Fransa dogumlu Turk yazar Elif Safak'in dogum gunu ( 25 Ekim 1971 )
” Simdiye degin nasil yasadiysan, gene oyle yasayacaksin sanirsin. Sonra beklenmedik bir anda biri cikar gelir.Etrafindaki kimseye benzemez. Kendini bu yeni insanin aynasinda gormeye baslarsin.Var olani degil, sende eksik olani gosteren sihirli bir aynadir o. Ve sen bunca zaman aslinda hep bir eksiklik duygusuyla yasadigini, bilmedigin bir seye hasret cektigini anlarsin. Samar gibi iner hakikat suratina. Sana icindeki boslugu gosteren bu kisi bir pir, ustad, arkadas, yoldas, es ya da bazen bir cocuk olabilir. Onemli olan seni tamamlayacak olani bulmandir.Her peygamberin verdigi ogut aynidir; Sana ayna olacak insani bul! ”
" Bienheureuse et riche est votre vie, pleine et complète --- à ce que vous croyez. Jusqu'à ce que quelqu'un arrive et vous fasse comprendre ce que vous avez raté tout ce temps. Tel un miroir qui reflète plus ce qui manque que ce qui est là, il montre les vides de votre âme -- les vides que vous avez refusé de voir. Cette personne peut être un amant, un ami ou un maître spirituel. Parfois il peut être un enfant sur lequel veiller. Ce qui compte, c'est de trouver l'âme qui va compléter la vôtre. Tous les prophètes ont donné le même conseil : trouvez celui qui sera votre miroir! "
" Cogu zaman onu bahcede bir orumcek aginin dokusunu yahut gece acan bir cicekteki cig tanelerini inceler halde buluyordum. Bocekler, bitkiler, kristaller, recineler, dikenler ve cumle doga, Sems'e kitaplardan ve risalelerden daha ilgi cekici, daha ilham verici geliyordu. Ama tam da ben kitap okumaya duskun olmadigini dusunurken, bir bakiyordum elinde asirlik bir el yazmasi, ozenle tek tek cozuyor harflerin manasini; daha fazla okumak ugruna gunler gecelerce uykusuz kaliyor. Sonra gene bir bakiyordum tek bir kitabin kapagini acmadan haftalar gecirmis. Bu durumu kendisine sordugumda soyle dedi: 'Insan, aklini ac ve muhtac bir bebek farz edip kasik kasik bilgiyle doyurmali. Ama nasil ki bazi yiyecekler bebege agir gelirse, bazi bilgiler de akla agir gelir, onu da unutmamali.' Meger kirk kuralindan birisi bu konudaymis. Besinci Kural: Aklin kimyasi ile askin kimyasi baskadir. Akil temkinlidir. Korka korka atar adimlarini. 'Aman sakin kendini' diye tembihler. Halbuki ask oyle mi? Onun tek dedigi: 'Birak kendini, koy gitsin!' Akil kolay kolay yikilmaz. Ask ise kendini yipratir, harap duser. Halbuki hazineler ve defineler yikintilar arasinda olur. Ne varsa harap bir kalpte var! "
" Nutriva una grande curiosità per tutto ciò che era nuovo e insolito, ed era un grande osservatore della natura. Quante volte l'ho sorpreso in giardino ad ammirare la simmetria di una ragnatela o lo scintillio delle gocce di rugiada su un fiore notturno. Insetti, piante e animali sembravano interessarlo e ispirarlo più di libri e manoscritti. Ma proprio quando iniziavo a pensare che leggere non gli interessasse, lo trovavo immerso in qualche antico volume. Poi, di nuovo, era capace di starsene settimane intere senza leggere o studiare alcunché.Quando lo interrogai al riguardo, disse che bisognava tener soddisfatto l'intelletto, ma stando attenti a non viziarlo. Intelletto e amore sono fatti di materiali diversi, spiegò. L'intelletto lega le persone con i suoi nodi, senza rischiare nulla. L'amore, invece, scioglie ogni vincolo, e tutto rischia. L'intelletto è sempre prudente, e consiglia: 'Attento agli eccessi dell'estasi'; l'amore invece dice: 'Oh, non ci pensare troppo! Buttati! '. l'intelletto non si spezza facilmente; l'amore invece in un attimo si riduce in briciole. Ma tra le rovine si nascondono tesori. Un cuore infranto nasconde tesori preziosi. "
“ Bir elmanin bir meyve oldugu, bir babanin baba, bir savasin savas oldugu, bir gercegin gercek oldugu, bir yalanin yalan oldugu, bir askin ask oldugu, bir bikmanin bikma oldugu, bir baskaldirmanin baskaldirma oldugu, bir sessizligin bir sessizlik oldugu, bir haksizligin bir haksizlik oldugu, bir duzenin bir duzen ve bir evliligin evlilik oldugu, olacagi gunler gelecekti, inaniyordu Tante Rosa. ”
“ Tante Rosa credeva che sarebbe arrivato il giorno in cui una mela sarebbe stata una mela, un padre sarebbe stato un padre, la guerra sarebbe stata la guerra, la verità sarebbe stata la verità, una menzogna sarebbe stata una menzogna, l'amore sarebbe stato amore, essere stufi sarebbe stato essere stufi, ribellarsi sarebbe stato ribellarsi, il silenzio sarebbe stato silenzio, l'ingiustizia sarebbe stata ingiustizia, l'ordine sarebbe stato ordine e un matrimonio sarebbe stato un matrimonio. ”
" Su zenginler yok mu, Allah gozlerini kor etmis bunlarin. Hayatlari boyunca para istifliyorlar. Ne demeye gafil ? Kefenin cebi mi var ? Sonunda hepimizin giyecegi bir pamuklu kefen. Hepsi bu. Para pul mucevherat da yok. Takim elbise giyebilir misin ahirette ? Bak hic soruyorlar mi kendilerine, yahu bu gokyuzunu kim tutuyor diye ? "
" Ces foutus richards ! Ils accumulent de l'argent toute leur vie, pour quoi faire ? C'est stupide ! Est-ce que les linceuls ont des poches ? Car nous finirons tous dans le même linceul de coton. Pas de vêtements chics, pas de bijoux. Ils pensent pouvoir emporter leurs smoking ou leurs belles robes de soirée dans leur tombe ? Qui dirige les cieux, selon eux ? Personne ? Dans ce cas, pourquoi le ciel ne nous tombe-t-il pas sur la tête ? "





Alıntı yaparak yanıtla










Yer İmleri