Originally Posted by
ekfuture
Bakış açınızı değiştirirseniz borcun ABD ve AB ekonomileri için tehlikesini görebilirsiniz. Borcun varlığı kadar bu borca neden ihtiyaç duyulduğu da önemlidir. Batıda bugün hayranı olduğumuz refah toplumu bu borçlarla finanse ediliyor. Yani refah toplumunun devamı bu borçlanmanın artarak devamını gerektiriyor. Borçlanamadığı noktada saadet zinciri bozulacaktır. Siz bu borçlanmanın sonsuza kadar devam edeceğini düşünüp bir sorun görmeyebilirsiniz ama dünya geneline baktığınız zaman Asya'nın hızlı büyümesinin sonuçlarından birinin de batı ekonomisinin Dünya ekonomisi içindeki payının giderek azalmasına yol açtığıdır. Giderek nispeten küçülen batının her geçen gün giderek artan şekilde borçlanması mümkün değildir. Batının sorunu, mevcut borcunun ödenip ödenmemesi değil, yeni borç kaynakları bulmasının her geçen gün daha da zorlaşmasıdır.
Diyalektik diye bir şey var, su 99 dereceye kadar ısınır, gözle görünür bir değişiklik gözlenmez ama 100 dereceye geldiğinde su kaynamaya başlar. Şu anda olan da bu, batının ilave borçlanabilme kapasitesi her geçen gün daha da azalıyor. Ne zaman ilave borç bulamayacak duruma gelir, o gün suları kaynamaya başlar. Bugün Çin batıyı Afrika'dan söküp atıyor, Rusya geliştirdiği silah sistemleri ile ABD'ye rakip oluyor. Bütün bunları 10 sene önce kim öngörebilirdi. Böyle bir gelişme çizgisinde batının daha kaç 10 yıl dayanabileceğini düşünüyorsunuz?
Batı uzunca dayanabilmesinin sırrı, ihraç ettiği globalizme distopyaya evrilmeden karşı durabilmenin pek mümkün olmaması. Bu durumdaki bir ülke cari fazla verse dahi oligarklar ve orta üst sınıfın kaçırdığı sermaye ile batıyı fonlanmaya devam eder. Bizden örnek, ABD tahvillerini son sürat satmamız ile Türk milyarderlerin yurt dışında şirket, ev, sokak(?) alma haberlerinin aynı döneme denk gelmesi. Dışarıdan örnek, Çinlilerin Kanada konut piyasasını domine etmesi.
Öte yandan batının borçlanması çoğunlukla kendi içinden olmaktadır - misal ABD borcunun yüzde 30 küsür kadarı kamu+fed, geri kalanı yine lokaller (emeklilik, sigorta fonları vb) ve Japonya dahil genellikle batı ittifakına dahil ülkelerdendir. ABD borcunun sadece %5'i Çin'in olup bu da zaten yuanın değerini düşük tutmak için biriktirilen fx rezervi olarak görülmektedir. Bunları "ABD'nin hasımlarına onlarca trilyon borcu var ve daha fazlası için onlardan dilenmek zorunda" gibisinden düşünen varsa diye yazdım, yani gelmek istediğim nokta şudur ki rezerv paranın tahviline olan istek öyle kolay kolay bitecek gibi görülmemektedir.
Peki sermaye akışının sürmesi ABD'nin (veya batının) çökmeyeceği anlamına gelir mi? Hayır, bence ABD Roma imp. gibi çok uzun zamana yayılan bir çöküş dönemine girdi.
--Kişisel görüşlerim olup, yatırım danışmanlığı tavsiyesi değildir
Yer İmleri