
Originally Posted by
Cücük yatýrýmcý
2002 ve sonraki yýllarda ülke ekonomimiz doludizgin bir suni büyüme dönemine girdi. üretime ve deðer yaratmaya odaklanan bir ekonomik büyümeyi deðil, kredilerle büyüyen katý bir tüketim ekonomisini benimsemekle iþe baþladý. zor olaný deðil, kolay olaný seçti yani. koca koca gökdelenler dikip, devasa alýþveriþ merkezleri inþa etti. içerisinde profesörü olmayan üniversiteleri kurup onlarla gururlandý. baþta katar sermayesi olmak üzere yabancý yatýrýmlarý bu topraklara çekti. arabýn parasýyla gerdeðe girdiðini sandý. köylerimizi teker teker mahallelere dönüþtürdü. sözde onlarý bile büyükþehir ilan etti. tarým arazilerini hýzla imara açtý. turizmi þiþirerek, eskinin kamu arazilerine bol yýldýzlý oteller yaptý. yeri geldi parasýný verdi otobanlar, köprüler yaptýrdý. bunlarla övündü durdu, dünyaya kafa tuttuðumuzu haykýrdý. yetmedi yerli bankalarýmýzý bile yabancý yatýrýmcýlarýn eline verdi. ucuz ara malý ihraç etti ama bunun aksine yüksek katma deðerli markalarý ithal etti. cari açýk büyüdükçe de ithalatçýlarýna plaket vermeye devam etti. en nihayetinde ülkeye onca yatýrým çekenler, bunlarý daða taþa yatýrdý. insanýna düþünsel tek bir yatýrým yapmadý. vatandaþlarýnýn zihinlerini dinamik bilgilerle doldurmak varken, cemaatlerin hurafelerine tomarla kaynak aktardý. bu ülke; eðitimde, hukukta, sanatta, kent kültüründe, modernitede, üretimde, yurttaþlýk bilincinde her geçen gün geriye gitti.
ve artýk o gün geldi çattý. sýcak para kendine yeni rotalar, daha güvenli limanlar buldu. türkiye dünya siyasetinden, dolayýsýyla küresel kapitalizmden ayrý düþmeye baþladý. politik kamplaþmanýn, hoyrat yönetim sisteminin kalesi haline geldi. kendini kýsa bir süreliðine zengin hisseden ve yapay bir konforla tanýþtýrýlan insanýmýz da artýk hak ettiði gibi yaþayacaðýný anladý. üretmeden zengin olamayacaðýný, dünyaya kafa tutamayacaðýný yavaþ yavaþ öðrenmeye baþladý. cumhuriyet döneminin tüm iktisadi teþebbüsleri bir bir satýlýp çarçur edilirken sesi çýkmayanlar, artýk bu olan biteni sorgular hale geldi.
ahbap çavuþ kapitalizmiyle ihale alanlar ve bürokrasiyi haksýz mal mülk edinme ofislerine dönüþtürenler yeni bir siyasal burjuvazi oluþturdular bu savruk dönemde. 2018 krizi henüz onlarý etkileyecek durumda deðil. ilk etapta yoksul kesim ve emekli sýnýfý enflasyonun altýnda ezilecek. enflasyon da faizleri körükleyerek inþaat sektörünü öldürecek. rantiye kapýlarý kapanmaya baþlayýnca da iþsizlik alýp baþýný gidecek. yani küresel kapitalizm kaþýkla verdiðini, kepçeyle bizden çýkartacak. krizin etkileri de her geçen gün toplumu daha sert tokatlamaya devam edecek.
bilgisiz ve romantik bir toplum, ayaklarýn baþ olduðu bir bürokrasi, tek adam rejiminin hüküm sürdüðü siyasal sistem ve dünya siyasetiyle kavgalý bir devlet baþkaný bizi bu krizden çýkartabilirse iþte o zaman imkansýzý baþarmýþýz demektir
Yer Ýmleri