bankalar çoğaltıyor. Buna da "Kısmi Rezerv Sistemi" deniyor. Bu sisteme "para çarpanı" diyenler de var. Bu sistem ile bankalar, kredi verme mekanizması ile para yaratıyorlar. Bankalar istedikleri kadar para yaratıyorlar. Kredi verdikleri anda parayı havadan yaratmış oluyorlar. "Bankaya yatırılan paraları kredi olarak başkasına veriyorlar" açıklaması da koca bir yalan. Çünkü bankaların kredi vermesi için birilerinin parasına ihtiyaçları yok. Parayı havadan yaratıyorlar.
"KREDİ ALTINDA ÜRETİLEN PARA, GERÇEK PARANIN FONKSİYONLARINI YERİNE GETİRİYOR"
İşte bugün MB’nin piyasaya verdiği kabaca 800 milyar liraya mukabil, bankalar piyasaya kabaca 20 trilyon lira kredi vermişler! Kredi adı altında üretilen bu para, gerçek paranın bütün fonksiyonlarını yerine getirebiliyor. Yani resmen, MB dışında, para yaratmış oluyorlar. Bir nevi para basmış oluyorlar.
Özetle buraya kadar anlattıklarım, cari olarak para kredi sisteminde yapılanlardır. Kısacası, Borca Dayalı Para Sistemi budur. Kısmi Rezerv Sistemi diye anlatılanlar da bunlardır. Birçok detay var ama ben burada bu kadar ifade ederek özetlemiş olayım.
Şimdi, benim bu konuda itirazlarım nelerdir? Bu sisteme niçin ısrarla karşı çıkıyorum? Bu sistemi niçin acilen değiştirmek veya yeniden yapılandırmak mecburiyetindeyiz?
"ANAYASAL VE YASAL SUÇLAR İŞLENİYOR"
Onun cevabı da şudur.
Bu mevcut para kredi sisteminde, beş grup altında özetleyebileceğimiz, anayasal ve yasal suçlar işleniyor. Aslında bu sistemi yürütenlerin de yargılanmaları gerekiyor.
Sebebi şunlardır.
Öncelikle ülkemizde para basma yetkisi Anayasa’mıza göre Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) aittir.
Madde 87: Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; bütçe ve kesinhesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.
"BÖYLE BİR YETKİ DEVRİ YOKTUR, HUKUKEN OLAMAZ"
TBMM, bu yetkisini “sınırsız ve süresiz” olarak özel bir şirkete devredemez. Cumhuriyet Merkez Bankası özel kanunla kurulmuş bir anonim şirkettir. Meclis’e ait olan bu yetkiyi hukuksuz olarak kullanmaktadır. Sorarsanız "Meclis bu yetkiyi bize devretti" diyorlar ancak böyle bir yetki devri ortada yoktur. Zaten hukuken de böyle bir devir olamaz!
"BANKALARIN 'KREDİ' DİYE PARA YARATMSININ ANAYASAL ZEMİNİ YOK"
İkincisi, bankalar istedikleri zaman ve istedikleri kadar “kredi” adı altında para yaratmaktadırlar. Bunu doğal pratikleri içerisinde yapmaktadırlar. Bunun da Anayasal bir zemini yoktur. Zaten Merkez Bankasının bile bu işlemlere ilişkin hukuki altyapısının sorgulandığı bir durumda bankaların yaptıkları uygulamaların ne tür bir hukuki zemini olabilir ki!
"MERKEZ BANKASI NASIL PARAYI DEVLETE SATAR"
Üçüncüsü, para basma yetkisi devlete ait olmasına rağmen, devletin de (TBMM üzerinden) bu yetkiyi Cumhuriyet Merkez Bankası’na (şaibeli de olsa) devretmesine rağmen, nasıl olur da MB parayı devlete satar? Yani devlete parayı faiz mukabilinde verir! Diğer bir ifade ile “paranın sahibi”ne parasını “bir bedel” karşılığı veriyor! Nereden baksan garabetlerle dolu bir süreç.
"DEVLET BU HAKKI NEDEN BANKALARA DEVRETSİN"
Dördüncüsü, bankalar (hukuksuz olarak ve devletten bağımsız olarak) ürettikleri parayı piyasaya tavandan sokmaktadırlar. Yani kredi alanlar, krediye mukabil teminat gösterebilme kabiliyeti olanlardır. Yani zenginlerdir. Madem ki havadan para yaratılıyor, o zaman devlet bu hakkı niçin bankalara devretsin. Daha doğrusu, bizler böyle bir hakkı niçin bankalara devredelim? Çünkü bu hakkın TBMM’ye ait olmasının esprisi, bu hakkın milletin tamamına ait olmasından dolayıdır. Mevcut mekanizma bize, millet olarak, böyle bir hakkımızı kullanabilme kabiliyeti vermemektedir. Bu durum da Anayasaya aykırıdır.
"PARALARIN YANI SIRA ALTIN VE GÜMÜŞ DE VAR"
Beşincisi, bugün piyasada “para” adına dönen bütün olaylar “itibari paralar” (kağıt paralar) üzerinden dönmektedir. Halbuki itibari paraların yanı sıra mal paralar (altın, gümüş vs.), dijital paralar, dağıtık üretilen paralar ve takas paralar gibi birçok para formları da vardır. Bunların hepsinin üretilmesinin ve tedavülünün düzenlenmesi yetkisi TBMM’ne aittir. Meclis maalesef bu konudaki görevini yerine getirmemektedir. Meclis’in bu işlevsizliği piyasanın yanlış yapılanmasına sebep olmaktadır. Büyük haksızlıklar doğurmaktadır.
"YANLIŞLIKLAR ARTIK MİLLETİN KALDIRAMAYACAĞI AĞIR YÜKLER ÜRETMEKTE"
Neticede, ülkemizdeki cari para kredi sistemi çok büyük sorunlar barındırmaktadır. Yanlış yapılandırıldığı için de adeta bu yanlışlık kanıksanmış durumdadır. Ancak geldiğimiz noktada bu yanlışlıklar artık milletin kaldıramayacağı kadar ağır yükler üretmektedir. Bunun mutlaka Anayasa, yasalar ve diğer mevzuatlar çerçevesinde düzeltilmesi elzemdir.
Son olarak, bu konularda birkaç kitabım, onlarca makalem ve konferanslarım mevcuttur. Daha fazla bilgi isteyenlere bunları da incelemelerini tavsiye ederim.
Yer İmleri