Sayfa 1547/7020 İlkİlk ... 54710471447149715371545154615471548154915571597164720472547 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 12,369 - 12,376 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Osmanli'nin en meshur divan edebiyati sairi Nedim’in olum yildonumu (30 Ekim 1730)

    Ey gonul! Sabah ruzgari estikce perisan oluyorsun;
    oyle gorunuyor ki sevgilinin perceminin esirisin.
    Gul mevsiminde saraba tovbe etmekten,
    zannediyorum ki, benim gibi sen de pismansin.
    Ben sana sarap icme, guzel sevme mi dedim?
    Benden nicin boyle kaciyorsun?
    Bana karsi davranisin makul ve mantiki degil:
    Guya gogsumun icinde bir misafirsin ?
    Hac yollarindaki bir kervan mesalesi
    sen de asiklarin icinde oyle gorunuyorsun.
    Mademki Nedim'e ask kadehini sundun,
    lutfen de o kadehi alma, biraz kansin



    When the morning wind blows, you are cast down, my heart,
    Like a slave enmeshed in the beloved’s tresses.
    In the season of roses, it seems to me, my heart,
    You too repent, as I, of forswearing wine.
    Did I bid you drink no wine, love no beauty?
    Then why do you shun me so, my heart?
    You and my mind treat each other as strangers
    As if you were a guest in my body, you, my heart.
    Like a caravan lamp on the pilgrim’s road
    You are seen among the master craftsmen of love, my heart.
    Since you have offered Nedim the cup of love
    Be kind, don’t take it back, let him rejoice awhile.

  2. Isvicreli neo klasik kadin ressam Angelica Kauffma’in dogum yildonumu (30 Ekim 1741)

    Ritratto di una donna come vergine vestale (Portrait of a Woman as a Vestal Virgin, 1775)




    Venere induce Elena ad innamorarsi di Paride (Venus Induces Helen to Fall in Love with Paris, 1790)


  3. Irlandali hiciv ustasi, oyun yazari ve sair Richard Brinsley Sheridan’in dogum yildonumu (30 Ekim 1751)



    “Basarisiz olmamak icin en emin yol, basarmayi kararlastirmaktir.”




    “Gerekenden daha fazla asla soyleme.”




    “Atalarimiz cok iyi insanlardi; ama onlarin ununden faydalanmak istemem. Oyle saniyorum, bunu onlarda istemezdi.”

  4. Istanbul dogumlu Fransiz sair André (Marie de) Chénier’nin dogum yildonumu (30 Ekim 1762)



    Orda dinleniyordu ask, orada
    Gul yanaklarinda al al bir elma
    Gordum ormanda bir dala asmisti
    Asmisti yayini ve sadakini
    Bir gulun uzerinde uyuyordu.
    Agzi yavasca aralaniyordu
    Bir guluse. Ve o kizil dudaklar
    Bal kovaniydi arilar icin bal.



    Là reposait l’Amour, et sur sa joue en fleur
    D’une pomme brillante éclatait la couleur.
    Je vis, dès que j’entrai sous cet épais bocage,
    Son arc et son carquois suspendus an feuillage.
    Sur des monceaux de rose au calice embaumé
    Il dormait. Un souris sur sa bouche formé
    L’entr’ouvrait mollement, et de jeunes abeilles
    Venaient cueillir le miel de ses lèvres vermeilles

  5. Ingiliz roman yazari Jane Austen, Akil ve Tutku (Sense and Sensibility - Senno e sensibilità) romanini 30 Ekim 1811 tarihinde yayinci Thomas Egerton araciligiyla yayinladi.

    “Onlarin tavsiyelerinden ya da konusmalarindan yardim alamayacagini biliyordu; sevecenlikleri ve huzunleri onun SIKINTISINI artiracakti; ustelik sakinligi onlarin ne orneginden ne de ovgusunden cesaret alacakti.O kendi basina daha gucluydu; kendi sagduyusu onu oyle iyi ayakta tutuyordu ki, acilari ne denli siddetli ve ne denli tazeyse kararliligiı o denli sarsilmaz, neşeli gorunumu o denli degismezdi.” Akil veTutku





    “From their counsel, or their conversation, she knew she could receive no assistance, their tenderness and sorrow must add to her distress, while her self-command would neither receive encouragement from their example nor from their praise. She was stronger alone, and her own good sense so well supported her, that her firmness was as unshaken, her appearance of cheerfulness as invariable, as with regrets so poignant and so fresh, it was possible for them to be.”

  6. Fransa dogumlu ve Fransiz okuluna bagli kalmis Ingiliz ressam Alfred (Arthur) Sisley’in dogum yildonumu (30 Ekim 1839)

    Le Pont à Villeneuve-la-Garenne (Il ponte di Villeneuve la Garenne - The Bridge at Villeneuve-la-Garenne, 1872)




    L’inondazione a Port Marly (Flood at Port-Marly, 1872)


  7. Fransız sair, yazar ve dusunur (Ambroise) Paul (Toussaint Jules) Valéry'nin dogum yildonumu (30 Ekim 1871)



    Ustunde guvercinler gezen su rahat damin
    Kalbi atar ardinda birkac mezarla camin
    Sasmaz ogle zamanı ateslerle yaratir
    Denizi, denizi, hep yeni bastan denizi
    Tanrilarin sukunu ceker gozlerimizi
    Bir dusunceden sonra, ah o ne mukafattir

    Ince piriltilarin o ne saf huneridir
    Bir secilmez kopukte nice elmas eritir
    Nasil bir sukun sanki peydah olur o demde
    Ve gunes ucurumun ustune gelir durur
    Ebedi bir davanin saf marifeti budur
    Zaman kivilcim, hulya bilmek olur alemde...



    Questo tetto tranquillo, ove colombe
    vanno, tra i pini palpita e le tombe;
    meriggio il giusto compone di fiamma
    il mare, il mare, sempre in sé rinato!
    Dopo un pensiero sei ricompensato
    guardando a lungo degli dei la calma.


    Che lavorìo di lampi che consuma
    tutti i diamanti di sottile schiuma,
    e quale pace sembra ora accadere!
    Se sull'abisso il sole si rafferma,
    opere pure d'una causa eterna...

  8. Amerikali sair, deneme yazari ve cevirmen Ezra (Weston Loomis) Pound’un dogum yildonumu (30 Ekim 1885)





    Agac ellerime gomuluverdi
    Ozu tirmandi kollarima dogru
    Agac gogsumde buyumeye durdu
    Asagiı dogru
    Dallari goverdi,upuzun kollar gibi.

    Agac sensin
    Yosun sensin

    Sen, uzerinde ruzgarlar ucuşan mor menekseler
    Cok yukseklerdeki, cocuk,sensin
    Ve butun bunlar dunyanin divaneligi.



    Dusman bir dille konusan ender bir halkin arasinda
    Kendilerini bulan ruhun garip efsaneleri degil midir
    Eski maskelerin bu hikayeleri,
    Yildiz genisligi hektarlarca onceki miktarda
    Butun geriye kalanlardan unutamadigi bir ruh
    Ki orada sinirsiz bulutlarin ortasinda donenir rotasinda,
    Ya da agabeyleriyle birlikte sakiyan
    Camelot’un peltek dilli eski turku yapicilari mi?

    Yasli sarkicilar yarisini unutmus ezgilerinin,
    Renk koru yasli ressamlar geri gelirler bir kere daha,
    Yasli sairler hunersizce ruzgar yurekli abidelerde,
    Yasli buyuculer yoksunlar keramet bilgilerinden:

    Gozlerindeki tuhaf huzunle dunyanin sonuk anlatisi ustune
    Sessizlikte kafa yoranlar bunlar midir?

Sayfa 1547/7020 İlkİlk ... 54710471447149715371545154615471548154915571597164720472547 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •