-
Fransiz yazar ve dusunur Jean-Paul Sartre’in olum yildonumu (15 Nisan 1980)
"Birisini sevmeye kalkismak, onemli bir ise girismek gibidir, bilirsin. Enerji, kendini veris, korluk ister. Hatta baslangicta bir ucurumun uzerinden sicramanin gerektigi bir an vardir. Dusunmeye kalkarsa atlayamaz insan. Bundan boyle artik bu gerekli sicrayisi yapmayacagimi biliyorum."Bulanti

"Lo sai, mettersi ad amare qualcuno, è un'impresa. Bisogna avere un'energia, una generosità, un accecamento.C'è perfino un momento, al principio, in cui bisogna saltare un precipizio: se si riflette non lo si fa. Io so che non salterò mai piú." La Nausea
-
Jennifer Beals, Michael Nouri ve Lilia Skala’nin rol aldigi romantik drama-muzik Flashdance, 15 Nisan 1983’de Amerika’da vizyona girdi.




https://www.youtube.com/watch?v=yJ6MtRfChg0
-
Ingiliz edebi elestirmen ve sair William Empson’in olum yildonumu (15 Nisan 1984)
Yavas yavas o zehir butun kana yayilir.
Ne caba, ne de basarisizliktir insani yoran.
Tortu kalir, tortu kalir ve insani oldurur.
Ne acik goruslu olman, ne de sindirimindir
Yasamanin geregi sonuclari oguten.
Yavas yavas o zehir butun kana yayilir.
Kocamis bir kopegin kanini akittilar,
Gene de bir ay surdu sehveti yeni kanin;
Tortu kalir, tortu kalir ve insani oldurur.
O Cin mezarlariyla moloz yiginlaridir,
Topragin kendi degil topragi yozlastiran.
Yavas yavas o zehir butun kana yayilir.
Icinde ates yoksa, deri buzulur kalir.
Tam ates olum demek, yarim-ates yanandan
Tortu kalir, tortu kalir ve insani oldurur.
Kacirilan fırsatlar, kaybolan siirlerdir
Yuregin atisini aksatan ve durduran.
Yavas yavas o zehir butun kana yayilir.
Tortu kalir, tortu kalir ve insani oldurur.

Slowly the poison the whole blood stream fills.
It is not the effort nor the failure tires.
The waste remains, the waste remains and kills.
It is not your system or clear sight that mills
Down small to the consequence a life requires;
Slowly the poison the whole blood stream fills.
They bled an old dog dry yet the exchange rills
Of young dog blood gave but a month’s desires;
The waste remains, the waste remains and kills.
It is the Chinese tombs and the slag hills
Usurp the soil, and not the soil retires.
Slowly the poison the whole blood stream fills.
Not to have fire is to be a skin that shrills.
The complete fire is death. From partial fires
The waste remains, the waste remains and kills.
It is the poems you have lost, the ills
From missing dates, at which the heart expires.
Slowly the poison the whole blood stream fills.
The waste remains, the waste remains and kills.
-
Fransiz dusunur; oyun, deneme ve roman yazari; sair, politika aktivisti Jean Genet’nin olum yildonumu (15 Nisan 1986)
“Her yalniz insanin yanindayim ben. Ama, nasil soylemeli, manevi olarak istedigim kadar her yalniz insanin yaninda olayim, yalniz insanlar hep yalnizdirlar. Sucunu islerken istedigim kadar Oswald'in yaninda olayim, o yalnizdi. Tuvallerini boyarken istedigim kadar Rembrandt'in yaninda olayim, o yapayalnizdi.” Acik Dusman

“I am for every man who is alone. But no matter how much I am — how shall I put it? — morally in favor of every man who is alone such men ramain alone. No matter how much I am for Oswald when he committed his crime he was alone.No matter how much I am for Rembrandt, when he painted his canvases he was completely alone.”
-
Isvec dogumlu Amerikali Aktris Greta Garbo'nun olum yildonumu (15 Nisan 1990)

-
Ingiliz aktris, model Emma Watson'in dogum gunu (15 Nisan 1990)


-
San Franciscolu yazar Adam Johnson, 15 Nisan 2013’de, Yetimlerin Efendisi'nin Oglu romaniyla Pulizer Odulunu kazandi.
“Pak Jun Do, zorla baskente goturulmus sarkici bir kadinin ve yetimhane muduru bir babanin ogludur. Kuzey Kore'nin ust duzey yetkilileri kisa zamanda onun sadakatini ve yeteneklerini fark eder. Kendisini sadece ‘dünyanin en yuce ulusunun bir neferi’ olarak gören Jun Do, kisa zamanda yukselir. Hayatta kalmak icin degisen kurallarla, iskencelerle ve ustlerinin kafa karistirici istekleriyle mucadele etmek zorundadir. Herhangi bir insanin katlanabileceginden fazlasina maruz kalan Jun Do, sevdigi kadin Sun Moon'u kurtarabilmek icin Kim Jong ll'in rakibi rolune burunur.”

“Pak Jun Do is the haunted son of a lost mother—a singer “stolen” to Pyongyang—and an influential father who runs Long Tomorrows, a work camp for orphans. There the boy is given his first taste of power, picking which orphans eat first and which will be lent out for manual labor. Recognized for his loyalty and keen instincts, Jun Do comes to the attention of superiors in the state, rises in the ranks, and starts on a road from which there will be no return.Driven to the absolute limit of what any human being could endure, he boldly takes on the treacherous role of rival to Kim Jong Il in an attempt to save the woman he loves, Sun Moon, a legendary actress “so pure, she didn’t know what starving people looked like.”
-
Yeni model
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri