@erefefik
İris Cibre 🐦
@iriscibre
Geçen hafta ben tatildeyken bir bomba patladı Fed'de
Bugün paylaşayım dedim;
Fed Baş Ekonomisti bir kadınla flörtleşirken, kadının aslında gazeteci olduğunun farkında değildi.
Ve bir skandala imza attı;
Dedi ki
"Powell'ın FOMC ya da kongre konuşmalarının bazı paragraflarını ben yazıyorum. Söylediklerim "gizli bilgidir" ve bu yüzden aslında endişeliyim. Trump bir deli ve aptal. Powell da Trump'tan nefret eder.
Trump başkanken ekonomiyi, faizleri düşük tutarak, canlandırmak istiyordu (aaa çok tanıdık) ama Powell bunu yapmadı, aksine faizleri artırdı, çünkü kurtarıcı olarak anılmak ve tarihte yerini almak istiyor.
Biden ise faizlerin inmesini istemiyor çünkü enflasyon istemiyor.
Fed olarak, biz, Trump'ı hükümette istemiyoruz. Zaten Cumhuriyetçiler aptaldır. Powell kağıt üstünde Cumhuriyetçi gibi görünse de Demokratlar onu seviyor. Çünkü, Powell ırksal, varlıksal, gelir adaleti ve iklim değişimi sorunlarını önemsiyor."
Bu çocuğun sonu ne oldu bilmem. Fakat, Trump gelirse, Fed'de büyük bir çalkantı beklemek normal olur sanırım![]()
@erefefik
#SONDAKİKA | Gelir İdaresi Başkanlığı'ının internet sitesinde yayımlanan tebliğ taslağı:
Yiyecek ve içecek satılan yerlerde yüzde 8 olan KDV oranı yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV oranı da yüzde 20’ye çıkartılacak.
Gazino, bar, dans salonu, pavyon, taverna, birahane gibi yerlerde verilen hizmetlere uygulanan KDV oranı yüzde 18’den yüzde 20’ye yükseltilecek.
@erefefik
Nilay Karakaş
@nilaykarakass
·
4s
Beypazarı Maden Suyu, İsviçre’de yasaklandı.
İncelemelerde, içerisinde aşırı seviyede Bor bulunduğu tespit edildi.
Bu maddenin doğurganlığı ve hamilelerde bebek gelişimini olumsuz etkilediği vurgulandı.
#beypazarı #beypazarımadensuyu #isviçre
Kaynak: http://dunya.com
Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu
@drkaanyl
"İsviçre’de yapılan analizlerde Beypazarı maden sularındaki bor minerali miktarının en fazla değeri ‘1’ olması gerekirken ‘2’ olarak tespit edildiği, bununsa sağlık açısından son derece tehlikeli olduğu" söylenmiş ama değil!!!
Sağlık açısından WHO 'ya göre günlük doz 70 kg bir insan için 28-30 mg geçmediği sürece bir sorun yok!
Bu limite gelmek için ise 14-15 Litre Beypazarı içmeniz gerekir.
Yani sorun yok, iyi ki bilim var...
Aşağıda açıklamıştım zaten, şüphe duyanlar vardı, açıklamam gayet net ve doğruymuş...
@erefefik
Alamanların israil seviciliğini unutma be ya....
ayrıca..... https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/...sinde-ataturk/
"........
Mustafa Kemal Paşa’nın görüşüne göre: Türk Ordusu Filistin’de taarruz edecek güce sahip değildir, savunmada kalmalıdır. Filistin Cephesi iki ordunun kullanılmasına müsait coğrafi yapıda değildir. Bütün cephenin sorumluluğu 7. Ordu’ya verilmelidir. Mareşal Falkenhayn, bu görüşe katılmıyor; 7. Ordu’nun, Kress von Kressenstein komutasındaki 8. Ordu’nun yanında taarruza katılmasında ısrar ediyordu. Falkenhayn ile yapılan yazışmalardan bir sonuç alınamayacağını gören Mustafa Kemal Paşa, 20 Eylül 1917’de Başkomutan Vekili Enver Paşa’ya başta Sina-Filistin Cephesi olmak üzere diğer cephelerdeki orduların mevcudu, eğitim, donanım, silah, ikmal ve ulaşım açısından içinde bulundukları kötü durumu bütün çıplaklığıyla açıklayan uzunca bir rapor sundu ve Türk Ordularına Alman Generallerin komuta etmelerinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Onların Türkiye’nin çıkarlarını hiçe sayıp Almanya’nın çıkarlarını her şeyin üzerinde tuttuklarını delillerle açıklayarak bu durumun yarattığı sakıncaları belirtmiştir....."
Yazdıklarım, paylaştıklarım yatırım tavsiyesi değildir, herkes kendi kararını verir. Türkiye dürüst, kuralları belli, halkın tamamının tasarruflarını değerlendirmek istediği bir borsa ile kalkınır. "Temelle desteklenmeyen/betonlanmayan teknik kumdan kale gibidir". -0101 sözü-
Ben İsrail'in kuruluşunu, 2.dünya savaşı esnasında Alman Derin Devleti içinde bir tepişmeye bağlarım. Ama bunun öncesi de olmalı.
Yukarıdaki linkte bir paragraf, sanki öncesini gösteriyor ama emin değilim:
Aşağıdaki linkte ise ciddi bir kaynak hakkında bilgi var, İsrail ismi geçiyor.“Yıldırım Ordusu (7’nci Ordu) Kumandanlığı’nı kabul edip İstanbul’dan Halep’e hareket edeceğim günün gecesiydi. Falkenhayn Karargâhı’nda bulunan bir Türk Erkânı harp zabitinin refakatinde bir genç Alman zabiti, Akaretlerdeki 76 numaralı ikametgâhıma geldi. Ufak ve zarif sandıklar içinde Falkenhayn tarafından bana bazı şeyler getirdiğini söyledi. O “şey”leri kendilerini kabul ettiğim odaya nakledilmesini emrettim. Salon kapısının yanına ufacık sandıklar istif edildi. Bunlar nedir? dedim. Alman zabiti dedi ki: İstanbul’dan müfarakat ediyorsunuz (ayrılıyorsunuz) Mareşal Falkenhayn tarafından bir miktar altın gönderilmiştir. Kimseye hiçbir ihtiyacımdan bahsetmemiştim; fakat zannettim ki, Mareşal bu parayı ordunun ihtiyacına sarf edilmek üzere göndermiştir. Onun için tercümanlık eden Türk zabitine dedim ki: Bu sandıklar bana yanlış geldi, ordunun Levazım Reisi’ne gönderilmesi lazımdı, benim için fazla külfettir. Muhatabım sözlerimi Alman zabitine nakletti. Zabit derhal: Efendim o başka! dedi. Bizim zabitimize: Paranın miktarını bu zabitten iyi tahkik et, huzurunda alındığına dair bir senet yaz, ver, imza edeyim dedim. Bu zat emrimi yaptı; fakat zabit imzalı senedi kabul etmek istemedi, tekrar: Bu zabit bilmiyor dedim, senedi alsın ve Mareşal’a versin ve siz de bu paraları gelip alması için Levazım Reisi’ne haber gönderiniz. Bittabi iş böyle cereyan etti. Bu olay, daha ilk günden Mustafa Kemal Paşa’nın Falkenhayn’a güvenini sarsmış ve onda Mareşal’in para ile Türk komutanlarını satın alarak Alman çıkarlarına hizmet ettirmek istediği izlenimini yaratmıştı. Bu nedenle de emrinde çalıştığı kısa sürede (üç ay kadar) daima ona karşı dikkatli olmuştur.
https://dergipark.org.tr/tr/download...e-file/3091836
Eserde adı geçen Yahudi casuslardan birkaçının itirafıyla aslında bunların I. Dünya
Savaşı’nda Filistin ve Suriye cephelerinde etkin rol oynamış olan “Nili” adlı örgüte bağlı
olduklarını anlıyoruz. “Nezah Israel lo Yeshaker” yani “İsrail’in ihtişamı aldatmaz” sloganıyla
hareket eden bu örgütün temelde amacı “vaat edilen topraklar”da ulusal bir Yahudi devletinin
kurulmasına hizmet etmektir. Çeşitli sebeplerle bulunduğu ve gördüğü yerleşim yerlerinden, köyler
ve kasabalardan bahsederken buradaki halk ile ilgili bilgiler de verir. Örneğin Arap ahalinin
Osmanlı ordusuna karşı duyduğu minnet ve gösterdiği yardımseverliğin yanında, Yahudilerin
kendilerine karşı ne denli umursamaz olduğunu da yazmıştır. Elbette bir ahaliyi bütünüyle aynı
kefeye koymak işten değildir ancak Atilhan’ın Yahudilere karşı bunun dışındadır.Eserin günlük şeklinde ele alınması Atilhan’ın iç dünyasına dair bilgiler edinmemizi de
sağlar, Atihan’ın yine bu örgütle bağlantısı olduğu düşünülen Yahudi bir kadın ile kurduğu
ilişki ve bu ilişkideki tavrı, onun kendi iç dünyası ile verdiği mücadelenin bir örneği olarak
karşımıza çıkmaktadır. Cephede Arap kılığında karşısına çıkan bu kadının, aslında mesele
vatanın kurtuluşu olmasaydı birçok genç zabitin aldanacağı güzellikte olduğunu ifade etmiştir.
Bu kadınla kurdukları sahte dostluğun zorunlu kıldığı rol ile Atilhan, ona kimi zaman cana
yakın da davranmıştır. Elbette ki tüm bunların amacı bağlı oldukları teşkilatın elebaşlarına
ulaşmaktır lakin eser boyunca casuslar ve zabitler arasında geçen diyaloglardan anlayabiliriz ki
duygularının zaman zaman kararları etkilediği de olmuştur. Bir kimsenin canı bağışlanabilir, ona
merhamet edilebilir, bu tıpkı düşman askerinin yarasını sarmak gibidir. Düşmanlık şahsiyetlere
indirgenecek bir mevzu değildir. Onların içimizde olduğunu bilerek bu yakınlıktan fayda
sağlayabilmek önemlidir, kurulan ilişkilerde öncelikli mesele istihbarattır
Dikkatli okumak lazım. 1933'te herşeyi açık yazılamıyor. 1916'da Kuttul Amare, 1918'de Bakü'de Osmanlı Orduları taarruz edip zafer kazandılar. Filistin'de 3 Osmanlı ordusu var.
@erefefik
https://twitter.com/HavaForum/status...81580902051946
Linkte video var. Vay anassını be ya...Hava Forum
@HavaForum
Dubai'de ortalık karıştı. Birden fazla süper hücre kenti perişan etti. İşte o anlar...
@erefefik
Yer İmleri