Evren Kirikoğlu
Duyumlar, TCMB’nin bugün öğlen saatlerinde döviz işlemleri ile ilgili bazı kısmi teknik kısıtları yine "sözlü telkin" ile devreye aldığı yönünde. 2023 genel seçimleri öncesinde gündemde olanlar boyutunda olmasa da, söz konusu kısıtlar:
* Her bankaya kendi özelinde belirli bir FX işlem limiti tanınması
* 6 hafta vadeye kadar forward yapılmaması
* 6 hafta-3 ay arasında piyasada anlık döviz talebi yaratmayan merkez bankası NDF’lerinin kullanılması (bugün ilk işlemler gerçekleşti)
* 3+ ay sonrası vadelerde normal forward yapılabilmesi, ancak bu işlemlerin de bankanın kendi FX işlem limitini tüketerek gerçekleşebilmesi
* FX işlemlerinin yine yalnızca öğle saatleri arasındaki kısa pencerede gerçekleşebilmesi
Seçimlere yalnızca 3,5 hafta kalmış olması itibariyle bu önlemlerin kalıcı olacağını düşünmüyoruz. Burada temel amaç, döviz talebinin hem cari açık hem de KKM dönüşleri akabinde iç piyasada artmasına rağmen yurtdışı sermaye girişlerinin yavaşlaması neticesinde rezervlerdeki erimeyi bir süreliğine yavaşlatmak olabilir.
Ancak senaryo bu olsa dahi, dün ortaya çıkan bu gündem yine de gereksiz yere “suyu bulandırma” potansiyeline sahip. Neticede:
1. Yurtdışından zaten yakın zamanda yüklü sermaye girişi beklemiyor muyuz? Daha 1 gün önce Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Şimşek canlı yayında Türkiye’nin risk priminin düşmesini ve FATF gri listeden çıkma beklentimizin yabancı yatırımcıları haklı olarak cezbettiğini paylaşmadı mı?
2. Dış finansmanın önden yüklemeli sağlandığı, cari açığın aylık bazda yüksek mevsimsellikten etkilendiği, ve çok kısa bir zaman sonra 2024 1. tur finansman yenileme işlemlerinin başlayacağı dönemdeyiz. Elbette bu aylarda rezervler bir miktar eriyecekti, kısa zamanda yine birikecek. Bu telaşı sebeplendirecek ne olabilir?
3. Sırf bu kararların alınması ve bankaların piyasaya arzı kısıtlamaları bile döviz ihtiyaç sahiplerini Kapalıçarşı’ya yönlendirerek makasların açılmasına ve fiziksel talebin artmasına sebep olmuyor mu?
4. Sırf bu kararların alınması ve bankaların piyasaya arzı kısıtlamaları bile off-shore carry pozisyonlarının kapatılmasına, taze short pozisyon açılmasına, ve dolaylı (ve aynı zamanda da çok gereksiz) olarak faiz artış fiyatlamasının ve neticesinde beklentisinin de artmasına sebep olmuyor mu?
5. Madem ilk engebede heteredoks uygulamalara baş vurulacaktı, o zaman bundan sonra ortodoks argümanları ve savunmaları kim satın alır?
Bu soruları başından beri savunduğum ve doğru bulduğum mevcut yönetim anlayışına karşı eleştirel ton takınmaktan ziyade, koşulların şu an böyle bir hamleyi zaruri kılmadığı ve dolayısıyla sergilenen bu “evhamın” biraz aceleci biraz da acemi bir görüntü verdiğini vurgulamak için soruyorum. Seçimlere 25 gün kalmışken bu şekilde davranılması seçimlerden sonra umulan normalleşme sürecini de ayrıca gecikmeye ve erozyona uğratabilir, bu sebeple piyasalarda hiç gereksiz ve yersiz yere kaygı oluşmadan sürecin normale dönmesini temenni ederiz.




Yer İmleri