Artan

137,50 10 18:10
181,90 9.98 18:10
123,40 9.98 18:10
355,50 9.98 18:10
35,52 9.97 18:10
Artan Hisseler

Azalan

32,40 -10 18:10
116,20 -9.99 18:10
13,35 -9.98 18:10
94,25 -9.98 18:10
101,00 -9.98 18:10
Azalan Hisseler

İşlem

16.813.761.209,00 18:10
7.297.602.514,54 18:10
6.605.839.936,08 18:10
5.659.018.382,50 18:10
5.617.085.966,83 18:10
Tüm Hisseler

Anket Sonuçlarını Gör: şu anda ev almak ne kadar doğru bir yatırım

Oylayan
344. Bu anket için oy kullanamazsınız
  • Balon 1 yıl içinde patlayacaktır, nakitte fırsat beklenmelidir

    102 29.65%
  • dolar bu fiyatlarda iken, yatırım yapmak mantıklı

    23 6.69%
  • faizler insin, şimdi almak mantıklı değil

    21 6.10%
  • ömür boyu alacak param olmayacak

    16 4.65%
  • Kira çarpanlarının uçtuğu ortamlarda ev almak doğru değildir, beklenmelidir.

    130 37.79%
  • İstanbul gibi metropollerde gayrimenkül yatırımı her zaman karlı bir iş olacaktır.

    52 15.12%
Sayfa 676/875 İlkİlk ... 176576626666674675676677678686726776 ... SonSon
Arama sonucu : 8108 madde; 5,401 - 5,408 arası.

Konu: şu anda ev almak ne kadar doğru bir yatırım

Hybrid View

Previous Post Previous Post   Next Post Next Post
  1. #1
     Alıntı Originally Posted by discretus Yazıyı Oku
    bunun içinde daha kapsayıcı bir sosyal altyapı gerekiyor. köyde yaşayan daha çok olanaklara ulaşabilmeli. bir sinemaya gidebilmeli, çok uzakta olmayan bir yerde konser izleyebilmeli, kahve kültürü yerine starbucks tarzı kadın ve erkeğin beraber girebildiği yerler olmalı.. elbette bunu yaparken tutucu yapınının kırılarak daha liberal bir iklime de ulaşmak gerekiyor.

    aksi takdirde gençler taşrada tutulamaz, yapılan uğraşlar sürdürülebilir olmaz. öyle bir sistem olmalı ki şehirdeki adam bile, "yawww bu yeni köy-kasaba yapısında hayat gayet rahat, yılda 6-7 ay çalışıyorum, temiz hava, masraflar az, kendime vakit ayırabiliyorum, kitap okuyorum, zeytin topluyorum, ceviz topluyorum, domates ekiyorum ama gayet tatminkar bir para kazanıyorum vb.." diyebilmeli. yani sosyal statünün yükselmesi ve bilinç gerekiyor.

    bunlar olduğunda köyde, çiftlikte çalışmanın fabrikada çalışmaktan farkı kalmaz. adam bilecek ki her türlü imkana sahip ama daha az stress altında ve doğadan kopmadan üretken biçimde katkı sağlayabilecek.
    Bu dedikleriniz son 200 yildir basarilamadi.

    Bu yasam tarzinin tam karsiti bir beyin yikama egitimi var, surduruluyor.

    Bizim dedigimiz, acil radikal planlar.

    Tarimda insan ileri donuk bir plan yapabilmeli.

    Doga o muhtesem gucunu koymus ortaya, bir dana adam gibi beslendiginde, gunde 1.4 Kg kirmizi et koyuyor ustune.

    4 aylik bir dana, 120 gunde 168 Kg kirmizi et uretiyor.

    Eger yem, mazot, vergi vs gibi akillara zarar paralar almasaniz, bu 168 kilo cok ciddi bir motivasyondur.

    Degil koyden gocu durdurmak, geri donusleri bile hizlandirir.

    Bu motivasyonun cok gec olmadan harekete gecirilmesi basarilmali.

    Yukarda yazdik, 10 tane dana bakan ailenin bir ferdinin bag-kur'u odense, mazot ve yem fiyatlarina mudahale edilse, surekli oy almak icin verilen tesviklere gerek kalmaz, ya da o para, bu islerde cok etkin kullanilabilir.

    Bu konu, sonuclari itibariyle ulke gundeminin en onemli konusudur.

    Ve henuz cok genc kalinmis da degildir.

  2. Köyden kente göç bilinçli bir devlet politikası ile uygulanmıştır sayın forumdaşlar. Daha önceki yıllar da toprak reformu uygulama çalışmaları sürekli akamete uğramıştır. Özellikle doğu bölgelerindeki toprak ağalığı ,aşiret sistemi kırılamamıştır. 2000'li yılların başından itibaren köyden kente göç özendirilmiş ,köyler boşaltılmış ve bu tedbir sonucu toprak ağalığı kırılmıştır. Ancak bu uygulamanın beklenen ve dikkate alınmayan sonucu olarak tarımsal üretim sekteye uğramıştır.
    Y.T.D.

  3. #3
    Gec Likidite Penceresi, bankalara %kac'tan para veriyor.

    Bankalar bireysel krediye ne faiz istiyor.

    Dolar kac TL. oldu.

    Bunlar var simdi ureticilerin kafalarinda.

    Onlar koylu, fakir olabilir, anca aptal degillerdir.

    Eger Sn.Bakan'in acikladigi gibi % sifir faizli krediyi, hayvan olarak verirseniz, aninda satip, vadeliye koyar parayi.

    Kirsalda coban bile kalmadi.

    Bunlar kirsaldaki ureticinin uretim ve calisma azmini iyice yok ediyor.

    Hele kirmizi et ithalati, zaten binbir guclukle ve pahaliya ureten bizimkinin, karsisina ithal et'le cikmak nasil bir akil tutulmasidir.

    Tv'lerde tarim kanallari var, orada hayvan pazarlarini bir izleyin.

    Fakir ureticinin 2-3 hayvanini pazara getirecek ne araci var, ne mazot parasi.

    Tum pazar Cambaz'in elinde, 3-5 kisiler, gidip imkani olmayan garibanin malini alip, pazara getiriyor, 2.500 TL. lik Dana'ya 3.800 TL.ye satiyor.

    Programi sunan soruyor, boyle kac hayvan satiyorsunuz ?

    Yilda 3-4 Bin diyor adam.

    Sn.Fakibaba, sen hic hayvan pazarina gittin mi ?

    Bir git gor, bu kadar olumsuzluk icinde bu kadar neseli milleti biraz zor gorursun.

    Hatta mazotun fiyatini artirir, Yem faturasina %20 Otv. koyarsin.

    Adamlar neden bu kadar neseli, uretici olmadiklari icin.

    Ureticiyim diyenler de var, koyde kac hayvani var ?

    8.

    Yilda kac hayvan satmis, 600.

    Ureticiyim diyor.

  4. #4
    Bir gariban 2.500 den asagi vermem diyor.

    Cakallar kapacak elini sallamak icin ya, kolunu kaciriyor.

    Cambaz soruyor, len 2.500 liraya sohret mi olcen ?

    Cekim ekibi var ya.

  5. Bu yeraltı suları meselesi çok önemli. Seferihisar da yazlığımın olduğu bölgede çocuk parkının ortasında ( eskiden mandalina bahçesi sulanıyormuş ) bulunan kuyuya belediye kapak yapmıştı. Bizim uyanık komşular o kuyuya siteden elektrik çekerek motor koydu ve su çekmeye başladılar. Kaymakamlığa, DSİ bölge Md. lüğüne ve İlçe Belediyesi ile İZSU ya dilekçe başvurdum. Aynı gün akşam biri polis olmak üzere 4 komşum beni darp etti.
    Sonuç ; Mahalli görevlilerin ( belediye ve polisin gayretleriyle ) kuyu 9 metre ölçüldü ( aslında tam 60 metre ) ve DSİ karışmam dedi. Mahkeme darp meselesini itiş- kakış saydı. Sonra anladık ki fetö örümceğinin ağına takılmışız. Peki şimdi neden halen kuyu faaliyette ? Hemde 30 kişilik sitenin ortak ödediği elektrikle çıkan suyu sadece 4 ev kullanıyor. İnsanlar haberim yok ayağına yatıyor. Kulağına kulağına bağırarak '' kardeşim parasını 30 kişi ödüyor, salakmısınız '' deyince '' çok abartıyorsun, kaç kuruş tutacak '' diyorlar. Sattım, çıktım . Ne halleri varsa görsünler.

  6. #6
    Ahmetg Guest
     Alıntı Originally Posted by hisar06 Yazıyı Oku
    Bu yeraltı suları meselesi çok önemli. Seferihisar da yazlığımın olduğu bölgede çocuk parkının ortasında ( eskiden mandalina bahçesi sulanıyormuş ) bulunan kuyuya belediye kapak yapmıştı. Bizim uyanık komşular o kuyuya siteden elektrik çekerek motor koydu ve su çekmeye başladılar. Kaymakamlığa, DSİ bölge Md. lüğüne ve İlçe Belediyesi ile İZSU ya dilekçe başvurdum. Aynı gün akşam biri polis olmak üzere 4 komşum beni darp etti.
    Sonuç ; Mahalli görevlilerin ( belediye ve polisin gayretleriyle ) kuyu 9 metre ölçüldü ( aslında tam 60 metre ) ve DSİ karışmam dedi. Mahkeme darp meselesini itiş- kakış saydı. Sonra anladık ki fetö örümceğinin ağına takılmışız. Peki şimdi neden halen kuyu faaliyette ? Hemde 30 kişilik sitenin ortak ödediği elektrikle çıkan suyu sadece 4 ev kullanıyor. İnsanlar haberim yok ayağına yatıyor. Kulağına kulağına bağırarak '' kardeşim parasını 30 kişi ödüyor, salakmısınız '' deyince '' çok abartıyorsun, kaç kuruş tutacak '' diyorlar. Sattım, çıktım . Ne halleri varsa görsünler.
    deli bunlar

    o suyun icilebilir oldugu ne malum? Ya zehirliyse?

  7. #7
    Ülkemizde yeraltısuları, 16 Aralık 1962 tarihli 167 sayılı, Yeraltı suları Hakkında Kanun hükmünde yönetilmektedir.

    O yillarda nufusumuz 40 - 45 Milyon civarindaydi.

    Dag tas Mera bos alan doluydu.

    Simdilerde kuresel isinma yaninda, hor kullanma, asiri otlatma, el atma vs gibi nedenlerle Mera alanlari yetersiz kaliyor.

    Yapay Mera olusturmak dedik, hem dogayi, hem topragi ( erozyon ), hem de hayvancilikla ugrasan yurttaslarimizin kazancini korumak adina.

    Hayvani icin Yapay Mera projesi ile gelen yurttas, susuzlugu bilen kisidir.

    Sulama teknolojilerindeki gelismeler sayesinde, tasarruflu su kullanimina uygun projeler hemen her ilce de yapilabiliyor.

    O nedenle merkezi otoritenin vermesi gereken karar, bu tercihle ilgili.

    Ya toprak erozyonu ve Mera Kaybi, ya da yer alti sularinda azalma ( ben Turkiye'nin topografik yapisini bilen biri olarak risk olarak gormuyorum.)

    1962 yilinda bu kararin alinmasinin nedeni de fakirliktir. Muhtemelen, o gunun imkanlarindan mahalli idarelere bir kazanc yaratmak amaciyla dusunulmus olmalidir.

    Radikal kararlar almak diyoruz, yani kokten degisim yaratan kararlar.

    Yoksa herseyi berbat ettigimiz gibi, koyde kalan koylumuzun yasam umudunu da berbat edecegiz.

  8. istanbul tuzla da kimyasal kacagi varmis.

    http://www.mynet.com/haber/guncel/is...e=DonanimHaber
    https://tr.sputniknews.com/turkiye/2...e=DonanimHaber

    sen daha fabrikalarin denetimini yapama,sonra ulkede nukleer vs kullanacagim de.
    Vallahi sansa yasiyoruz.Agir kimyasla iceren sanayinin sehir disina cikmasi sart.En ufak olayda yuzbinlerce insan olur.

Sayfa 676/875 İlkİlk ... 176576626666674675676677678686726776 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •