
Originally Posted by
discretus
beton lobisinin bundan 3-4 sene önce kibirli hallerini de hatırlıyoruz, bugünlerde yeni açıklanan 1.çeyrek hormonlu büyümeyi nasıl göklere çıkarıyorlarsa o zamanda beton güzellemesi ve milli gelir 10 bin dolar, her şey süper muhabbeti yapıyorlardı.
ancak gören gözler için her şey netti: sürdürülemez bir şehirleşme ve ekonomi modeli. istanbul özelinde zaten bu süreçler mega bir köy oluşmasına neden oldu. aklı başında kimse de 20-30-40 katlı evlerden kümes gibi ev almaz. ülke insanımız gittikçe batılı standartlarda isteklere sahip olacak: liberal iklim, yaşanabilir ve YÜRÜNEBİLİR sokaklar, sinir etmeyen bir trafik, rasyonel yöneticiler..bunların olmadığı yerde ucube binalar göreceğiz, boş, doldurulamamış, yada en sonunda oldukça ucuza (diğer enstrümanlara göre daha az getiri) satılmak zorunda olacaklar, hesapta olmayacak kadar aşağı seviyelerde.
bunları yıllardır söylüyoruz ve görünen köy kılavuz istemiyor. liberal iklim kelimesini belki de ilk kullananlardan biriyim bu forumda, 4-5 yıl öncesinde. sürekli bunun öneminin altını çizdim. bir yerleşim yerinin bir karakteri olmalı, modern Turkiye de bu seküler yaşam kuralları altında bir iklimin oluşması demek, kişisel özgürlüklere önem veren, mahalle baskısının olmadığı, insanların yaşamdan keyif alacakları yerler. dolayısıyla liberal iklimi boğan bir atmosferin oluşması aslında emlak sektörüne en büyük darbelerden birisidir. o yüzden inşaatçılar var olan parkların/ormanların yanında ev yaparak bunun reklamını yapacaklarına (falanca ormana komşuyuz tarzında) bu atmosferi kendi projelerinde oluşturmalı, emsaller üzerinden şehirlerin yağmalanmasına kendisi karşı çıkmalı, ve her şeyden önemlisi ülkede liberal iklimin ve hak/hukuk gibi kavramların oluşmasında kendilerinin de bir katkısı olmalıdır. aksi takdirde kısır döngü devam edecektir.
Yer İmleri