Sayfa 172/250 İlkİlk ... 72122162170171172173174182222 ... SonSon
Arama sonucu : 1998 madde; 1,369 - 1,376 arası.

Konu: Türkiye Ekonomisi, Faiz, USD,BIST, Büyüme ve Makro Ekonomik Değerlendirmeler

  1.  Alıntı Originally Posted by british Yazıyı Oku
    65 yaşındaki dedelerin kahvede salladığı gibi twitler paylaşıyorsun. Panama kanalından geçiş geminin taşıdığı yük miktarına göre değişiyor. 300 bin dolar ödeyen gemide var, 50 bin dolar ödeyende var. Ama ortalaması 3 bin değil! Adın british, ingilizcen var diye varsayıyorum.

    The most expensive regular toll for canal passage to date was charged on April 14, 2010 to the cruise ship Norwegian Pearl, which paid US$375,600.[75][76] The average toll is around US$54,000. The highest fee for priority passage charged through the Transit Slot Auction System was US$220,300, paid on August 24, 2006, by the Panamax tanker Erikoussa,[77] bypassing a 90-ship queue waiting for the end of maintenance work on the Gatun Locks, and thus avoiding a seven-day delay. The normal fee would have been just US$13,430.[78]

  2. Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  3.  Alıntı Originally Posted by Halukcan Yazıyı Oku
    Istanbul'a yeni küçük şehirler lazım,
    Pardon , miniminnacık küçücük ufacık on yüz milyon baloncuk şehirler ile kanalın alakası ne ?
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  4.  Alıntı Originally Posted by british Yazıyı Oku
    Pardon , miniminnacık küçücük ufacık on yüz milyon baloncuk şehirler ile kanalın alakası ne ?
    Dayı 3800 dolar geçiş ücretine inanıp twit paylaşan adamla ben daha fazla tartışmam.Gemicilik G sinden haberin yok. Gemideki miço denilen en vasıfsız adam 2000 dolar maaş alıyor, koca gemileirn 3500 dolar ücret ödediğine inanmak harbi saflıkta başka bir boyut. Daha derin düşünürsen şehir ile kanalın alakasını anlarsın, benim anlatmama gerek yok.

  5. Yürrü o zaman
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  6. #1374
     Alıntı Originally Posted by Halukcan Yazıyı Oku
    Dayı 3800 dolar geçiş ücretine inanıp twit paylaşan adamla ben daha fazla tartışmam.Gemicilik G sinden haberin yok. Gemideki miço denilen en vasıfsız adam 2000 dolar maaş alıyor, koca gemileirn 3500 dolar ücret ödediğine inanmak harbi saflıkta başka bir boyut. Daha derin düşünürsen şehir ile kanalın alakasını anlarsın, benim anlatmama gerek yok.
    şehir ile kanalın alaksı mı?

    adamlar emlak projesi yapıyorlar.. bunu güvenlik için gerekiyor diye yutturuyorlar.. sende inanıyorsun..

    ne kadar anladığın belli oluyor..

    ayrıca..bir ülkenin nufusunu tek bir noktaya yığıyor ve arttırıyor bu proje.. ancak ülke düşmanlarının sevineceği bir şey bu.. zira bir savaş anında düşmanların en çok isteyeceği şey toplu hedeflerdir..
    It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)

  7. Sinan Çuluk'tan alıntıdır


    SERVET TRANSFERİ FİLMİ

    Özellikle I. Meşrutiyet (1876) sonrasından Osmanlının yıkılışına kadar tebaa arasında muazzam boyutlarda emlâk ve servet transferleri gerçekleşti. Levanten ve Frenk yerleşikler ile gayrimüslim Osmanlı unsurlarının zenginleşip, Türklerin büyük kısmının servetlerinin erimesine yol açan sebepler çok çeşitlidir ve müstakil bir yazıya konu olsa gerektir. Şimdilik sonuçla ilgili bir paylaşımda bulunacağım.

    İstanbul’un işgal altında bulunduğu, Anadolu’da kurtuluş mücadelesinin sürdüğü 1921 yılına ait bir ilan sunuyorum. İlk yoruma ekli iki sayfalık ilanda görülen firmalar kendilerini banka olarak tanıtıyordu ama banka değillerdi. . Emvâl-i Menkule İkrazat Sandığı, İstanbul Emanet Sandığı, Teshilat Sandığı, Hazım Atıf, Para İkrazatı, İşletme Sandığı Mehmed Nuri adlarıyla faaliyet gösteren bu firmalar devletten aldıkları izinle açıkça ipotek ve rehin karşılığı verdikleri borçlarla tefecilik yapan işletmelerdi. O yılların gazetelerinin ilan sayfalarını tararsanız yüzlerce hacizli veya ipotekli mülkün satış ilanlarını görürsünüz. Vatandaşın malına göz dikip alavere dalavere yoluyla hortumlayanlar, sırtı kalın, cüzdanları şişkin sermaye erbabıydı. Elbette uluslararası sermayeye göbekten bağlıydılar ve Osmanlı üzerine yürütülen operasyonun Türkiye’deki iktisadi cephesini oluşturuyorlardı. Olup biteni seyretmekten başka gücü kalmayan Osmanlının son elli yılının hükümetleri bu cepheye müdahale edemedi ve göz göre göre millet perişan edildi.

    Defter-i Hakani (Tapu-Kadastro) memuru olması dolayısıyla meseleye hakkıyla vakıf olan Ahmed Safi Efendi, Sefinetü’s-Safi adlı eserinde gerçekleşen emlâk transferinin acı ama ibretli bir istatistiğini ortaya koymuştur. Ülkemiz topraklarının haraç-mezat satıldığı günümüzde biz bu filmi görmüştük diyen de kalmadı. Öyle ki milletin gözüne perde indirdiler, o perdede sinemaskop filmi yeniden izletiyorlar bana mısın diyen çıkmıyor.

    AHMED SAFİ’DEN aktarma:

    «EMLAK-İ İSLAMİYE
    Galata, Beyoğlu, Beşiktaş, Kasımpaşa, Boğaziçi ve buraların civarında evveli gayrimüslim uhdesinde emlâk yok idi. 1250 tarihinden itibaren Müslümanlar uhdelerinde bulunan emlâki bittedric milel-i saireye satmağa başladılar. Hatta merhum pederim Müslümanların ol vakitler Galata’nın üst taraflarında ve Beyoğlu’nda beher arşını yirmi-otuz paraya pek çok araziyi Hıristiyanlara sattıklarını hikâye eder idi. 1279 tarihinde bağlardan ibaret olan Kadıköyü’nde beher arşını kırk paraya ve 1282 tarihinde Makriköyü’nde Sakızağacı’nda beher arşını altmış paraya ve Şişli’de beher arşını on beş-yirmi paraya ve şimdi Seyr-i Sefain nâmı verilen İdare-i Mahsusa’nın takriben 1284 senesinde Adalar’a ilk defa olarak vapur işlettiği zaman Adalar’da beher arşını on paraya arazi satıldığını fakîr bilirim. Müslümanların şimdiki halde buralarda emlâki var ise de çe faide ki bunları da yakın vakitte satarlar. Ahali-i İslamiye’nin zamaneye lazım olacak san’atı bulunmadığından fakir düştü. İhtiyac-ı şedîde düçâr oldu. Aç ne yapar; neye mâlik ise satar, yer. Zîrdeki cetvel kuyûd-ı resmiyeye müstenid olarak tanzim edilmiştir. (Sayfa kenarı haşiye: Milel-i gayr-i müslimenin sakin oldukları haneler ve ticaret ettikleri dükkan ve mağazalar kâmilen ehl-i İslam uhdesinde olup sonraları alâ-tarîk-ı mevâni’a milel-i saireye satılmış ise de Defter-i Hakanî kuyûdunda umûmen Emlâk-i İslâm uhdesinde mukayyed idiler. Daha sonraları iş çığırından çıkmış Emlâk-i İslamiye resmen milel-i sâireye geçmiştir. )

    1336 SENESİ GAYESİNDE BEYOĞLU EMLÂKİNİN MUTASARRIFLARININ MİLLİYETİNE GÖRE MİKDARI

    ŞUUBAT
    [ŞUBELER] ECNEBİ
    aded MUSEVİ
    aded ERMENİ
    aded RUM
    aded İSLAM
    aded İCMAL
    aded
    TAKSİM 143 50 730 786 721 2385
    KAMER HATUN (TATAVLA) 196 90 411 2239 566 3421
    KASIMPAŞA 84 50 85 408 4369 4171
    TOPHANE 82 190 250 495 2127 2973
    BEŞİKTAŞ 2 1 120 236 2600 2959
    MİRGÜN 38 12 173 668 863 1754
    BÜYÜKDERE 211 19 346 1109 2628 4363
    HASKÖY 7 574 277 202 1422 2482
    ARNAVUTKÖY 53 36 135 747 165 1236
    FERİKÖY 186 14 1347 716 2389 4652
    GALATA 76 116 166 177 508 1043
    ORTAKÖY 25 324 183 334 963 1819
    GALATASARAY 159 89 255 334 621 1451
    KULE KAPISI 240 113 76 148 1046 1261
    TARLABAŞI 93 29 799 1070 307 2308
    YEKÜN 1595 1365 5353 9669 21315 39297

    [Facebook ortamında tablo düzgün çıkmadığından ikinci yoruma görüntü olarak ekliyorum]

    Cedvelde görülen 39297 kıta mevcud emlâkden ahali-i İslamiye uhdesinde bulunan 21315 parçası tenzil edilir 17982 parça emlak milel-i saireye intikal etmiştir. Bu neden ileriye geliyor. Zaruretten değil mi? 1337 senesinden şimdiye kadar kim bilir ne miktar emlak İslam uhdesinden çıkmıştır.

    İstanbul’da ise muteber mahallerden olan Yenicami, Balık Pazarı, Bahçekapısı, Köprü civarı, Tahmis Önü, Hocapaşa ve sair yerlerden ne kadar emlâk Hıristiyanların tasarruflarına geçmiştir. Kuyûd-ı resmiyeye müracaat et de bak!!

    İstitrad kabilinden olarak şunu da beyan ederim ki Beyoğlu’nda Taksim denilen mahalli pek çok kimseler bilir. Orada Rumların bir kilisesi vardır. Bu da malum. Kilisenin bulunduğu arsaya bu kilise nasıl yapıldı bilir misin? Kırk para ile.

    Rumlar Abdülmecid evail-i saltanatında hükûmete müracaatla bu arsaya bir kilise yapılmasına müsaade isterler. Halbuki hükûmet yeniden kilise inşasına öteden beri müsaade etmez idi. Tervic-i meram için Rumlar her nereye müracaat ederler ise de matlublarını istihsal edemezler fakat Galata Mahkeme-i Şer’iyesi başkatibi bu işi yapabileceğini anlarlar. Mahkeme başkatibine müracaat ederler. Uzatmayalım pazarlık uyar. Başkatip alacağı rüşveti aldıktan sonra bunlara der ki «İki nefer Rum delikanlısı hazır edin!! Bunları Taksim’de sizin arzu ettiğiniz arsada kavga ettiriniz» Zabtiyeler kavga eden o iki Rum delikanlısını tutarlar. Mahkemeye getirirler. “Siz nerede ve ne için kavga ettiniz” diye sorarlar. Onlar da “Taksim’deki eski Rum kilise arsasında alacak meselesinden dolayı kavga ettik” derler. Bunu mahkemenin siciline, zabtına geçirirler. Kaydeden ancak kiliseyi bu tarihten otuz sene sonra yaparsınız. Rumlar da kiliseyi yapalım da varsın otuz sene sonra olsun derler. Vakta ki otuz sene mürur eder. Abdülaziz’in evahir-i saltanatında Rumlar tekrar hükûmete müracaat ile bu arsaya kilise inşa edeceklerinden bahisle ita-yı ruhsat talebinde bulunurlar. Hulasa-i kelam mezkûr arsanın kadîmen kilise arsası olduğu ve bunun Galata Mahkeme-i Şeriyesi’nde kaydı bulunduğunu iddia ederler ve ne yaparlar ise yaparlar ruhsat alırlar. İhtiyar bir Rum mezkûr arsada bir mendil serer. O mendilin içine bir aded çil Mecidiye kuruşu koyar ve Rumlara hitaben «şu mendil içinde bulunan kırk para ile buraya bir kilise yapacağım siz de iane ediniz» der. Filhakika az bir zamanda kilise yapılır, meydana çıkar. Biz Müslümanlar ise mamur olan camilerimizi tahrip ederiz. Samipaşazade Subhi Paşa Evkaf Nezareti’nde bulunduğu zaman Beyoğlu’nda muhterik cami arsalarını ve oradaki mekâbir-i Müslimin’i Frenklere sattı. Şimdi de gazetelerde okuyoruz ki elyevm mevcud olan mekâbir-i Müslimin’den bazılarını ebniye inşa etmek için Evkaf Nezareti bir bedel mukabilinde taliplerine satacak ve oralardaki mevta kemiklerini başka mekâbire nakledecektir. Sen ne dersin azizim?

    21 Saferülhayr sene 1340 Pazar ve 23 Teşrin-i Evvel 1337/1921

    Ez’afü’l ibâd
    Ahmed Safi
    Camiü’l-Hurûf

    (İLAVE): «Küllü nefsin zaikatü’l-mevt» her zî-ruh fânî, dünya da fânîdir, mutlaka ölür. Ölümü ise hiçbir millet inkar etmez, edemez. Fakat yatacak yer intihab et. Ahlâf senin çürümüş kemiklerini mezardan çıkarıp hakaret etmesinler. Ben öldükten sonra cesedimi ne isterlerse yapsınlar deme!! Zira insanın mezarı kendisinin halvethanesidir. Galata’da, Kasımpaşa’da şu birkaç gün içinde beş on kadar mekâbir arsasıyla cami arsasını Evkaf sattı. Fakat mevta kemikleri ne oldu? Ve bu alışveriş ne suretle ve ne şartlar ile yapıldı? Burası malum değil. Ey din kardaşım, Hıristiyanlar hiç böyle bir şey yaparlar mı? Emin ol, yarın Eyyüb-i Ensari ve civarı mekâbirini de satarlar. Bu milletin aklı olmadığı ve gayetle korkak olduğu cihetle cesareti ve sahibi ve hamisi de yoktur vesselam. Evkaf hiçbir hakkı olmadığı halde mekâbir arsalarını nasıl satıyor bilemem. (İNTİHA)»

    [Not: Maalesef Ahmed Safi Bey’in kitabının aslı kaybolmuştur ve günümüze kalan mikrofilm görüntüleri çok kötüdür. Tabloda ara sütunlardaki bazı rakamları seçemediğimden yanlış okumuşum ki mizan tutmuyor. Yekün kısmında bir sorun yoktur.]

    Tefeci firmaların ilanı.


    Ahmed Safi'nin emlak transferi listesi.


    https://www.facebook.com/sinanculuk/...99472150204790
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  8. #1376
    ruslar gemilerini bekletmesinler diye 100 milyar harcayıp gölleri ormanları ve doğayı yokedeceksin..nufusu arttıracaksın istanbulda..

    bunları ancak a.k.p. partisi düşünebilir.. ve yandaşları elbette..
    It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)

Sayfa 172/250 İlkİlk ... 72122162170171172173174182222 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •