Portföylerin Sepet Mantığı İle Yapılmasına İtirazlar Üzerine Bir Cevap
Yatırım fonları portföylerinde, ya da genel olarak portföylerde ya da portföy yönetiminde sıklıkla karşılaşılan sıkıntı sepet yapılmasına yapılan itirazlardır.
Söz gelimi; yaşadığınız şehirde yazın ve baharda nadiren, sonbaharda sıklıkla yağmur yağmakta olduğunu düşünün. Eğer bahar ve yaz aylarında çok nadiren yağmur yağma ihtimaline karşı, her gün şemsiye taşırsanız, lüzumsuz yük yaratmış olacaksınız, oysa sonbaharda her gün taşırsanız böyle olmayacak. Yani yıl boyunca hep şemsiye taşımak da hiç şemsiye taşımamak da iyi bir çözüm değildir.
Burade devreye, hayatın bir çok alanında kullanılan, matematikte ,ya da istatistikte çokça referans alınan bir ''Optimum'' nokta kavramı giriyor. Optimum , eski tabirle iki taraftaki aşırılığı temsil eden ''ifrat ve tefrit'' ten uzak, en makul ara çözüm noktasıdır. En uygun aralığı bulmaktır.
Eğer portföyünüzü sadece mevduat ya da ppf gibi çok çok az riskli enstrümanlardan oluşturursanız , belki enflasyona yenilmez, hatta kılpayı enflasyon kadar getiri elde edersiniz, ancak en önemli çöküşlerde bile çökmezsiniz, ancak öte yandan, maalesef biriktirdiklerinizle ileride iyi bir yaşam kurmanız çok mümkün olmayacaktır. Bunun için belki de 500 yıla ihtiyacınız olacak.
Eğer portföyünüzü sadece çok aşırı riskli enstrümanlarla doldurursanız, muhtemelen uzun vadede çok iyi reel getiriler elde edeceksiniz, ancak piyasalardaki her sarsıntıdan, otobüsün tekeri üstünde oturan bir adam gibi en çok siz etkileceksiniz, hatta belki 5-6 yıl süren ayı piyasalarında, mevduat sahiplerine öykünerek gıpta ile bakacaksınız.
Optimum yaklaşımı burada devreye giriyor. Risklerin dogru dagıtılması ile ve matematiksel olarak geniş tabanlı bir portföy kurulması ile uzun vadede reel getiri maksimize edilirken, olası sarsıntılardan az etkilenmek de mümkün olabilir.
Tabi bu hem güzel hem ucuz olsun istenilen bir ürün gibi. Çok da mümkün değil. Çünkü risk ve getiri, bir U borusundaki su gibi. Risk arttıkça, getiri de artar. Tersi de geçerli.
Bu anlamda portföyler için en uygun model geniş tabanlı engineering portfolio sistemi olacaktır. Buna engineering portfolio denme nedeni, mühendislikteki geniş taban mantığında yola çıkmasıdır.
Yani sistem şuna dayanır, her mühendislik yapısında, geniş tabanlı ve tavana doğru gittikçe sivrilen yapılar en sağlam yapılardır mantığından yola çıkar. Bu mantıkta en risksiz enstrümanlar portföyde en yüksek oranda iken, artan risk içeren ürünler portföyde yüzde olarak daha azaltılmalı.
Çok kabaca örnekler % 50 risksiz %30 orta riskli %15 çok riskli %5 çok çok riskli
% 40 risksiz %30 orta riskli %20 çok riskli %10 çok çok riskli vs. gibi.
Neyin riskinin nerede olduğunu, yani bir finansal enstrümanın riskinin ölçümü, portföyün nasıl bir nakit akışı sistemi le beslenmesi gerektiği, portföydeki getirileri nasıl bir matematikle çekip kullanmanın doğru olabileceği ile ilgili fikirlerimi daha sonra paylaşmaya devam edeceğim.
Burada yer alan yorum ve tavsiyeler genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Yer İmleri