-

Birbirini seven cocuklar opusurler ayakta
Gecenin kapilarina karsi
Ve orada gecenler parmaklariyla gösterir onlari
Ama birbirini seven cocuklar
Orada degillerdir kisi olarak
Ve yalnizca onlarin golgesidir
Gecede titreyen
Gecenlerin ofkesini artirarak
Ofkelerini, asagilamalarini, gulmelerini ve kiskancliklarini
Birbirini seven cocuklar aldirmazlar kimseye
Onlar geceden bile uzak bir yerdedir
Gunden daha yuksek bir yerde
Ilk asklarinin isiltili aydinliginda
-
Amerikali roman ve kisa oyku yazari Nathaniel Hawthorne’nun dogum yil donumu (4 Temmuz 1804)
"Sen yedi yildir cektigin acilarin yuku altinda ezilmissin. Fakat buradan gidince hepsini arkanda birakmis olacaksin! Ormanin yolunu tuttugunda yukun agir gelip adimlarini yavaslatmayacak, denize acilip gitmeyi secersen bindigin gemi batmayacaktir.Sirtinda, gonlunde tasidigin yuku ustlenmis oldugun bu yerde birak, onunla artik ugrasma! Onu dusunme! Her şeye yeniden basla! Bir kere yanilmis olmak her seyin bittigi anlamina gelmez! Gelmemeli! Onunde calisip cabalayip basariya ulasabilecegin bir gelecek uzaniyor. Mutlu olabilir; insanlara iyilik edebilirsin.Yillarin gölgesinde gecen bu hayatin yerine dogruyu ve durustlugu seç. Icinden geliyorsa Kızılderililere dogru yolu goster, onlara onderlik etmeyi ustlen. Ya da sana cok daha fazla yakisacak bilimle ugraş; egitim dunyasinda yer yapmis un sahibi, bilge kisilerden daha ileride oldugunu kanitla, ikazlar ver! Yazılar yaz! Calis, hareketlen! Uzanip olumu bekleyecegine bir seyler yap! Arthur Dimmesdale adini birak, korkup utanmadan tasiyabilecegin onurlu bir ad kullan! Hayatini kemiren uzuntuleri bir gun daha fazla cekmek icin mi agirdan aliyorsun? Iradeni yok edip elini kolunu baglayan, pismanligini bile aciklayamayacak kadar seni gucsuz kilan o uzuntuler degil mi! Hadi, davran, ayaga kalk!†Kirmizi Leke / Kizil Damga /Kizil Leke / Kirmizi Damga

"Thou art crushed under this seven years' weight of misery," replied Hester, fervently resolved to buoy him up with her own energy. "But thou shalt leave it all behind thee! It shall not cumber thy steps, as thou treadest along the forest-path: neither shalt thou freight the ship with it, if thou prefer to cross the sea. Leave this wreck and ruin here where it hath happened. Meddle no more with it! Begin all anew! Hast thou exhausted possibility in the failure of this one trial? Not so! The future is yet full of trial and success. There is happiness to be enjoyed! There is good to be done! Exchange this false life of thine for a true one. Be, if thy spirit summon thee to such a mission, the teacher and apostle of the red men. Or, as is more thy nature, be a scholar and a sage among the wisest and the most renowned of the cultivated world. Preach! Write! Act! Do anything, save to lie down and die! Give up this name of Arthur Dimmesdale, and make thyself another, and a high one, such as thou canst wear without fear or shame. Why shouldst thou tarry so much as one other day in the torments that have so gnawed into thy life? that have made thee feeble to will and to do? that will leave thee powerless even to repent? Up, and away!"


“Mutluluk tipki bir kelebek gibidir; ne kadar kovalarsan, o kadar sakinir senden, fakat dikkatini baska seylere cevirdiginde, nazikce gelip omuzuna konacaktirâ€
-
Walt Whitman, Leaves of Glass (Cimen Yapraklari - Foglie d'Erba) siir kitabini 4 Temmuz 1855 tarihinde Brooklyn, New York'ta yayinladi.


Kendimi ovuyorum, kendimi anlatiyorum,
Bende olanlar sizde de olacak,
Cunku bendeki her atom benim oldugu kadar sizindir de.
Sere serpe ruhumu cagiriyorum,
Egilip koyveriyorum kendimi yeseren yaz cimenini gozleyerek.
Dilim, kanimin her atomu, bu topraktan olusma, bu havadan,
Burada dogmus ana babalardan dogma, onlarin da ana babalari
burada dogmuş, onlarin da, onlarin da,
Ben, otuz yedi yasimda bugun, saglik icinde basliyorum,
Olunceye kadar durmama umuduyla.
Inanclar, mezhepler ara verdi,
Geri cekilip oylece kaldilar, ama hic unutulmayacaklar,
Ben hem iyinin, hem kotunun limaniyim, ne pahasina olursa
olsun izin veriyorum konusmaya,
Denetlenmeyen doga, ozgun enerjisiyle.
-
Lewis Carroll’in Alice's Adventures in Wonderland (Alis Harikalar Diyarında) romani ilk kez 4 Temmuz 1865 tarihinde Macmillan and Co tarafindan Londra'da yayinlandi.

-
Fransiz sair Robert Desnos'un dogum yil donumu (4 Temmuz 1900)


Seni oylesine dusledim ki yitirdin gercekligini.
Bu canli bedene sahip olmanin ve benim taptigim sesin ciktigi bu
agzi opmenin daha zamani degil midir?
Seni oylesine dusledim ki senin golgeni kucaklaya kucaklaya,
gogsumun ustunde kavusmaya alismis olan kollarim
belki de senin belini saramayacak.
Beni gunler boyu ve yillar boyu yoneten ve kendine ceken gercek
goruntun karsisinda bir golge gibi kalacagim kuskusuz.
Ey duygusal dengeler.
Seni oylesine dusledim ki zaman yok artik uyanmama hic kuskusuz.
Ayakta uyuyorum, yasamin ve askin butun gorunumlerine
sunulmus beden ve sana, benim icin bugun tek onemli sey olan
sana, senin alnina ve dudaklarina belki de hic dokunamam, ilk
gordugum birinin dudaklarina ve alnina dokundugum kadar.
Seni oylesine dusledim, goruntunle oylesine yurudum, konustum,yattim ki
goruntun bile silindi gozlerimin onunden ve yine de yasaminin
gunes saati ustunde agir agir gezinen ve gezinecek olan golgeden
yuz kat daha golge ve hayaletler arasinda hayalet olmaktan baska
bir sey kalmiyor bana yine de.
-
Italyan aktris ve heykeltiras Gina Lollobrigida'nin dogum yil donumu (4 Temmuz 1927)


-
Polonya asilli Fransiz fizikci ve kimyager Marie Curie'nin (Maria Salomea Sklodowska) olum yil donumu (4 Temmuz 1934)

"Hayatta korkulacak hicbir sey yoktur. Sadece anlasilacak seyler vardir. Simdi, anlamak zamanidir. Boylelikle daha az sayida seyden korkabiliriz."

"Insanlar konusunda daha az, fikirler konusunda daha cok merakli olun."
-
"Friary Caddesi'ndeki evin ust katinda, oturma odasinin penceresinin onunde oturan Eilis Lacey, kiz kardesinin cevik adimlarla isten dondugunu gordu. Rose'un, Dublin'deki Clery's magazasinin indirimli satislarindan aldigi deri cantası elinde, karsidan karisya, gunesten golgeye gecmesini seyretti. Rose, bej yun hirkasini omuzlarina almisti. Golf sopalari giristeydi. Eilis, birkac dakika icinde birisinin onu arayacagini ve kardesinin, yaz aksami hava iyice kararana dek donmeyecegini biliyordu.
Eilis'in muhasebe dersleri artik bitmek uzereydi. Kucaginda muhasebe yontemleri uzerine bir kilavuz vardi. Arkasindaki masada ev odevi olarak, bir sirketin gunluk islerini borc ve alacak sutunlarina girdigi bir muhasebe defteri duruyordu. Sirketle ilgili ayrintilari gecen hafta Ticaret Meslek Lisesi'nde not etmisti.
Eilis, on kapinin acildigini duyar duymaz asagi indi. Rose, giriste cep aynasiyla yuzune bakiyordu. Kendini dikkatle inceleyerek ruj surdukten ve gozlerini boyadiktan sonra, giristeki buyuk aynada genel goruntusune bakip saclarini duzeltti. Eilis sessizce, kiz kardesinin dudaklarini islatmasini, sonra cantasina atmadan once bir kez daha cep aynasinda kendisine bakmasini seyretti. "Colm Tóibín, Brooklyn

"Eilis Lacey, sitting at the window of the upstairs living room in the house on Friary Street, noticed her sister walking briskly from work. She watched Rose crossing the street from sunlight into shade, carrying the new leather handbag that she had bought in Clerys in Dublin in the sale. Rose was wearing a cream-coloured cardigan over her shoulders. Her golf clubs were in the hall; in a few minutes, Eilis knew, someone would call for her and her sister would not return until the summer evening had faded.
Eilis's bookkeeping classes were almost ended now; she had a manual on her lap about systems of accounting, and on the table behind her was a ledger where she had entered, as her homework, on the debit and credit sides, the daily business of a company whose details she had taken down in notes in the Vocational School the week before.
As soon as she heard the front door open, Eilis went downstairs. Rose, in the hall, was holding her pocket mirror in front of her face. She was studying herself closely as she applied lipstick and eye make-up before glancing at her overall appearance in the large hall mirror, settling her hair. Eilis looked on silently as her sister moistened her lips and then checked herself one more time in the pocket mirror before putting it away."
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri