Sayfa 366/774 İlkİlk ... 266316356364365366367368376416466 ... SonSon
Arama sonucu : 6189 madde; 2,921 - 2,928 arası.

Konu: Referandumda Neden EVET

  1.  Alıntı Originally Posted by british Yazıyı Oku
    Sn ikare, topiği açan rummenige bile ortada yok.

    Kendisine sorulan soruları geçiştirmeye başladığından beri dialog imkanının olmadığını anladım.

    Belki okuyan olur, meydanı yalancılara bırakmamak adına paylaşım yapıyorum .
    O dediğinizin ne olduğunu herkes biliyor.
    Ve bi iki caps yada video ile fikir değiştirip oy verecek insan (oyunun ne olduğu fark etmez) varsın hiç vermesin.


    Caps yada link atmaya bişey diyemem ancak altına-ustune iki satır kendi düşüncemizi yazmak çok zor olmamalı.

    SM-A710F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

  2. Yani, Ankara’nın göbeğinde. Hem de geçmişteki vahim hatalarımızdan biri sayesinde. Bunu anlatmadan önce son olaydan başlayalım.
    Almanya’da bir grup sanatçı, Deniz Yücel’in serbest bırakılması için Almanya Federal İstihbarat Teşkilatı olan BND’nin duvarına FREE DENİZ yazmışlar.
    Onlar da biliyorlar adamın kimlerle iş tuttuğunu ve serbest bırakılmasını istedikleri kişinin aidiyetinin hangi kurumla olduğunu.
    Zaten biz de söylüyoruz.
    Deniz Yücel bir Alman ajanı ve bu konudaki muhatap Alman hükûmeti adına casusluk örgütü BND olmalıdır.
    Aslında Deniz Yücel’in Türkiye’deki Alman elçiliğinde tam bir ay süreyle saklandığını Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözleriyle öğrendiğimizde hepimizin ağzı bir karış açık kaldı. Bu bilgiyi ana akım medya nasıl saklayacağını bilemedi. Ama olay skandaldan da öteydi.
    Artık Almanya’dan gelen hiçbir şey bizi şaşırtmıyor çünkü bu ülke boğazına kadar rezillik çamuruna batmış durumda.
    Gelgelelim BND Başkanı Bruno Kahl’in “Türkiye’deki darbe girişiminin arkasında Gülencilerin olduğundan şüpheliyim. Çünkü bu cemaat seküler eğitim veren bir dinî cemaat” diyebilecek kadar cüretkâr olabilmesinde ve Almanya’nın bu çamurluk mertebesine erişmesinde ülkemiz yöneticilerinin de hayli katkısının olduğunu söylemek zorundayız.
    Lafa doğrudan geçiş yapalım.
    Evet, BND Türkiye’nin tam da kalbinde; yani Ankara’da.
    Şöyle oluyor:
    12 Eylül rejiminin tüm ağırlığını hissettirdiği yıllarda Almanlar “Biz Orta Doğu’ya çok yabancıyız. O bölgedeki çeşitli faaliyetler hakkında hiç bilgi sahibi olamıyoruz. Türkiye büyük bir ülke ve bu bölge üzerinde derin etkileri var. Acaba Türkiye’de Alman İstihbarat Teşkilatı’na (BND) ait bir bina oluşturup çalışma ofisi hâline getirebilir miyiz?” diye bir teklifte bulunuyorlar. Bizimkiler de cin ya, ellerini ovuşturarak “Tamam ama karşılığında bizim de bazı isteklerimiz var” diyorlar.
    BND soruyor “Nedir” diye.
    “Türkiye’den göndereceğimiz 60 MİT ajanına Almanya giriş vizesi verecek ve çalışmalarına göz yumacak.”
    Bizim devletin derdi 12 Eylül sonrasında yurt dışına kaçmış solcuları ve komünistleri takip etmektir.
    Anlaşma yapılır. BND için Almanya Büyükelçiliği’nin arka bahçesinde oluşturulan ofislerde çalışmak üzere 32 BND ajanı görevlendirilir. Hepsi de son derece profesyonel, çoğu Arapça, Kürtçe ve Türkçeyi çok iyi konuşan ajanlardan oluşan bir kadro.
    Bizden gönderilenler ise yabancı dil bilmeyen, işi gücü solcu takip etmek olan adamlar.
    Aradaki fark çok dramatik.
    Söyleyelim; BND hâlen Almanya Büyükelçiliği’nin içinde ve yerleşik olarak faaliyet göstermekte.
    Anlaşmanın yapıldığı tarihten başlayarak hem Orta Doğu ile ilgilendiler, hem de Türkiye’deki iç siyasal gelişmelere taraf olup her türlü manipülasyonu ve provokasyonu yapmaktan geri kalmadılar.
    PKK’lıları koruyup kolladılar.
    Kurdukları vakıfları paravan olarak kullanarak Türkiye’nin kritik saydıkları bölgelerinde “Araştırma” adı altında faaliyetler gösterip illegal yapılanmalarla kirli ilişkiler kurdular. Ekonomik olarak Türkiye’ye zarar vermek için her türlü espiyonaj faaliyetini yürüttüler, devşirdikleri akademisyenler ve çevreciler vasıtasıyla da önemli projeleri yapılamaz hâle getirdiler.
    Bergama altın madeni için isyan çıkaran Bergamalı köylüleri ve o köylü kadınları biz sahici sanırken aslında hepsinin feyk ve Almanların paralı askerleri olduğunu öğrendik yıllar sonra. Çünkü bir altın üreticisi olan Almanya Türkiye’nin altın madeni üretmesini istemiyordu.
    Çevreci örgütlerin militanlarına Almanya’da eğitim vererek onları kendi çıkarları doğrultusunda kullandılar. Maaşa bağlanan çevreci kılıklı ajanlar Almanya ne istediyse yaptılar.
    Foyalarını ortaya çıkaranlar da suikast kurbanı oldular. Alman derin devletini ve casusluk faaliyetlerini kitaplarında anlatan Necip Hablemitoğlu onlardan biriydi. FETÖ bu tür suikastlar için kullanıldı.
    Ankara’daki pek çok akademisyen Almanya’ya götürülüp eğitildi ve maaşa bağlandı. Amaçları Almanya’nın çıkarları doğrultusunda faaliyet göstermelerini sağlamaktı ve bunu da gerçekten yaptılar.
    Ama hepsinden önemlisi, Almanya büyükelçiliği arka bahçesindeki BND’nin asıl işi son 20 yıldır Tayyip Erdoğan’ı ve AK Parti teşkilatını izlemek ve dinlemekti.
    Hiç lafı dolandırmadan söyleyelim.
    Erdoğan’ın söylediği gibi Maskeli Balo sona erdi.
    FETÖ’yü koruyup kollayıp maşa olarak kullanarak bugünlere dek getiren BND, 15 Temmuz darbe girişiminin bizzat planlayıcısı ve uygulayıcısıydı. Bunu da Amerika’daki patronları adına yaptı.
    Darbe başarısız olunca da şanzımanları dağıldı. BND’nin yönettiği Alman medyası “Erdoğan diktatör algısını” kendi kamuoyları nezdinde ne güzel de oluşturmuşlardı. Yani 15 Temmuz alçaklığı başarılı olsaydı darbecilerin başındaki namussuz tıpkı Sisi gibi kırmızı halılar serilerek Alman Cumhurbaşkanı tarafından karşılanacaktı.
    Bu yüzden BND Başkanı Bruno Kahl’in bu açıklamasına hiç şaşırmayalım.
    Malumun ilamı bu, başka bir şey değil.


  3. Erdoğan'ın yaptığı bu konuşmada bizler için can alıcı söz şudur:
    Erdoğan "Tek millet diyoruz. Dikkat edin. Türk demiyoruz, Kürt demiyoruz, hepsini içine alan bir ifade kullanıyoruz. Yani 80 milyonuyla tek millet".dedi(Sputnik).
    Haber bu.
    Erdoğan bu milletin adı TÜRK değil diyor!
    Oysaki mevcut anayasaya göre bu milletin adı TÜRK! Hatta Erdoğan'ın kendisinin de anayasal kimliği TÜRK zaten resmi TÜRK kimliği olmasa cumhurbaşkanı olamazdı
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!



  4. Evet için hazırlanan kampanyalarda EN UFAK BİR HAKKIM VARSA, ZEHİR ZIKKIM OLSUN.

    Benim vergi verdiğim devletin imkanlarını kullanıyorsa da HAKKIM HARAM olsun.



  5.  Alıntı Originally Posted by british Yazıyı Oku
    Erdoğan'ın yaptığı bu konuşmada bizler için can alıcı söz şudur:
    Erdoğan "Tek millet diyoruz. Dikkat edin. Türk demiyoruz, Kürt demiyoruz, hepsini içine alan bir ifade kullanıyoruz. Yani 80 milyonuyla tek millet".dedi(Sputnik).
    Haber bu.
    Erdoğan bu milletin adı TÜRK değil diyor!
    Oysaki mevcut anayasaya göre bu milletin adı TÜRK! Hatta Erdoğan'ın kendisinin de anayasal kimliği TÜRK zaten resmi TÜRK kimliği olmasa cumhurbaşkanı olamazdı
    Söylemesinin nedeni doğudaki bazı illerde istediği orana ulaşamamış evet Ee ne yapacak tabi ki TÜRK DE-ME-YE-CEK.


    Diyarbakır'daki 'evet' oylarını soran Erdoğan, 'oranları beğenmedim Bu iyi mi şimdi?' dedi.



    Diyarbakır’ı sordu
    Bakanlar Kurulu’nda Erdoğan’ın özellikle Doğu ve Güneydoğu illerindeki kampanya çalışmaları ve araştırma sonuçlarını üzerinde durduğu belirtildi. Bu bölgelerdeki oy oranının iyi olduğu bilgisi paylaşılınca da “Diyarbakır’da durum nedir†dedi. Diyarbakır’daki evet oranının yüzde 35–39 arasında olduğu ifade edilince Erdoğan, “Bu iyi mi şimdi†yanıtı verdi. Erdoğan’ın, â€œİşi sıkı tutalım, rehavete kapılmayalım†uyarısında bulunduğu ifade edildi.



    Alıntıdır



Sayfa 366/774 İlkİlk ... 266316356364365366367368376416466 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •