Türkiye’de para politikasındaki gevşeme adımları kredi, mevduat ve tahvil piyasalarına hızla yansıyor. TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti 54’ten 40,50’ye doğru gerilerken bankaların mevduat ve ticari kredi oranlarında belirgin düşüşler görülüyor; iç borçlanma ihalelerinde bileşke faizler de aşağı eğilimde. Ancak kamu alacakları tarafında dikkat çekici bir istisna var: vergi gecikme faizi.
Uzun süredir “cezalandırıcı” seviyede tutulan bu oran, para piyasalarındaki gevşemeye rağmen güncellenmedi ve grafikte de görüldüğü üzere (2011–2021 arasında 16,80’de sabit kaldıktan sonra) sırasıyla 30 → 42 → 54 basamaklarına taşındı. Bugün TCMB maliyeti ve piyasa faizleri gerilerken vergi gecikme faizinin yerinde sayması, mükellef üzerinde pahalı bir finansman yükü yaratıyor ve kamu ile piyasa arasındaki makası açıyor.
VERGİ GECİKME FAİZİ NEDİR, NASIL BELİRLENİR?
Vergi gecikme faizi; ikmalen/re’sen tarhiyatlar, düzeltmeler veya itiraz/uzlaşma süreçleri sonunda doğan ve vadesinde ödenmemiş vergiler için, gün esaslı işleyen bir faizdir. Oran; TCMB kararlarından otomatik etkilenmez, Hazine ve Maliye Bakanlığı tebliğiyle belirlenir. Bu nedenle piyasadaki hızlı düşüşler idari karar alınmadığı sürece bu faize yansımaz.
GRAFİK NE SÖYLÜYOR?
2011–2021: Oran uzun süre %16,80.
2022–2024: Kademeli artışlar; %30, ardından %42 ve %54.
2025: TCMB fonlama maliyeti ve piyasa faizleri aşağı gelirken vergi gecikme faizi değişmedi.
NEDEN AŞAĞI YÖNLÜ GÜNCELLENMİYOR?
Caydırıcılık ve tahsilat disiplini: Kamu, vadesinde ödeme davranışını güçlendirmek için yüksek “gecikme maliyeti”ni bir politika aracı olarak koruyabiliyor.
İdari gecikme: Oran değişikliği için tebliğ gerekir; para piyasalarındaki oynaklıkla aynı hızda karar çıkmayabiliyor.
Gelir etkisi: Kısa vadede bütçe tahsilatlarını destekleme motivasyonu yüksek oranların sürmesini teşvik edebiliyor.
MÜKELLEF ÜZERİNDEKİ ETKİLER
Finansman maliyeti piyasa koşullarına göre “aşırı” kalıyor.
İhtilaf ve yapılandırma kararlarını etkiliyor: Yüksek oran, uzlaşma/erken ödeme motivasyonunu artırsa da işletme nakdini zorlayabiliyor.
Adalet algısı: Piyasaya hızla yansıyan düşüşlerin kamu kalemlerine gecikmeli yansıması eşitsizlik hissi yaratıyor.
BEKLENTİ
Para piyasasındaki düşüş trendi kalıcı olursa, vergi gecikme faizinin de idari kararla kademeli indirilmesi gündeme gelebilir. Ancak bu, bir para politikası otomatiği değil; bütçe ve tahsilat öncelikleriyle birlikte değerlendirilen siyasi-idari bir tercihtir.
SIKÇA SORULAN SORULAR
Vergi gecikme faizi ile gecikme zammı aynı şey mi?
Hayır. Gecikme faizi (VUK kapsamı) genellikle tarhiyat sonrası doğan vergilerde günlük hesaplanır. Gecikme zammı (6183 kapsamı) kamu alacaklarının tahsilinde aylık oran üzerinden işler. Amaçları benzer, hukuki dayanak ve hesap yöntemi farklıdır.
Faiz nasıl hesaplanır?
Formül özetle: Anapara × (Yıllık oran / 365) × Geciken gün. İlgili tebliğdeki yıllık oran esas alınır, gün sayısı vade gününden ödeme gününe kadardır.
Oran düşürülürse geriye dönük indirim olur mu?
Genellikle yürürlük tarihinden sonrası için yeni oran uygulanır. Önceki dönem için eski oran korunur; tebliğ metni aksi bir düzenleme getirmedikçe geriye yürümez.
Tecil veya yapılandırmada ne olur?
Tecil edilen borçlara “tecil faizi” işler; oranı farklı olabilir. Yapılandırma kanunlarında (varsa) gecikme zammı/faizi yerine Yİ-ÜFE gibi göstergeler esas alınabilir; hükümler kanuna göre değişir.
Piyasada faizler hızla düşerken bu oranın sabit kalması yasal mı?
Evet. Oran, para politikası göstergelerine bağlı otomatik bir formüle değil, idari belirlemeye dayanır. Güncelleme kararı Bakanlık’tadır.
Dava açarsam faiz işlemeye devam eder mi?
Tarhiyatın türüne ve tahsilatın ertelenip ertelenmediğine göre değişir. Yürütmenin durdurulması/teminat gibi şartlar sağlanmazsa gecikme faizi işlemeye devam edebilir.
Erken ödeme ne kazandırır?
Gün bazlı işlediği için erken ödeme doğrudan faiz gün sayısını azaltır; itiraz/uzlaşma stratejisi planlanırken nakit akışıyla birlikte düşünülmelidir.