"Faizi sıfıra indirene kadar durmak yok"
Milletin ve devletin 2001'den önce namerde muhtaç halde olduğunu belirten Zeybekci, "Bu ülkeye IMF memuru geldiği zaman Cumhurbaşkanı, Başbakan hizaya geçerdi. Bu ülkede toplanan 100 liralık verginin 87 lirası faize gidiyordu. Bunu yaptıklarında bu ülkede ne olur, taş üstüne taş konur mu, hizmet olur mu, devlet çalışır mı? Bugün 100 liralık verginin 10 lirası faize gidiyor. Bundan bile Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım razı değil. Bunu sıfıra indirene kadar durmak yok, yola devam." diye konuştu.
Zeybekci, Türkiye'nin dünyanın 17'inci, Avrupa'nın 6'ıncı büyük ekonomisi haline geldiğine işaret ederek, artık çok daha iyi durumda kanlı ve canlı bir Türkiye'nin olduğunu aktardı.
- "Onlar, kaptanın Recep Tayyip'ine razı değiller"
Böyle güçlü bir Türkiye'nin istenilmediğini vurgulayan Zeybekci, şöyle devam etti:
"Onun için güçlü Türkiye istemiyorlar. Onun için bu millete hükmedecek, bu milleti yönetecek, bu millete hakim olacak, bu millete, 'dağdaki çoban, göbeğini kaşıyan bidon kafalı adam.' diyecek olanlar gelsin istiyorlar. Onlar topal Dursun'un Binali'sine razı değiller. Onlar amele Şükrü'nün Nihat'ına razı değiller. Onlar, kaptanın Recep Tayyip'ine razı değiller. Onların istedikleri başka ama bu millet ne derse o olur."
- "Yari güzel olanın başı belasız olmaz"
FETÖ'nün darbe girişimine işaret ederek, "Yari güzel olanın, başı belasız olmaz." diyen Zeybekci, "Bakın nereden nereye geldik. Hangi oyunlardan, hangi tuzaklardan... Geçen seneki tuzak, onların bütün algı operasyonları, aklını, ruhunu, vicdanını, kendini bile o Pensilvanya'daki şarlatana satmış olanların tüm gayretlerine rağmen, bu yüce ülke, bu millet, bakın büyüme rekorları kırıyor. İhracat rekorları kırıyoruz. Bir yere yazın, 12 Aralık'ta üçüncü çeyrek büyüme rakamları açıklandığında Türkiye dünyada bir numara olacak. Öyle laf veya gaz değil, göreceğiz tarihi de verdik." dedi.
AA
http://www.bloomberght.com/haberler/...dar-durmak-yok
Neyse![]()
bunlar mevcut zihniyetin tipik propaganda ve aldatma hikayeleri, arkadaşa teşekkür ederim tekrar dikkatimize sunduğu için bu tipik örneği: genelde şu kadar büyüdük, dünya rekoru kırdık filan derler hep. kendi tabanlarını uyutmak için verilmiş manasız demeçler.
sürdürülebilir bir büyüme gerçekleşmezse ekonomi ısınır ve daha once yine bu iktidarın yapmak zorunda kaldığı gibi "yumuşak iniş" lafları dolaşmaya başlar. ilgi duyan arkadaşlar "yumuşak iniş" ve "babacan" anahtar kelimeleriyle aratabilir google da.
maksat her sene %5-6 buyumek olmalı. bir sene %7 ondan sonraki üç-dört sene %2 iflas etmiş bir ekonomik model demektir. ayrıca hormonlu büyümede işe yaramaz. her yer beton oldu, kendileri de inşaat ve hormonlu kredi ile büyüdüklerini itiraf ediyorlar. ama şu ana kadar sata sata bitiremedikleri ve manalı bir kalkınma yaratan tüm yatırımlar/fabrikalar onlardan önceki dönemde yapılmış şeyler, üstelik çok daha fakirken..
It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)
dolar konusunu ele alırken son zamanlarda özellikle almanya ve abd gibi ülkelerin bayraktarlığını yaptığı 4. endüstri devrimi gibi konuları da gözden kaçırmamak gerek. sanayide bu yapısal dönüşümün geniş kitlelerde işşizlik olgusunu tetikleyebileceği ve bu nedenle yeni bir "safety net" yani işşizliğin belkide bazı gruplar için kaçınılmaz olacağı ve bu nedenle destekleyici gelir sağlanması konuşuluyor.
yani şu ana kadar işşizlik bir istisnai durum olarak algılanırken belki de yakın bir gelecekte bu bir vakıa halini alacak. bunun etkisinin gelişmiş batıda bize göre daha az etkisi olması muhtemel, zira bu dönüşümün gerektireceği eğitimli kitle bizde daha az.
gelecek enteresan açılımlara gebe. insanlığın gelişimi herkesin eşit oranda gelişmesi demek değildir. tarihsel olarak insanlık tarihindeki teknolojik gelişimler son 100-200 yıla kadar bir toplululuğun arayı çok çok açmasına imkan tanımıyordu, sınırlı alanlarda ve sayıca azlardı. ancak bu donemde muazzam teknolojik ve bilimsel gelişmelere tanıklık ediyoruz, bunlar bir sürü yeni konuyu tetikliyor ve geride kalan ulusların bunu yakalaması çok zor olabilir. neticede onumuzdeki 100-200 yıllık gibi süreçte bazı ülkeler aradan sıyrılacaktır kuvvetle muhtemel. şu anda bile amazon kabilesi diye bir kavram var, ne kadar geri kalmış durumdalar değil mi? buna benzer bir kadere bazı uluslarda sahip olabilir, gidişat bunu gösteriyor. ayrıca ekonomik anlamda az gelişmiş milletlerin gelişmiş milletlere sunabileceği şeyler çok kısıtlı hale gelmekte. bunun işaretlerini gun geçtikçe daha çok görüyoruz.
Son düzenleme : discretus; 12-11-2017 saat: 00:21.
It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)
yukarıdan devam:
gelişmiş batının aynı zamanda bariz bir gelir farkı var bizimle. bu yaklaşık 200-300 yıldır devam ediyor. bu demektirki adamlar sen 1 konuyu araştırırken 10 tane farklı konuyu araştırabiliyor. ve bunlar uzun yıllar içinde katlamalı büyüyerek "sıçrama" dediğimiz farklılıklara yol açıyor. amazon kabileleri bu sıçramayı yapamıyor. uzun vadede ortadoğu milletlerinin de böyle bir tehlikeye düşmesi olası. "irrelevant" (önemsiz diye çevirelim) bir toplum olma riski taşıyoruz, tıpkı amazon kabileleri gibi, uzun vadede.
böyle olduğu zaman "fermi paradoksu" (***) tartışmalarında ileri sürülen ve benzerliği olan bir kavrama geliyoruz. ne tür bir medeniyetiz. detaylara girmiyorum ancak bu şekilde sürekli artık değer üreterek sıçrama yapabilme kabiliyeti olan ülkeler geride kalanların hiç bir zaman kendi seviyelerine gelmelerine fırsat vermeden uçup gidebilirler.
fermi paradoksu tartışmalarında "belli bir gelişmişlik duvarını" (resimde GREAT FILTER olarak gösterilen kırmızı çizgi) aşan uygarlıklarla geride kalan ve henüz bu duvara yaklaşmamış olabilecek uygarlıkların ilişkisinden bahseder.
dolayısıyla mesela bunu dunyaya da uygulayabiliriz. şu aşamada bu duvarı aşan gelişmiş batı ve bu duvara yaklaşan her ulusu durdurmak isteyeceklerdir. halk arasında "şunu/bunu yapacaktık ama filan ülke engelledi" şeklinde cereyan eden konuşmalara bu gözle de bakabiliriz. ufuk açıcı ve sorgulatıcı bir konu. neticede bilinmeyeni açıklamak için oluşturulan bir sistematik ancak akıllı kültürlerin ders alabileceği ve öngörülerde bulunabileceği bir kavram.
(***) fermi paradoksu neden dünyanın hala uzaylılar tarafından ziyaret edilmediği paradoksunu inceliyor, eğer bu kadar sayısız yıldız ve gezegen varsa ve biz normal şartlarda oluşan tek akıllı organizma değilsek. (büyük bilimadamı Fermi dile getiriyor bu paradoksu)
tipik bir örnek kaynak : https://waitbutwhy.com/2014/05/fermi-paradox.html
It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)
Babo nun agzina saglik... EGRI YE EGRI, DOGRU YA DOGRU!
Sent from my iPhone using Tapatalk
Bu kadar niye konuşmuş çenesini yormuş kısaca deseymiş ya memleketin durumu MOKA gitti, 15 yılda ağzına mıçtık, allah rızası için ATATÜRKÇÜ vatan evlatları bir el atın, bakın size şirin gözükmek için düne kadar sarhoş , kör , dinsiz diye küfrettiğimiz TÜRKLERİN ATASı MUSTAFA KEMALİ bile 10 Kasımda andık daha ne yapalım !.
Kıssadan hisse, işler içinden çıkılmaz halde o halde DOLARDA YÜKSELİŞ KAÇINILMAZ , ülkenin gerçeğini artık isteyen istediği yerinle anlasın ve tedbirini kendine göre alsın, düşenin dostu olmaz buda son uyarımız olsun.
Yer İmleri