Selam,
Ben ilac endustrisinde calisiyorum. Basitce anlatmaya calisayim.

Evet ne yazik ki kalbur ustu ilaclarin gelisimi uzun suruyor ve ciddi bir butce ve bilgi birikimi gerektiriyor.
Ilac firmalari eskiden bu isleri kendi bunyelerinde yapiyorlardi. Artik trend su yonde ve bu iste yatirimci acisindan da iyi firsat var.

ABD borsasinda 500+ kadar ufak biyoteknoloji firmasi var. Gelismis dunyanin geri kalaninda da boyle.Bu arkadaslar surekli yatirimci fonu pesinde. Butun isleri spesifik bir alanda molekul gelistirmek uzerine. Duzenli olarak yatirimcilar ile bilgilendirme toplantilari yapiyorlar. Bazilari tecrubelerine gore en bastan buyuk firmalar sponsorlugunda kollari sivayip ise girisiyor.

Gelistirme sureci yine benzer oluyor ama mali yuk cesitli yatirimcilar arasinda dagitiliyor. Ne zaman ki calisilan molekul genelde faz3 sonrasi olumlu sonuc veriyor o zaman senlik basliyor. Varsa sponsor firma bu kucuk firmayi bunyesine katiyor. Sponsor firma yoksa borsadaki hisseleri tavan yapiyor. Her iki durumda da borsada hisse sahibi kazaniyor. Basari orani %20 falan. Hisseden kar oraninin en azindan ABD borsalari icin siniri yok

Turkiye bence ufaktan bu ise baslayabilir. Illa biyoteknoloji olmasi gibi bir sart yok. Yeni nesil, daha dogal urunler ustune egiliyor. Doganin dengesini bozmayacak sekilde bir bitkinin ozutunden de ilac cikartilabilir. Bunun otesinde bu firma kisiye ozellestirilebilir cozumler sunabilmeli (mesela kutunun ustune ismini yazdirabilmek, kutu icerigindeki sayiyi belirleyebilmek vs vs). Sonra DEVA ya da Abdi bu ufak firmayi bunyesine katip ya da urunu satin alip daha buyuk olcekli uretime yonelebilir.

Bu yontem hem ileride daha cok girisimcinin bu alana yonelmesine onayak olur hem de buyuk firmalari kaynak acisindan zorlamaz.