Benim bildiğim tüm elektrik üretim santralleri ulusal iletim şebekesine(teiaş) , yani havuza basar. Bir de öztüketime dayalı yenilebilir lisansız santraller, yerinde üretim - tüketim ilkesi ile bölge dağıtım şirketine elektriği basar.
Dağıtım şirketleri özelleştikten sonra aynı patrona bağlı olacak şekilde tedarik / dağıtım olarak 2 ayrı şirket kimliğine büründü.
Dağıtım şirketi hatların bakım onarım yatırımını yapar, ayrıca Eüaş tan aldığı indirimli elektriği genel aydınlatma kapsamında sokak park aydınlanması olarak belli bir kar marjı ile belediyelere fatura eder, parasını hazineden alır.
Tedarik şirketi(gtş) , bölgesinde serbest tüketici olmayan tüm kullanıcılara epdk nın belirlemiş olduğu 3 aylık tarifeler ile elektrik satar, bölge dışında da serbest tüketicilere tarifeden ucuz indirimli elektrik satabilir. (mevcut ortamda indirimli elektrik satacak gtş bulmak mümkün değil

)) Bu satacağı elektriği epiaş(doğalgaz, kömür, hidro, yeka, yekdem vs) eüaş(devlet sübvansiyonu) ve ikili anlaşmalar ile alır. Gtş lerin bu 3 ayrı yerden aldığı elektriğin paçal fiyatı üzerinden epdk, gtş lerin kar marjlarını da koyarak 3 aylık tarifeleri belirler.
Özetle ifade etmek gerekirse durum bölgesel olmaktan öte genel.. Bıçak sırtı fiyatlamaların olduğu yerde kamu, gtş patronlarına bu şirketkeri ben size verdim, biraz ben sübvanse edecem biraz siz, bu çark dönecek, meskendeki tüketici maliyetin altında elektrik alacak diyor.
Yer İmleri