Enflasyonun düşmesini herkes arzu ediyor,ama mevcut politikalarla düşmesi mümkün değil çünkü talep hala çok yüksek ve bu talebi emecek tedbirlerin alınma niyeti de yok. Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetiminin temel politikası esasen enflasyonu düşürmekten ziyade bir ödemeler dengesi krizini engellemek hedefini içeriyordu.Bu hedefte bir başarı da sağlandı mesafe alındı ,ama enflasyonu düşürme yönünde sağlanabilen hiç bir başarı yok ve olamaz da zaten,yapılanlar sadece ücretleri baskılamak ve döviz kurunu baskılamakla sınırlı kaldı ama bunların enflasyona düşüş etkisi çok sınırlı,( çünkü bizde personel maliyetlerinin etkisi çok sınırlı,100 TL'ye satılan bir ürün içinde personel masraflarının payı(beyaz yakalılar ve yöneticiler dahil) sadece %7,
https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Inde...eri-2023-53782
gelişmiş ülkelerde bu oran sanayi sektöründe %30,hizmet sektöründe %60,orada personel maliyetleri yüksek olduğu için ücret artışları enflasyonist ama bizde etkisi çok sınırlı.Döviz fiyatlarını sabitlemenin de mal fiyatları üzerinde etkisi var ama yüksek talep devam ettiği için ,hizmet sektöründe fiyat artışlarını frenleyecek bir etkisi yok.)
Türkiyede enflasyon çok büyük ölçüde talep kaynaklı,piyasa paraya boğulmuş olduğu için(2 Ocak itibariyle merkez bankası 798 milyar TL parayı açık piyasa işlemleriyle kısa vadeli olarak piyasadan çekmeye çalışıyor) özellikle hizmet sektöründe fiyatlar roket hızıyla yükseliyor,çünkü fiyat etiketleri ne kadar yükselirse yükselsin talep düşmüyor neden:
1.Bu iktidar döneminde kayırılan iktidar partisine yakın bir kesim var.Ücretli kesimin kazançları yüksek enflasyonda gerçeği yansıtmayan enflasyon rakamlarıyla reel olarak eritilirken ve bankalardaki birikimleri derin negatif reel faizlerle eritilirken,küçük bir kesime kamu ihaleleri,ithalat imtiyazları,kamu bankaları üzerinden bedava krediler gibi yollarla servet transferi yapıldı ve bu kesim paraya boğuldu,fiyatını sormadan sınırsız tüketim yapıyor,talep enflasyonu yaratıyor.Bir diğer sınırsız tüketim yapanlar "kara para" kazançları(uyuşturucu,insan kaçakçılığı,yasa dışı kumar bahis,silah kaçakçılığı,fuhuş,organize suç örgütleri kazançları) ve ekonominin %35-%40'ının oluşturan ve vergisiz kazanç elde edilen kayıt dışı ekonomi kazançları, yolsuzluk ekonomisi kazançları.
Bu kazançlarla fiyatına bakmadan sınırsız harcama yapılıyor ve talep enflasyonu yaratılıyor.
Çözümü belli."nereden buldun " yasası yeniden yürürlüğe konacak.Diyelim ki,birisi 30 milyon tl'te otomobili,ya da 500 milyon tl'ye ev aldı.Ertesi gün maliye elemanı gidecek "güle güle kullanın ama bu satın almayı hangi kazançla elde ettiniz,gelir vergisi beyannamenizi görelim,vergisi ödenmiş mi" diye soracak.Kara para veya yolsuzluk kazançlarıyla elde edilmişse mahkeme kararıyla varlıkları müsadere edilecek,kayıt dışı ekonomi kazançlarıyla alınmışsa ağır şekilde cezalı olarak vergilendirilecek.
2.Kemal Derviş döneminde olduğu gibi devlet bütçesinde en az %5 faiz dışı fazla verme şartı mali kural olarak uygulanacak.Kamu harcamalarından piyasaya para yağması durmuş olacak.
3.Enflasyon %5'in altına ininceye kadar bireysel krediler,-konut kredileri hariç- durdurulacak.Kredi kartı ve banka avans hesapları 1 aylık gelir limitiyle sınırlı olacak,ticari kredi genişlemesi enflasyon hedefinin üzerine çıkmayacak.
4.Rekabet kurumu üretim ve dağıtım kanallarına oluşan tekelleşmeye,kartelleşmeye oligopol yapılara seyirci kalmayacak,müeyyide uygulayacak.
5.Özellikle tarım ve hayvancılıkta arzı artıracak yapısal önlemler yürürlüğe konacak.
Bu tedbirleri aldığınızda piyasada talep bıçak gibi kesilir,para çok değerli bulunmaz hale gelir,müşterisizlikten özellikle hizmet sektörünün mal ve hizmet fiyatlarında büyük düşüşler olur,talep enflasyonu keskin biçimde düşer.
TÜİK verilerine gelince;4-5 ay önce bu başlıkta paylaşmıştım,güncellenmiş olarak yeniden ifade edeyim:
TÜİK'in enflasyon sepetinde gördüğümüz birçok ürünün ve hizmetin fiyatı
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi...iyatlar/791098
https://i.ekonomim.com/storage/files...MTc5MTgxMzc2Nw..
Gündelik hayatta gördüğümüz fiyatlarla örtüşmüyor.Ama varsayalım ki TÜİK'in bütün ölçümleri doğru,
peki enflasyon sepeti de doğru mu?
https://www.bls.gov/news.release/pdf/cpi.pdf
Yukarıdaki linkte ABD enflasyon sepeti var kiranın ağırlığı %35.Bizim ülkemizde de ailer bütçelerinin kabaca %30-%70 arasını,ortalama %50 kira ödemelerine ayırıyorlar,halbuki TÜİK'in enflasyon sepetinde kiranın ağırlığı sadece %5.06
https://pbs.twimg.com/media/GT1kX9gX...jpg&name=large
halbuki TÜİK'in enflasyon sepetinde kiranın ağırlığı sadece %5.06
https://pbs.twimg.com/media/GT1kX9gX...jpg&name=large
Bizim enflasyon sepetinde de kiranın ağırlığı %5.06,değil,örneğin ABD'ye benzer %40 olsaydı ,ki olması gerekiyor,bu durumda sadece %105.8'luk bir kira enflasyonundan(Aralık ayı yıllık), yıllık enflasyona kabaca 37.0 puan ilave gelecekti. (40-5)=0.35*105.8=37.0 puan Bu durumda,TÜİK'in açıklayacağı yıllık enflasyon sadece kira kaynaklı %44 yerine, şu anda da %70 civarında olmak zorunda kalacaktı.
TÜİK'in enflasyon verileri ile halkın yaşadığını düşündüğü ve geleceğe dönük enflasyon beklentileri arasındaki büyük farkın en büyük nedeni de bu.
Yani TÜİK'in enflasyon sepeti ile,hanehalkının tüketim harcamaları dağılımının uyuşmaması.
https://tebadata.com
https://tebadata.com/wp-content/uplo...aralik2024.pdf
Yer İmleri