Şahsi görüşüm,uzak doğuya gidildikçe disiplin artıyor,kurallara uyuluyor daha temiz bir tablo ortaya çıkıyor tabi bu varsayım G.Kore,Japonya gibi ülkeler için geçerli yoksa K.Kore,Çin vb ülkelerin verileri ne kadar güvenli olabilir,yine sadece benim izlenimim,izlediğim videolara bakarak açıklanan oranlar gerçeğin yarısı dahi olsa,o rahatlıkla vaka ve ölü sayısının çok düşük olduğunu Brezilya için söyleyebilirim...
Gelecek için huzursuzlar,zaten çoğu üniversite mezunu,mesleklerine göre iş bulamamışlar mecbur polis olmuşlar,tarımdan kamuya doğru bir başkaldırı hafiften başlamış gibi,çoğu gençler ailesinin yardımına muhtaç iş bulamadığı için,temennim bir patlama olmadan seçime gidilmesi,yoksa ipin ucu koparsa Mehmet Akifin istiklal marşının 3 kıtasına benzer ülke.
Rusya Corona virüsüyle Mücadele Merkezi, Türkiye ile Tanzanya'ya uçuş yasağının 21 Haziran’a kadar uzatıldığını duyurdu.
https://www.sozcu.com.tr/2021/dunya/...zatti-6461761/
Yazdıklarım yatırım tavsiyesi değildir.
Rusyadan Sevgilerle,
O kadar da Rus aşısı almıştık halbuki , halkımız ne kadar tercih eder bilinmez ama , Rusya ya yetmemiş , yanında su 35 de mi alsak ne yapsak , belki o zaman yasak kalkar olmadı depoya koyarız falan filan .
Acaba ruslar Hindistan a Iran a falan uçuş yasagi koymuşlar mıdır ?
Merak ettim . Dostum Putin ne yapmıştır acep ???
Dost dost diye nice Donald , Vladimir e sarıldık bizim sadık yarimiz .......
Rusya 14 Mayıs itibarıyla,
Ermenistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Hindistan, Kazakistan, Vietnam, Venezuela, Yunanistan, Almanya, Singapur, Sırbistan, Suriye, Etiyopya, Katar, Kırgızistan, Güney Kore, Mısır, BAE, İsviçre, Sri Lanka, Tacikistan, Özbekistan, Finlandiya, Japonya, Maldivler, Küba ve Seyşeller uçuşlarını yeniden başlatmış
Haklısınız da bu başka bir şey, gruplaşma var.
Daha doğrusu Cumhur İttifakını oluşturan dinamikler çatırdıyor. S.S. malum TV programında -tabi biz baştan fark edemedik kafamızı çorba ettiğinden sonradan anladık, döndü Adalet Bakanına bir dirsek çıkardı, oradan Damadın ekibi denilen -medyada öyle diyorlar, galiba doğrusu direk CB den destek görüyor, işin ilginci sağlam da bir adam diyorlar, bazı Emniyet Müdürlerine, Genel Müdür Yardımcılarına dirsek gösterdi, döndü eski bakan oğullarının evinde para sayma makinası filan dedi direk AKP ye dirsek gösterdi, özetle, 'ben de konuşurum, ben de yakarım' gibi bir imada bulundu.
Zaten bu güç odakları fark ediliyordu, aralarındaki didişmeler falan..
Bence ilginçlik baştan başlıyor, S.S.'e niye İç İşleri veriliyor, malum bu göreve emniyet geçmişi olan, Valilik yapanlar falan verilir, kendisi de açıklaması var ben ne anlarım iç işlerinden bir tane güvenlik raporu okumuşluğum yoktur filan dedi. Galiba, eskiden Başbakan'dan sonra Dış İşleri, sonra İç İşleri diye giderdi kıdem mi diyelim, önem atfedilme sırası mı diyelim, S.S. pozisyonu itibarıyla, dış işleri olamayacağına göre olsa olsa İç İşleri olmalı gibi bir takdirle oraya getiriliyor. Hatırlayın eskiden seçim zamanı İç İşleri Bakanları istifa ederdi, yerine herkes tarafından kabul gören devlet deneyimi olan bir eski Vali veya Emniyet Genel Müdürü geçici olarak atanırdı, yani çok önemli İç İşleri. Şu an ki manzarada Bakan Bey kendini temize çıkarmak için veya kesilecek bir kol hedefe koymak için veya gerçekten de dediği gibi olduğu için bilemiyoruz, kendine bağlı makamları bir TV kanalında ismen hedef gösteriyor, ve sonrasında ona bağlı bir memur olan kişi, meydan okuyor, yani gelişmeler inanılır gibi değil. Ama ana akım medya ele geçirildiğinden tamamen bir parti yayın organına dönüştüğünden, konu sanki hiç bir şey olmamış muamelesi görüyor.
Zaten Dış İşleri, İç İşleri, MSB, Ekonomi ve Adalet Bakanlıkları dışındaki bakanlıkların fonksiyonu kalmadı, daha çok müşteşarlık gibiler. Son zamanlarda bir tek Mevlüt Çavuşoğlu'nu gözlemledim, o Yunan Bakanın provakasyonu esnasında iyi idare etti, dozajı iyi ayarladı, yani yürütülen politikaları kastetmiyorum, liyakatten iş bilmekten en azından koltuğu doldurabilmekten bahsediyorum. MSB malum zaten, Adalet Bakanı da malum.
Vezirler gibi. Aynı Osmanlı, güç odaklarının dengesi, S.P. de diyor ya, bazen çarpıştırır, bazen kucaklaştırır. Abdülhamit gibi bir idare şekli. Ekonomi Bakanlığı, MB, bilumum ilintili kadrolar Varlık Fonu, Bist, Banka Yönetim Kurulları Damadın ekibi, Marmara Üniversitesi, Bayburt grubu zaten.
Bu Başkanlık Sistemi böyle hiç iyi olmadı, meclis yok, komple sürecin dışında, onay makamı. Teşkilat devleti yönetmekte yetersiz kalıyor, o yüzden habire danışman, habire danışman alıyorlar, e onda da liyakatin yerini sadakat biat aldı, bir de etrafında bu vezirlerin oluşturduğu bir halka var, süzgeç gibi, hiç bir danışman bu süzgeçten geçmeden merkeze ulaşamaz, aykırı fikir beyan edemez. O yüzden hepsi aynı şeyi söylüyor CB yalnız kaldı, soyutlandı. Kendi Damadını görevden aldı, demek ki ne olup bittiğinden haberi yok veya yanlış bilgilendiriliyor. Denetim mekanizması yok, kontrol mekanizması yok, bir tek Sayıştay kaldı herhalde, bir de ara sıra Anayasa Mahkemesi. Kalkıp da ne Anayasa Mahkemesi ne de Yargıtay bu aralar bir şey söyleyemiyorlar, savcılık sistemi kontrol altına alındı bağımsız değil, Ersan Şen anlatıyor işte bangır bangır, savcı da bir insan etten kemikten ne yapabilir diye. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz sonrası tedbir alındı FETÖ ye karşı ama, bu tedbir devamlı hale gelince, bağımsız savcı tarihe karıştı. Yasama öyle, Yargı böyle, e Yürütme de işte üç beş Bakanla ve direk Saraydan, sistem kurumlar çökme tehlikesiyle karşı karşıya.
İnadına kutuplaştırma, inadına biz kefen giydik söylemi, inadına bir Atatürk karşıtlığı, inadına bir Osmanlıcılık, inadına liyakat karşıtlığı, anlamak zor, kısır bir döngü gibi, sadakat sadakat al sana sadakat, herkes bir arşiv yapmış kendine, bana bir şey olursa konuşurum ha diye tehdit ediyor ve bu tehdite de boyun eğiliyor. Sadakat madakat yok, ortaklık bunlarınki, omerta yasası bunlarda da geçerli benim anladığım.
Ben anlayamıyorum, bizim kafalar eski kafalar, tamam siyaset yaptın gücü ele geçirdin, artık devlet oldun şahsında, bitti gitti sensin, adamlar önüne geleni belediyede özel kalem yapmış, üç beş on gün, sonra hülle gibi, oradan hop devlet memurluğuna yatay geçiş, buna hop noluyo denmeli yaw, sen devletsin ya, senin devletine kafasına göre adam alıyorlar arka kapıdan, buna çuş denmesi lazım. Üç beş maaş alıyorlar, herkes üç beş yerde görevli görünüyor, sekreterini almış, üst düzey göreve kadar yükselmiş kadın, sonra diğer sekreterini de almış o da aynı, yaw buna birisi niye dur demiyor.
Bu S.P. olayı civcivli, FETÖ ağızları gözlemliyorum, kendisi değil belki ama ona dışarıdan destek veriyor ve süreci yönlendiriyor gibiler, youtube'dan Nuri Gökhan Bozkır, Serkan Kurtuluş diye arattırın bakın, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Elbette doğruluk payı olabilir iddialarında özellikle S.S. ile ilgili kısımlarında ama, diğer konularda çok dengeli sallıyor torpilleri, bütün bildiklerini niye anlatmıyor o zaman, alacağını alacağı kadar cephane harcıyor, kapıyı hep aralık bırakıyor, zaman aşımına uğramış, flu, delilsiz, ispatlanamayacak, hukuken karmaşık toplumda infial uyandıracak şeyler açıklıyor, ve her defasında bunu toplumun farklı kesimlerini hedefleyerek yapıyor, hepsi de dediklerinin zaten söylenmiş dedikodusu yapılmış şeyler, Kutlu Adalı olayını yıllardır Kıbrıs'ta bilmeyen yok şehir efsanesi gibi. Mesela bir iddiasında filanca bunu yapıyor, ama aslında onu da tehdit ediyorlar, kasete kaydetmişler, şantaj yaparak bu işi yaptırıyorlar, bunu yapan şu, ama ona da dokunamazsınız çünkü herkesin kaseti var onda. Ne kasetmiş yaw, Kıbrıs'ta iki tane klüp çalışanına çakarken kasete kaydetse nolur, kaydetmese nolur, hiç kimsenin bilmediği bir iş mi yapmışlar, o gece klüplerinde ne yapılıyor sanki, hep beraber izledi Türkiye Ali Kırcayı da noldu sanki. Bununla tehdit edilir de insan uyuşturucu işine girer mi, yayınlayın amk dersin çıkarsın, bu beni tehdit etti dersin anasını ağlatırsın.
Kusura bakmasın da kimse, devletle alay geçiliyor. Bu devlet deli mi hem Türkmenlere yardım yapacak hem de Türkmenlerle savaşırken HTŞ ye yardım yapacak. Yok efendim IŞİD' e gidiyormuş, ulan koskoca ABD Başkanı açıkladı IŞİD' i biz kurduk biz silah yardımı yaptık dedi. 2017-18 de Fıratın batısında IŞİD mi kaldı. Almanya YPG lileri Milan tanksavar silahına boğdu fışkırıyor her yerden yetmedi adamları uçakla Almanya'ya götürdü, orada atış eğitim verdi geri getirdi, ulan YPG liler kızlarına Milan diye isim verdiler. Ama onlarınki eğit donat, bizimkisi silah kaçakçılığı, vay be. PKK ağızı, FETÖ ağızı, batı ağızı. Madem bu kadar fışkırıyor vatanseverlik eminsin ne gittiğinden nereye gittiğinden engel olsaydın, traş.
Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı uyuşturucu kaçakçılığı yapıyor diyor. E yuh yani, tamam güldük eğlendik, Kurtlar Vadisi tadında magazin dedikodu amelimiz körlendi, de hadi git ordan. S.P.' nin eski adamları var Almanya'da yaşıyor yayın yapıyor, az biraz da onları izleyin, anlatıyor en ince ayrıntısına kadar nasıl biri olduğunu.
İhtiyar salıyor bunları birer birer, biri daha salınacakmış yakında, bir göbek bağı bir diyet borcu hikayesi, sonra da biz bilmeyiz bu işleri dedi çıktı işin içinden komedi gibi yersen. Hatırlayın bir ihtiyar maymun hikayesi anlatmıştım, arkadan tutuyor, diğeri de parçalıyor, o hesap. Bu iş eninde sonunda onun kucağında patlar, sonra da hep beraber bu iş nihayetlenir, normale döner.
Seçici olmak lazım, fazla da bu pisliklere bulaşmamak dışında kalmak lazım, sıçrar bulaşır.
P.S.: Size yönelik gibi olmuş yazının tamamı şimdi fark ettim Sn Refaba. Özür giriş kısmı size yönelik, sonrası depreşme kıllanma hikayesi, şettireyim dedim saygılar..
Son düzenleme : Achiles; 01-06-2021 saat: 04:07.
Sn achiles yazdıklarınızın hepsi kendi içinde tutarlı gibi duruyor,bir mantık var.Ama benim aklımda hala binalinin oğlunun venezuleya yaptığı ziyaret ve gemileri var.Cidden inanamıyorum bu sedat salladıysa binali niye o kadar kem küm etti,sallamadıysa yahu bu nasıl iş.
Yer İmleri