-
Amerikali siyasal roman yazari Richard Condon'in dogum yildonumu (18 Mart 1915)
“Ustelik siradan teroristler degil, muhalif uluslarin gizli ittifaklarindan gelecek. Hepsi de bu tek dunyaci Jordan'dan cesaret aliyor. Insanlarin ozde iyi olduguna ve bizim gucumuzun utanc verici ya da seytani olduguna veya asla kullanilmamasi gerektigine inanan Jordan'dan. Sakin yanilmayin, Amerikan halki dehset icinde. Onlar felaketin yaklastigini biliyor. Hissediyorlar! Ya onlara ayni palavralari yutturmaya calisiriz ya da onlari silahlandiririz. Genc, enerjik bir baskan yardimcisiyla silahlandirabiliriz. Onlara cosku, enerji, yurekli bir savas kahramani verebiliriz! O yurek ki, col karanliginda dusman atesinde dovulmus, Amerikalilarin yasamlari tehlike icindeyken!”

“And it's not from random terrorists, but from covert alliances of disaffected nations who've all been made bold by this kind of Jordan one-worlder who believes that human beings are essentially good and that our powers are somehow, I don't know, shameful or evil and never to be used. Make no mistake. The American people are terrified. They know something's coming. They can feel it. And we can either shovel them the same old shit and call it sugar or we can arm them. We can arm them with a young, vibrant Vice President. We can give them heat, energy! Give them a war hero with heart, forged by enemy fire in the desert! In the dark! When American lives hung in the balance!”
-
Roscoe 'Fatty' Arbuckle, Buster Keaton ve Al St. John’un basrollerini paylastigi kisa komedi filmi The Bell Boy, 103 yil once bugun vizyona girdi. (18 Mart 1918)


-
Iskoc ressam Edward Arthur Walton'in olum yildonumu (18 Mart 1922)
A Daydream, 1885, (National Gallery of Scotland)

John George Bartholomew (cartographer), 1911
-
Italyan ressam (Marius Pictor) Mario de Maria'nin olum yildonumu (18 Mart 1924)
La danza dei pavoni o Eliana, c. 1886 – 1890

Bremen, 1904
-
Amerikali sinema ve tv aktoru (Peter Duesler Arness) Peter Graves'in dogum yildonumu (18 Mart 1926)
"Senin gorevin Jim, eger kabul edersen. / Your mission, Jim, should you decide to accept it. / Buongiorno signor Hunt. La sua missione, se dovesse accettarla" (Gorevimiz Tehlike, 1966 - 1973)

-
Alman roman, deneme ve senaryo yazari, edebiyat elestirmen Christa Wolf’un dogum yildonumu (18 Mart 1929)
“Bu Roket ve bombalar, icinde yasadigimiz medeniyetin tesadufen urettigi urunler degildir.Kendi sonunu bu denli titizlikle planlayan ve bunun icin gerekli zemini hazirlayan bir medeniyet hastadir, buyuk bir ihtimalle beyninden rahatsizdir, belki de olumcul derecede hastadir.“ Kassandra

“Diese Raketen, diese Bomben sind kein Zufallsprodukt dieser Zivilisation.Wenn diese Zivilisation imstande war, ihren eigenen Untergang derartig zu planen und vorzubereiten, sich die Mittel dafür zu beschaffen unter solch furchtbaren Opfern, dann ist sie krank, wahrscheinlich geisteskrank, vielleicht todkrank.”
"Yalnizca, ozenilmemis bir varolus taslagi oldugumuzun bilincine varabilmek-kim bilir, belki de firlatilip atilmak ya da yeniden ele alinmak icin. Hicbir payimiz yok bu olguda. Ve insanliga yakisan buna gulup gecmektir. Bir yara gibi acik ve ortada kalan bir yapita baglanip kalmak.
Neler soyluyorsunuz hala, yoksa dusunmeyi mi surduruyorsunuz?
Biz cok sey biliyoruz. Kacik diyecekler bizim icin. Insanin, kendini gelistirmesi icin yaratildigina inanmak; yuzyillar boyu silip atamadigimiz bu dusunce ruhlarimizi boguyor."

"Begreifen, daß wir ein Entwurf sind – vielleicht, um verworfen, vielleicht, um wieder aufgegriffen zu werden. Das zu belachen ist menschenwürdig. Gezeichnet zeichnend. Auf ein Werk verwiesen, das offen bleibt, offen wie eine Wunde.
Was reden sie noch, was denken sie?
Wir wissen zuviel. Man wird uns für rasend halten. Unser unausrottbarer Glaube, der Mensch sei bestimmt, sich zu vervollkommen, der dem Geist aller Zeit strikt zuwiderläuft."
-
Amerikali roman ve oyku yazari, sair, sanat ve edebiyat elestirmeni John Hoyer Updike’in dogum yildonumu (18 Mart 1932)
“Guzel bir gundu. Gunesli. Butun Haziran ayi boyunca parlak gunes Maple’larin dramiyla dalga gecmisti sanki –isiktan gozleri kamasmis konusmalari, gunes isinlarinin dalga dalga aydinlattigi yesil tonlari ustunde kivrilarak ilerlemisti; miriltilarla cevrelenmis uzgun benlikleri Doga’daki yegane lekeler gibiydi. Genellikle yilin bu zamanlarinda coktan bronzlasmis olurlardi, ama bir yil Ingiltere’de kalan kizlarini havaalanindan almaya gittiklerinde neredeyse onun kadar solgundu yuzleri, ama Judith, kendini anavataninin zengin isigina kaptirdigindan bunu fark etmedi. Her seyi anlatarak eve donus sevincini kizlarinin kursaginda birakmak istemediler. Kapali pencerelerinin ardinda dunya onlardan habersiz her yil oldugu gibi kendini yenilerken, onlar kahve, alkollu kokteyller ya da Cointreau esliginde yaptiklari gri sohbetlerinin akisi icinde birkac gun beklemeyi, kizlarinin yol yorgunlugunu ustunden atmasina firsat vermeyi kararlastirmislardi. Richard Paskalya tatilinde evden ayrilmayi dusunmustu; Joan ise en azindan dort cocuklarinin da gelmesini beklemeleri gerektiginde israr etmisti. Cocuklar tum sinavlarini gecmis olacakti; bunu ailece kutlarlardi.”

“The day was fair. Brilliant. All that June the weather had mocked the Maples’ internal misery with solid sunlight – golden shafts and cascades of green in which their conversations had wormed unseeing, their sad murmuring selves the only stain in Nature. Usually by this time of the year they had acquired tans; but when they met their elder daughter’s plane on her return from a year in England they were almost as pale as she, though Judith was too dazzled by the sunny opulent jumble of her native land to notice. They did not spoil her homecoming by telling her immediately. Wait a few days, let her recover from jet lag, had been one of their formulations, in that string of gray dialogues - over coffee, over cocktails, over Cointreau – that had shaped the strategy of their dissolution, while the earth performed its annual stunt of renewal unnoticed beyond their closed windows. Richard had thought to leave at Easter; Joan had insisted they wait until the four children were at last assembled, with all exams passed and ceremonies attended.”

“Eger bir insan cocuklarla gecinemezse, insan olmaktan cikar, tum gayesi yemek ve para kazanmak olan bir makineye donusur.”
-
Meksikali yazar, tercuman ve diplomat Sergio Pitol Deméneghi'nin dogum yildonumu (18 Mart 1933)
"Bir seyleri paylasmayi o kadar cok isterdim ki... cocuklugumuzda, genclgimizde yapamadik, kor olasi yoksulluk firsat tanimadi bize.. Karamazov Kardesler'i, Donusum'u, Avingon'lu Genc Kizlar'i, unlu Picasso'yu paylasabilseydik keske!" Evlilik

"¡Cómo me gustaría que nosotras comenzáramos a departir… no pudimos hacerlo cuando éramos más óvenes, la maldita miseria nos robó esa oportunidad… sobre Los Karamazov, La metamorfosis, o Las señoritas de Avignon, del célebre Picasso!"
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri