Benim bi akrabam var, 1980 lerden beri kuyumculuk yapar, şu an 3-4 dükkanı var...
O da misal altın bazında yapar her türden hesabını, ev mi satılmış alınmış, kaç kiloya alınmış, şu an satılsa kaç kilo, dükkan masrafı mı kaç gram altına tekabül eder...
Tabi altın fiyatları 250 dolarlardan 2000 dolarlara gelince, adamın tercih ettiği yol, bambaşka denklemlere çıkıyor..
Bu yaz bir düğün vesilesiyle buluştuk, ben kara yolundan, o deniz yolundan yatıyla geldi, rakı içtik, hoş beş, kafa pırıl pırıl, altın inmiş çıkmış umurunda değil, onun için kaç kilo altını var, kaç gram altın kazanıyor, önemli olan tek şey bu. Vergi mi, ne vergisi canım
Bir villası var, malikane gibi, her çocuğunun içinde müstakil kalabileceği odalar var suit gibi, oturma odası+banyo gibi yılın 11 ayı boş, evin önü ana yol, arkası sıfır denize, yatı yanaştırıyor bazen, orta karar arabalara biner, arabaya para vermez, kılık kıyafete de orta üst diyelim o kadar, ama bi tatile gider misal bir memur emekli ikramiyesi yer gelir...Tabi hesaplar hemen kaç gram altın yedik diye...
Geriye sarsam zaman makinasında, yok İB, yok tahvil, piyasalar, vergi, FED falan filan...bi kuyumcu dükkanı açardım, 80 lerde min 3.5 kilo, ortalama 7 kiloyla mis gibi kuyumcu açılabiliyordu, onu açacak para da vardı, ufak ufak da borsa bi yandan çorba parası niyetine...akşam tükkanı kilitle alarmı çalıştır eve git dizi izle...kafa pırıl pırıl
Hep derim, para hayat konforu denklemi, o yüzden fazla da şaapmamak lazım![]()
Kuyumculuğu birkaç ay önce ben de kafaya takmıştım. Altın topiğinde sahte altını ayıran bir cihazdan bahsediyordum hatta. 1000 euro falandı fiyatı ama firma cayıp ürünü Türkiye'ye göndermek istemediğini söylemişti sonradan gümrükte yaşanması muhtemel sıkıntılardan dolayı sanıyorum.
Fiziksel altın tutmanın en güzel yanı budur. Yarın öbürgün diğer bütün sistemler patlarsa açarsın küçük bir dükkan dizersin malları, al-sat ondan sonra
Suriyelilerin kafadan yarısı kuyumcu dükkanı işletiyor İstanbul'da.
Piyasa fiyatının az üstüne sat, baya altına geri al. Fıstık gibi iş. Bilezik milezik uğraşmaya bile gerek yok. (karı dırdırı çekilmez) Açarsam bir yer direk yatırımcıları hedefleyen bir yer açarım. Coin borsası gibi ama fiziki altın üzerine![]()
Yani o iş tam öyle olmaz da...olur tabi elinizde fiziki 'has' altın olduktan sonra. Küçük kitler var, solüsyon, onlarla bakarlar, firma damgaları var üzerinde, sahte altının misal küçük altın sesi farklıdır, sayar gibi yapar cam üzerinde sesine bakarlar. Alınan altın hurdadır, icap ederse keser içine de bakar, zaten borca istinaden yollarken iyice küçültürler, keserler ezerler, tekrar tezgaha konup satılmaz. İşçilikli mal satacaksınız, diğerinde öyle çok rekabet olmaz, kuyumcular oturur anlaşır, yoksa en büyüğü sıfır karla küçük altın satar meletir herkesi yaşandı da oradan biliyorum. Bilezik vitrinin orspusudur, en çok hangi vitrinde varsa müşteri oraya gider, o yüzden dizerler sıra sıra...Kuyumcular, ticaretine bakar, altın trade etmezler, yani altın 2000 dolar olacakmış mala gireyim, 1500 dolara düşecekmiş malı azaltayım olmaz, zaten onlarda malın bir kısmı konsinyedir, yılbaşında bütün borç sıfırlanır/hesap kapatılır, bir gün sonra tekrar borçlanılır, işçilik te olunca, öyle altın trade'i yapılamaz..
Yahu sayin Achiles'inde yazdigi gibi TR'de kuyumcu dogru dürüst vergi vermiyor da, coin'den kazanan mi versin.
Ancak artik bankaya girip cikan belli. Zaman asimi dolmadan maliye gelip sorarsa oyar bir sekilde.
Isini bilen özellikle TR gibi bir ülkede dogru dürüst vergi vermez (di). Artik bir cok yatirim dijital sisteme girdi, ne olacagi bilinmez ileride.
O yüzden vergi isini hafife almamak lazim. Özellikle önümüzdeki yillarda. Vergiyi verip kafamin rahat olmasi benim icin daha konforlu.
Yer İmleri