Sayfa 2651/7020 İlkİlk ... 165121512551260126412649265026512652265326612701275131513651 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 21,201 - 21,208 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Yunanistan dogumlu, Fransizca romanlar yazan Isvicreli yazar Albert Cohen'in dogum yildonumu (16 Agustos 1895)

    "Ask siirin evladidir . / L'amour est enfant de poème."



    "Simdi asil mucizeyi dinleyin. O bayagi kabaliktan SIKILIP rabita pesindekilerle dolu zevzek salondan kacti ve yandaki tenha salona gonullu surgune gitti. O, sizsiniz. O da benim gibi gonullu bir surgudu ve perdenin arkasindan ona baktigimi bilmiyordu. Derken, iyi dinleyin simdi, kalkip kucuk salondaki aynaya yaklasti, cunku o da tipki benim gibi takiktir aynalara, mahzunlarin, yalnizlarin bir saplantisidir bu, ve o an yapayalniz, goruldugunu bilmeden aynaya yaklasip dudaklarini optu. Bu ilk opusmemizdi askim."



    "Et maintenant, écoutez la merveille. Lassed'être mêlée aux ignobles, elle a fui la salle jacassante des chercheurs de relations, et elleest allée, volontaire bannie dans le petit salon désert, à coté. Elle, c'est vous. Volontaire bannie comme moi, et elle ne savait pas que derrière lesrideaux je la regardais. Alors, écoutez, elle s'est approchée de la glace du petit salon, carelle a la manie des glaces comme moi, manie des tristes et des solitaires, et alors, seule etne se sachant pas vue, elle s'est approchée de la glace et elle a baisé ses lèvres sur la glace.Notre premier baiser, mon amour."



    "Baskalari sevebilmek, ustelik azicik sevebilmek icin haftalarca, aylarca ugrasir, sohbetlere, ortak zevklere, kipirtilara muhtactir. Benimki bir goz kirpisa sigdi. Deli deyiniz bana, kabulumdur, ama inaniniz." Efendinin Guzeli



    "Les autres mettent des semaines et des mois pour arriver à aimer, et à aimer peu, et il leur faut des entretiens et des goûts communs et des cristallisations. Moi, ce fut le temps d’un battement de paupières. Dites-moi fou, mais croyez-moi."



    "Bu parkta beni uc saat bekledi. Bu uc saati onunla birlikte gecirebilirdim. O, sabirla taclanmis olarak beni beklerken, ben aptal ve buyulenmis gibi kehribar renkli o siirsel kizlardan biriyle ilgilenmeyi tercih ediyor, boylelikle de dogruyla yanisi birbirinden ayiramamis oluyordum. Annemin yasamimdan uc saati yitirdim. Ve kimin icin Tanrim? Bir Atalente icin, hos, duzgun bir beden icin. Bir Atalente'yi, en kutsal iyilige, annemin sevgisine tercih etme cesaretini gostermistim. Hicbir baska sevgiye benzemeyen annemin sevgisi." Annemin Kitabi



    "Elle m’a attendu trois heures , dans ce square. Ces trois heures , j’aurais pu les passer avec elle . Tandis qu’elle m’attendait, auréolée de patience, je préférais , imbécile et charmé, m’occuper d’une de ces poétiques demoiselles ambrées, abandonnant ainsi le grain pour l’ivraie. J’ai perdu trois heures de la vie de ma mère. Et pour qui, mon Dieu ? Pour une Atalante ,pour un agréable arrangement de chairs . J’ai osé préférer une Atalante à la bonté la plus sacrée, à l’amour de ma mère. Amour de ma mère, à nul autre pareil."

  2. Ingiliz tarihi, romantik , dedektiflik ve kurgu romanlar yazari Georgette Heyer’in dogum yildonumu (16 Agustos 1902)

    “Alverstoke markisi Vernon tum zenginligi ve yakisikliligina ragmen son derece kibirli ve bencil bir adamdir. Bu yuzden cok cok uzak bir akrabasina kiz kardesini Londra'da cemiyete takdim etme konusunda yardim sozu verdiginde buna kendisi dahil herkes sasirir. Frederica Merriville'in tek dusuncesi ise evlilik yasina gelen—yirmi dort yasindaki--, saf kiz kardesi Charis'in mutlu bir evlilik yapip birlikte rahat bir yasam surecegi bir es bulmasidir. Alverstoke cok gecmeden Frederica ile diger erkek kardeslerinin koruyuculugunu ustlenir ve onlari SIK SIK belaya bulasmaktan kurtarir.”



    “Frederica Merriville and her three siblings have come to London for the glittering social season, in order to give young and beautiful Charis a chance to make a good marriage. Frederica herself, a witty charmer, believes herself happily beyond marriageable age -- she is twenty-four, after all. But when they are introduced to London society by their distant ‘cousin’ Lord Alverstoke, Frederica is amazed to find herself, unknowingly, falling in love. Likewise, Alverstoke, a cold aristocrat, finds himself thoroughly beguiled by Frederica and her young rascal brothers.”

  3. Alman istatistikci ve ekonomist Ernst Friedrich Schumacher'in dogum yildonumu (16 Agustos 1911)

    "Insanoglunun ilk gorevi toplum ve ‘gelenek’ten ogrenmek ve gecici mutlulugunu distan alacagi talimatlarda bulmaktir. Ikinci gorevi iktisab ettigi bilgiyi icsellestirmek, elemek, tasnif edip ayiklamak, iyisini alikoyup kotusunu ativermektir; Ucuncu gorevi, ilk ikisini basaramadan ele alamayacagi ve onun icin muhtemelen bulabilecegi en iyi yardima ihtiyac duydugu bir gorevdir: Olmeden ‘olmek’, sevgi ve nefretlerini, butun ben-merkezci mesgalelerini asmak." Akli Karisiklar Icin Kilavuz



    "The human being's first task is to learn from society and "tradition" and to find his temporary happiness in receiving directions from outside. His second task is to interiorize the knowledge he has gained, sift it, sort itout, keep the good and jettison the bad. This process may be called"individuation," becoming self-directed. The third task is one which he cannot tackle until he has accomplished the first two, and for which he needs the very best help he can possibly find. It is dying to oneself, to one's likes and dislikes, to all one's egocentric preoccupations."

  4. Alman asilli Amerikali yazar ve sair (Heinrich Karl Bukowski) Charles Bukowski'nin (Heinrich Karl Bukowski) dogum yildonumu (16 Agustos 1920)



    "Beni anla. Ben siradan bir dunyali degilim. Cilginliklarim var. Baska bir boyutta yasarim ve ruhu olmayan seylerle harcayacak vaktim yok."




    "Sabahin alti bucugunda bir calar saatin sesine uyanip yataktan firla, giyin, zorla bir seyler atistir, sic, ise, dis fircala, sac tara, baska birine buyuk paralar kazandirmak ve sana taninan firsat icin mutesekkir olmak icin berbat bir trafigin icine dal. Nasil razi olunur boyle bir yasama?"



    bir mavi kus var yuregimde
    cikmaya can atan
    ama ben ondan gucluyum, kal,
    diyorum ona, kimsenin
    seni gormesine izin veremem.
    bir mavi kus var yuregimde
    cikmaya can atan
    ama viski dokuyorum ustune
    sigara dumanina
    boguyorum,
    fahiseler, barmenler ve
    bakkal ciraklari hicbir zaman
    bilmiyorlar onun orada
    oldugunu.
    bir mavi kus var yuregimde
    cikmaya can atan
    ama ben ondan gucluyum,
    yat lan asagi, diyorum ona,
    ocagima incir dikmek mi
    niyetin? Avrupa'daki kitap
    satislarimi sabote etmek mi?
    bir mavi kus var yuregimde
    cikmaya can atan
    ama zekiyim, sadece
    geceleri izin veriyorum cikmasina,
    herkes yattiktan sonra.
    orada oldugunu biliyorum, derim
    ona, kederlenme
    artik.
    sonra yerine koyarim yine
    ama hafifce oter
    tamamen olmesine de izin
    vermiyorum
    ve birlikte uyuyoruz
    gizli antlasmamizla
    ve insani aglatacak kadar
    guzel, ama ben
    aglamam, ya
    siz?

  5. Turk fotograf sanatcisi Ara Guler'in dogum yildonumu (16 Agustos 1928)



    "Sanat olmasina gerek yoktur fotografin. Fotograf tarih olayidir. Tarihi zaptediyorsun. Bir makina ile tarihi durduruyorsun. / There's no need to be art. Photo is a history event. You capture history. You stop the time with a machine."








  6. Alman sair Reiner Kunze'nin dogum gunu (16 Agustos 1933)

    Biletci geldi giysisiyle
    bir posta tatarinin
    Kalcasina dayali kara deri cantada tasiyordu
    Tuna'yi bu agir
    cift mektubu, muhurlenmis
    bir afyon tarlasiyla sanki
    bir kan lekesiyle
    Budapeste isildadi zarfin arasindan
    firtina oncesi gibi
    Acmaya yoktu yetkim, ama
    uzun uzun okudum Peste uzerinde geceleri
    dik yazisini simseklerin



    Der schaffner kam in der uniform
    eines Postillions
    In der schwarzen ledertasche auf der hüfte hatte er
    die Donau diesen schweren
    doppelbrief, versiegelt
    mit einem mohnfeld wie
    mit einem blutfleck
    Budapest schimmerte durch den umschlag
    wie vor dem gewitter
    Ich durfte nicht öffnen, doch
    lange las ich auf der pußta nachts
    die steile schrift der blitze

  7. Kuba asilli Amerikali tiyatro, televizyon ve sinema aktristi (Julia Chalene Newmeyer) Julie Newmar'indogum gunu (16 Agustos 1933)


  8. Ingiliz fantastik roman yazari Diana Wynne Jones'un dogum yildonumu (16 Agustos 1934)



    " 'Kadinlar sana asik olur olmaz onlari terk etmenden bahsediyorum,' dedi. 'Neden yapiyorsun bunu?' Howl titreyen eliyle yatagin tentesini isaret etti. 'Orumcekleri bu yuzden seviyorum. 'Ilk seferinde basaramazsan tekrar, tekrar, tekrar dene.' Ben de deniyorum' dedi, buyuk bir kederle." Yuruyen Sato



    " 'I was talking about the way you keep dropping ladies as soon as you've made them love you,' she said. 'Why do you do it?' Howl pointed a shaky hand up toward the canopy of his bed. 'That's why I love spiders. 'If at first you don't succeed, try, try, try, again.' I keep trying,' he said with great sadness."

Sayfa 2651/7020 İlkİlk ... 165121512551260126412649265026512652265326612701275131513651 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •