Sayfa 5170/7020 İlkİlk ... 417046705070512051605168516951705171517251805220527056706170 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 41,353 - 41,360 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Hollandali ressam Nicolas Riegen’in olum yildonumu (27 Kasim 1889)

    Küstenlandschaft mit Dreimaster und Segelbooten , 1872




    Segelschiffe an holländischer Küste, 1889


  2. Ispanyol sair Pedro Salinas Serrano’nun dogum yildonumu (27 Kasim 1891)





    Yuregin dort yandan
    apacikti
    ama bir turlu giremedim icine.
    Denedim
    en darini
    en gecilmezini gecitlerin...
    Oysa genisti
    sana uzanan yol.
    Yuksek merdiven elimde
    asilmaz duvarlar
    dusleyerek
    citsiz bekcisizdi
    sereserpe gonul bahcen
    Sikica kapali bir
    kapi aradim
    yuregine,
    ama yoktu,
    ictendi oylesine..
    Nerden girilirdi?
    Nerden cikilirdi?
    Hep bekledim boyle
    olmayan sinirlarin kalkmasini
    bos yere.

  3. Alfred Nobel, olumunden sonra Nobel Odulu dagitilmasini istedigi vasiyetini 27 Kasim 1895’de Paris'teki Isvec-Norvec Kulubu'nde (Svenska Klubben) imzaladi ve bu isin takibi icin Ragnar Sohlman ve Rudolf Lilljequist ikilisini gorevlendirdi. (Vasiyet, oldugu gun olan 10 Aralik 1896’da acildi.)




  4. Fransiz yazar Alexandre Dumas'nin (ogul-fils) olum yildonumu (27 Kasim 1895)

    "Bir kadini sevmenin ne demek oldugunu, gunlerin nasil kisaldigini, ertesi gune nasil tutkulu bir tembellikle kavusuldugunu bilirsiniz. Su her seyi unutmanin ne demek oldugunu da bilmiyor degilsinizdir, hani, tutkulu, guvenilir, paylasilan, siddetli bir asktan dogan. Sevilen kadin disinda, evrendeki hersey gereksiz bir varlik gibi gorunur. Daha once kalbin parcalarinin baska kadinlara verildigine pisman olunur, ellerde tutulan elden baska bir el sikmak imkansiz gelir.Beyin ne calisma ne de hatira kabul eder, kendisine sunulan yegane dusunceden uzaklasmasina yol acacak hicbir seyi kabul etmez. Her gun sevgilisinde yeni bir cekicilik, bilinmeyen bir haz bulur." Kamelyali Kadin



    "Vous savez ce que c'est que d'aimer une femme, vous savez comment s'abrègent les journées, et avec quelle amoureuse paresse on se laisse porter au lendemain. Vous n'ignorez pas cet oubli de toutes choses, qui nait d'un amour violent, confiant et partagé. Tout être qui n'est pas la femme aimée semble un être inutile dans la création. On regrette d'avoir déjà jeté des parcelles de son coeur à d'autres femmes, et l'on entrevoit pas la possibilité de presser jamais une autre main que celle que l'on tient dans les siennes. Le cerveau n'admet ni travail ni souvenir, rien enfin de ce qui pourrait le distraire de l'unique pensée qu'on lui offre sans cesse. Ch**ue jour on découvre dans sa maîtresse un charme nouveau, une volupté inconnue."

  5. Alman Romantik Donem bestecisi Richard Strauss'un, Friedrich Nietzsche'nin Boyle Buyurdu Zerdust (Also Sprach Zarathustra - Thus Spake Zarathustra - Così parlò Zarathustra) romanindan ayni isimle uyarladigi senfonik siiri, 27 Kasim 1896'da Frankfurt am Main, Frankfurter Städtische Orchester tarafindan Museumskonzerte'de sahnelendi.


  6. Ispanyol ressam Antonio Gisbert Pérez’in olum yildonumu (27 Kasim 1901)

    Los comuneros de Castilla, 1860




    El Fusilamiento de Torrijos y sus compañeros en las playas de Málaga, 1888


  7. Amerikali roman yazari, gazeteci, sair ve elestirmen James (Rufus) Agee'nin dogum yildonumu (27 Kasim 1909)

    “Mary, 'Ozur dilerim,' diyerek banyoya gitti, boyle bir gunde insanin bu tur gereksinimler duymasindan oturu gocunarak, utanarak; oturagina oturmus bir bebek kadar budala, caresiz hissetti kendini, daha da uygunsuz bir sey, daha bayagi. Sonra islak ellerini su kuvetine daldirdiginda, aynaya yansiyan suskun yuxzune ilisti gozu saskinlikla, gordugune inanamadi ve hemen, boyle bir gunde aynaya bakabildigi icin sucladi kendini.”



    "Mary, whispering 'Excuse me,' retired to the bathroom, affronted and humbled that one should have to obey such a call at such a time; she felt for a few moments as stupid and enslaved as a baby on its potty, and far more ungainly and vulgar; then with her wet hands planted in the basin of cold water she stared incredulously into her numb, reflected face, which seemed hardly real to her, until, with shame, she realized that at this of all moments she was mirror gazing."

  8. Belcikali sair Émile (Adolphe Gustave) Verhaeren'in olum yildonumu (27 Kasim 1916)

    Hizmetci kadinlar en iyi bugday, en iyi sutle
    Pazar gunleri icin ekmek yaparlardi;
    Sirilsiklamdilar hamur teknesine damlayan terleriyle,
    Boyun egik, dirsek bukuk, dumduzdu yalniz kurek saplari.

    Bugu yukseldi evecen ellerinden, bedenlerinden,
    Hamurun icine batip cikardi kocaman elleri,
    Gogusleri sere serpe bir yigin giysi icinden,
    Yuvarladiklari hamurlari goguslerini etleri gibi.

    Disarida buyuk firinlar kizil korlarla,
    Ve ikiser ikiser, bir tahta ucunda
    Firindan kubbelere doldurulurdu yumusak ekmekler.

    Ve alevler agizlarinda yol acarak,
    Kocaman bir suru ve kizgin kopekler gibi
    Yuzlerini isirmaya atilirlardi hirlayarak.



    Les servantes faisaient le pain pour les dimanches,
    Avec le meilleur lait, avec le meilleur grain,
    Le front courbé, le coude en pointe hors des manches,
    La sueur les mouillant et coulant au pétrin.

    Leurs mains, leurs doigts, leur corps entier fumait de hâte,
    Leur gorge remuait dans les corsages pleins.
    Leurs deux doigts monstrueux pataugeaient dans la pâte
    Et la moulaient en ronds comme la chair des seins.

    Le bois brûlé se fendillait en braises rouges
    Et deux par deux, du bout d’une planche, les gouges
    Dans le ventre des fours engouffraient les pains mous.

    Et les flammes, par les gueules s’ouvrant passage,
    Comme une meute énorme et chaude de chiens roux,
    Sautaient en rugissant leur mordre le visage.

Sayfa 5170/7020 İlkİlk ... 417046705070512051605168516951705171517251805220527056706170 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •