Sayfa 2335/2457 İlkİlk ... 1335183522352285232523332334233523362337234523852435 ... SonSon
Arama sonucu : 19652 madde; 18,673 - 18,680 arası.

Konu: ...:::vobelıt:::...

  1. #18673
     Alıntı Originally Posted by HATAKE Yazıyı Oku
    https://x.com/Dragonomi/status/18762...RVJoJYhlg&s=19
    Deniz bey bu çin hakkında nasıl bir yorumunuz olur acaba Trumpla birlikte ekonomik savaş başlar mı başlarsa nereye varır kim daha zararlı çıkar
    Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler şimdiden
    Çin ekonomisinde temel sorunlar

    1.Hanehalkının servetinde ağırlıklı gayrımenkul yatırımları kaynaklı büyük kayıp var.

    https://pbs.twimg.com/media/GgNCC58W...jpg&name=large

    Bunun nedeni de parası -genellikle- hanehalkı tarafından borçlanarak ödenen çok sayıda inşaat projelerinin tamamlanamaması,bu nedenle halkın artık yeni inşaat projelerine ilgi göstermemesi nedeniyle,talep kesilmesinden meydana gelen gayrımenkullerde fiyat düşüşü.
    Hanehalkı ise azalan servet kaybını dengeleyebilmek için tüketimini azaltmış durumda.Bu da ülke ekonomisinin deflasyona girme riski yaratmış durumda.Yıllık enflasyon %0.2 zaman zaman eksiye geçiyor,üretici fiyat endeksi ise ekside yıllık -%2.5'ta.

    2.Çin şirketleri aşırı borçlanarak neredeyse tüm dünyaya yetecek büyük bir imalat kapasitesi oluşturmuş durumdalar.

    https://www.statista.com/statistics/...-to-gdp-ratio/

    Ama;Covit salgınında ülkelerin önce kendi halklarının ihtiyacına göre hareket etmesi, küresel ticarette tedarik zincirlerinin kırılması nedeniyle, sonrasında ülkeler bundan ders çıkararak yeniden kendi ülkelerinde üretim yapma yönünde temel bir strateji değişikliğine gittiler.İkinci olarak da demokrasi ile yönetilen ülkeler ile otokratik yönetilen ülkeler arasında bir gruplaşma ve üretim ile ticareti kendi içlerinde yapma eğilimi ortaya çıktı.
    Trump ise olaya sadece kendi ülkesi açısından bakarak dost ülkeler de dahil,kendi ülkesinde üretimi canlandırmak,tüm temel ürünleri kendi ülkesinde üretilmesinin sağlanması için, için gümrük vergilerini yükseltmeye hazırlanıyor.

    İçeride talep yokken dışarıda da talebin düşmesi aşırı borçlu Çinli şirketleri zorlayacak,büyük bir kapasite fazlasıyla başbaşa bırakacaktır.

    3.Xi yönetimi öncesi ,iktidarda Komünist Parti olmasına rağmen yönetimler pragmatik ,serbest piyasa koşullarına riayet eden ve halka daha fazla özgürlük alanı bırakan politikalar uyguluyordu.Xi ile birlikte giderek artan şekilde rejimin ideolojik çizgileri koyulaştı ve ülkeden sermaye çıkışları hızlandı.

    https://tradingeconomics.com/china/capital-flows

    Trump'ımn gümrük vergileriyle Çin'den sermaye çıkışlarının hızlanması bekleniyor.

    https://www.brookings.edu/articles/c...apital-flight/

    4.Gerek iç gerekse dış talepteki azalmaya bağlı olarak ekonomide meydana gelecek küçülme işsizlik artışı ve halkta hoşnutsuzluk yaratabilir.Bu durumda Xi yönetimi halkın dikkatini ekonomi dışına taşımak için Taiwan'ı işgal planını yürürlüğe koyabilir.Bu da küresel ölçede piyasalar için büyük risk yaratır.


    5.Küresel bir ticaret savaşından en çok Çin ve diğer yüksek dış ticaret fazlası ülkeler zararlı çıkar.ABD'nin gümrük tarifelerini yükseltmelerine diğer ülkeler de misilleme yapacaklardır ama ABD'nin dış ticaret açığı yüksek olduğu için totalde karlı çıkacaktır.
    Fakat gümrük vergilerinin ;gerek dış piyasanın rekabet baskısının azalması gerekse ithal ürünlerin vergiler nedeniyle iç piyasaya artık daha pahalı girmesi nedeniyle,ABD'de enflasyonu yeniden yükseltme etkisi olacaktır.

  2. #18674
    https://www.bloomberght.com/otomobil...apatti-3738613

    Otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2024 yılını rekorla kapattı

    Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği verilerine göre, Türkiye'de sıfır otomobil ve hafif ticari araç satışları 2024'te önceki yıla göre yüzde 0,5 artarak 1 milyon 238 bin 509 adede ulaşırken, bu alanda tüm zamanların yıllık rekoru kırıldı.

     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    https://www.bloomberght.com/beyaz-es...riledi-3738156

    TÜRKBESD verilerine göre Kasım'da altı ana üründe üretim yüzde 10 geriledi.
    Aynı dönemde iç satışlar ise yüzde 7 artış kaydetti.



    -Aynı dönemde ihracatta ise yüzde 11'lik gerileme izlendi.


    Beyaz eşya sektörü de rekabet gücünü kaybetmiş durumda.İç piyasada satışlar artmasına rağmen yerli üreticilerin üretimi ve satışları gerilemiş,ithal ürünler görece ucuzluklarıyla pazar payını artırmış durumdalar.Mevcut döviz kuru politikası devam ederse 2025 yılında görünümün çok daha can sıkıcı hale geleceği gözüküyor.

    Diğer taraftan iç piyasada tüketimde hiç bir düşüş yok,sadece beyaz eşya satışları değil,bu ay otomobil satışlarında da rekor kırılması bekleniyor,keza konut satışları oldukça yüksek seyrediyor.Aslında bir sürpriz yok,çünkü piyasa paraya boğulmuş durumda ,merkez bankası piyasadaki fazla kabaca 900 milyar TL'ye yakın parayı her gün piyasa işlemleri ile çekmeye çalışıyor.
    Sıkı para politikasıymış!....Enflasyon düşecekmiş!...

    Güçleri sadece ücretlilere yetiyor,bir de marifetmiş gibi döviz kurunu tutup sanayiyi boğuyorlar.Ama onun dışında çeşitli kanallardan piyasaya para yağıyor.(Önceki sayfalarda nerelerden olduğunu yazmıştık.)
     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Türkiye genelinde konut satışları Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %63,6 oranında artarak 153 bin 14 oldu.

    Konut satışları Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %16,4 oranında artarak 1 milyon 265 bin 388 olarak gerçekleşti.

    Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %14,2 olarak gerçekleşti. Ocak-Kasım döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %21,3 oranında azalarak 135 bin 209 oldu.



    Tüketim harcamaları tam gaz devam ediyor.Kasım ayında yıllık otomobil satışları da %5.3 artmıştı.Keza yurt içi beyaz eşya satışları da Ocak-Ekim ayında yıllık %7 arttı..

    Veriler para ve maliye politikasının enflasyonu dizginlemekte ve talebi kontrol almakta başarısız olduğunu gösteriyor.


    Talepte bir düşüş yok.

  3. #18675
     Alıntı Originally Posted by Cautionary Yazıyı Oku
    Tavuk eti çok tüketiyoruz. Zaten biraz da hobim olduğu için ailemizin a dan z ye market ihtiyaçlarını, halk pazarları dahil, ben karşılıyorum. Hepsi dahil, 15-20 farklı noktadan düzenli fiyat alıyorum, gözlüyorum diyeyim.

    Tavuk eti fiyatlarında kesinlikle 2. yarı bir düşüş var. Hatta yıldan yıla %25-30 civarı artış da doğru bence. Bu arada önceki yıllarda bazı manipülasyonlar yapılmış olabilir, ancak yeni yönetim ile bilinçli bir ölçüm manipülasyonu yapılmıyor bence.

    Bu arada bu konuyu çok gündem yaptım, konu biraz ideolojik boyutta tartışıldığı için yeterli sağlıklı tartışma zemini yok. Şunu iddia ediyorum, enf. mutlak değer olarak yüksek olunca doğru ölçülebilme imkanı da azalıyor. Şunu demeye çalışıyorum. %50 sapma faktörü gibi bir şey var. Yani abd enflasyonu %2 ölçülüyorsa gerçekte %3 tür. X ülkesi %10 ölçüyorsa, gerçekte %15 tir. Mesela biz %50 ölçüyorsak, vatandaşın hissettiği gerçek enf. %75 filandır.

    Kapitalist sistem dar gelirliyi sömürmek için enf. ölçümü üzerinden bir düzen kurmuş. Sistem enf. olduğundan düşük ölçüp, ücretliyi sömürmeye dayanıyor. Peki ne yapabiliriz? Enflasyonu hızlı bir şekilde %10 altına indirme, hatta %5 lere çekme konusunda toplumsal baskı oluşturmalıyız. Dar gelirli kesimin alım gücündeki erimeyi durdurmanın, gelir bölüşümünde adaleti tesis etmenin başka yolu yok. Öyle bana enf üstü zam ver, beni enflasyona ezdirme demekle olmaz mücadele. Mücadele hızla enf. düşürmek ile olur.
     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Enflasyon nasıl düşer:


    Ekonomi yönetiminin şimdi yaptığı gibi döviz kurunu ve ücretleri baskılayarak enflasyon düşmez ve düşmüyor da zaten.Düşmediği gibi gelir dağılımı daha çok bozulur,sosyal patlamalar olur,sanayi rekabetçiliğini kaybeder,istihdam düşer.
    Peki enflasyon nasıl düşer.Bu konuda Türkiyenin önünde çok başarılı program deneyimi var.2001 ekonomik krizinde uygulanan programla enflasyon 2001 yılında %68.5 iken,2002 yılında %29.7'ye,2003 yılında %18.4'e kadar düştü.Sonrasında 2002 sonunda iktidara gelen AKP ,IMF ile imzalanan Kemal Derviş'in programına sadık kalmasıyla enflasyon 2004 yılında %9.3'e,2005 yılında %7.7'ye kadar düştü.

    Enflasyonu düşüren programın belkemiği ise yapısal reformlar ve kamu bütçesinin %6.5 fazla vermesi idi.Döviz kurları ve piyasa faizleri ise tamamen serbest piyasa koşulları içinde oluşuyordu.Şimdi de izlenmesi gereken temel politika bu olmalı.Enflasyonun düşmesi için:

    1.Kamunun ciddi şekilde kemer sıkması,gsyih'nın en az %5'i kadar fazla vermesi gerekiyor.Bu da TBMM'ye sunulan 2025 yılı bütçe taslağına göre kabaca 3 trilyon TL civarında tasarrufa denk geliyor ki,bu suretle hazineden müteahhitlere,TRT'ye,Kızılay'a,THK'a,KİT'lere,kamu bankalarına,derneklere vs servet veya gelir transferini kesip ,böylece bu transfer harcamalarının tüketim harcamalarına gitmesi ve talep enflasyonunu beslemesi engellenmiş olacak.(2025 yılında sadece cari transferlere 5.8 trilyon TL ayrılmış)

    2.Talep enflasyonunu düşürmek için yüksek tutarlı harcamaların kazanç kaynağının maliye tarafından sorulması,kazanç kaynağı gösterilemiyorsa maliye tarafından cezalı olarak vergilendirilmelidir.Mehmet Şimşek'in ilk hazırladığı taslak yasa tasarısında "nereden buldun" türünde madde vardı,ama sonra iptal edildi.Enflasyonla mücadelede bu maddenin yürürlüğe konması hayati önemde.Başka türlü kayıt dışı ekonomi ve "kara para" kazançlarının, yüksek oranlı tutarlarda ,tüketim harcamaları olarak talep enflasyonunu beslemesi devam eder.

    3.Kemal Derviş programının en önemli parçalarından birisi yapısal reformlar sonucu oluşturulan düzenleyici kurumlar idi..Başta sigortacılık,telekomünikasyon,özel okullar,taşımacılık,çimento,demir çelik,oteller ve restoranlar olmak üzere üretim ve dağıtım kanallarında tekelleşme ve kartel yapılar var.Piramitin tepesindekiler ürün ve hizmetlerine zam yaptıklarında,diğerleri de onları takip ederek zam yapıyorlar.Ekonomi yönetimi ve düzenleyici kurumlar ciddi yaptırımlarla bu kartel yapıları dağıtmalı,piyasada tam rekabeti sağlamalı.Düzenleyici kurumlar tekrar liyakatlı yöneticiler atanarak fonksiyonel hale gelmeli.
    Ekonominin tahminen %30-%40 arası kayıt dışı ekonomi.Buralardan elde edilen kolay ve vergilendirilmemiş kazançlar tüketim harcamalarına gidiyor,talep enflasyonu yaratıyor,önlenmeli.
    Prensip olarak daha düşük oranda ama her türlü kazanç vergilendirilmeli.Vergilendirilmiyen kimi kazançlar servet artışı hissiyatıyla tüketim harcamalarına gidiyor ve talep yoluyla enflasyonu besliyor.Tüketicilerin enflasyon beklentilerinin çıpalanması da çok önemli.Kamu ciddi şekilde kemer sıkmadan,israf ve şatafat harcamalarına son verilmeden,hanehalkının enflasyon beklentilerinde düşüş olmaz.Enflasyonun döngüsel olarak kendisini besleyen karekteristiği kırılmaz.Hanehalkının güvenini sağlayacak başka bir unsur da TÜİK gibi kurumların başına herkes tarafından güvenilen dünyaca saygın bir akademisyeni getirmek ve şeffaflık ile kamuoyundan gelen soruları cevaplayarak tekrar güvenirliği sağlamak olmalı.

    4.Kısa vadede günü kurtarmak için portföy yatırımlarına sıcak paraya değil,kalıcı olarak uzun vadeli kalacak doğrudan dış yatırımlara ihtiyaç var.Bu şekilde gelecek şirketlerin teknolojisinden ve dünya çapındaki dağıtım ağından yararlanıp ihracı artırırken üretim artışı yoluyla hem enflasyonun düşüşüne hem de istihdam artışına katkı vermek mümkün olacaktır.Ama bunun için yatırım ortamının iyileştirilmesi,yani hukuk,adalet sistemi,ve eğitimde yapısal reformlar yapılması Avrupa Birliği standartlarının yakalanması,kamunun şeffaflık,hesap verilebilirlik,yargı denetimi ,piyasa oyumcularına eşit davranmak,mevzuatı sık sık oyun devam ederken değiştirmemek gibi ilkeleri hayata geçirmesi gerekiyor.

    5.Para politikasının kredi arzından gelecek parasal genişlemeyi,enflasyon hedefini dikkate alarak kısıtlaması gerekiyor.
    Enflasyonun düşmesini herkes arzu ediyor,ama mevcut politikalarla düşmesi mümkün değil çünkü talep hala çok yüksek ve bu talebi emecek tedbirlerin alınma niyeti de yok. Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetiminin temel politikası esasen enflasyonu düşürmekten ziyade bir ödemeler dengesi krizini engellemek hedefini içeriyordu.Bu hedefte bir başarı da sağlandı mesafe alındı ,ama enflasyonu düşürme yönünde sağlanabilen hiç bir başarı yok ve olamaz da zaten,yapılanlar sadece ücretleri baskılamak ve döviz kurunu baskılamakla sınırlı kaldı ama bunların enflasyona düşüş etkisi çok sınırlı,( çünkü bizde personel maliyetlerinin etkisi çok sınırlı,100 TL'ye satılan bir ürün içinde personel masraflarının payı(beyaz yakalılar ve yöneticiler dahil) sadece %7,
    https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Inde...eri-2023-53782
    gelişmiş ülkelerde bu oran sanayi sektöründe %30,hizmet sektöründe %60,orada personel maliyetleri yüksek olduğu için ücret artışları enflasyonist ama bizde etkisi çok sınırlı.Döviz fiyatlarını sabitlemenin de mal fiyatları üzerinde etkisi var ama yüksek talep devam ettiği için ,hizmet sektöründe fiyat artışlarını frenleyecek bir etkisi yok.)


    Türkiyede enflasyon çok büyük ölçüde talep kaynaklı,piyasa paraya boğulmuş olduğu için(2 Ocak itibariyle merkez bankası 798 milyar TL parayı açık piyasa işlemleriyle kısa vadeli olarak piyasadan çekmeye çalışıyor) özellikle hizmet sektöründe fiyatlar roket hızıyla yükseliyor,çünkü fiyat etiketleri ne kadar yükselirse yükselsin talep düşmüyor neden:

    1.Bu iktidar döneminde kayırılan iktidar partisine yakın bir kesim var.Ücretli kesimin kazançları yüksek enflasyonda gerçeği yansıtmayan enflasyon rakamlarıyla reel olarak eritilirken ve bankalardaki birikimleri derin negatif reel faizlerle eritilirken,küçük bir kesime kamu ihaleleri,ithalat imtiyazları,kamu bankaları üzerinden bedava krediler gibi yollarla servet transferi yapıldı ve bu kesim paraya boğuldu,fiyatını sormadan sınırsız tüketim yapıyor,talep enflasyonu yaratıyor.Bir diğer sınırsız tüketim yapanlar "kara para" kazançları(uyuşturucu,insan kaçakçılığı,yasa dışı kumar bahis,silah kaçakçılığı,fuhuş,organize suç örgütleri kazançları) ve ekonominin %35-%40'ının oluşturan ve vergisiz kazanç elde edilen kayıt dışı ekonomi kazançları, yolsuzluk ekonomisi kazançları.
    Bu kazançlarla fiyatına bakmadan sınırsız harcama yapılıyor ve talep enflasyonu yaratılıyor.

    Çözümü belli."nereden buldun " yasası yeniden yürürlüğe konacak.Diyelim ki,birisi 30 milyon tl'te otomobili,ya da 500 milyon tl'ye ev aldı.Ertesi gün maliye elemanı gidecek "güle güle kullanın ama bu satın almayı hangi kazançla elde ettiniz,gelir vergisi beyannamenizi görelim,vergisi ödenmiş mi" diye soracak.Kara para veya yolsuzluk kazançlarıyla elde edilmişse mahkeme kararıyla varlıkları müsadere edilecek,kayıt dışı ekonomi kazançlarıyla alınmışsa ağır şekilde cezalı olarak vergilendirilecek.

    2.Kemal Derviş döneminde olduğu gibi devlet bütçesinde en az %5 faiz dışı fazla verme şartı mali kural olarak uygulanacak.Kamu harcamalarından piyasaya para yağması durmuş olacak.

    3.Enflasyon %5'in altına ininceye kadar bireysel krediler,-konut kredileri hariç- durdurulacak.Kredi kartı ve banka avans hesapları 1 aylık gelir limitiyle sınırlı olacak,ticari kredi genişlemesi enflasyon hedefinin üzerine çıkmayacak.

    4.Rekabet kurumu üretim ve dağıtım kanallarına oluşan tekelleşmeye,kartelleşmeye oligopol yapılara seyirci kalmayacak,müeyyide uygulayacak.

    5.Özellikle tarım ve hayvancılıkta arzı artıracak yapısal önlemler yürürlüğe konacak.

    Bu tedbirleri aldığınızda piyasada talep bıçak gibi kesilir,para çok değerli bulunmaz hale gelir,müşterisizlikten özellikle hizmet sektörünün mal ve hizmet fiyatlarında büyük düşüşler olur,talep enflasyonu keskin biçimde düşer.

    TÜİK verilerine gelince;4-5 ay önce bu başlıkta paylaşmıştım,güncellenmiş olarak yeniden ifade edeyim:

    TÜİK'in enflasyon sepetinde gördüğümüz birçok ürünün ve hizmetin fiyatı

    https://www.ekonomim.com/kose-yazisi...iyatlar/791098

    https://i.ekonomim.com/storage/files...MTc5MTgxMzc2Nw..

    Gündelik hayatta gördüğümüz fiyatlarla örtüşmüyor.Ama varsayalım ki TÜİK'in bütün ölçümleri doğru,peki enflasyon sepeti de doğru mu?

    https://www.bls.gov/news.release/pdf/cpi.pdf

    Yukarıdaki linkte ABD enflasyon sepeti var kiranın ağırlığı %35.Bizim ülkemizde de ailer bütçelerinin kabaca %30-%70 arasını,ortalama %50 kira ödemelerine ayırıyorlar,halbuki TÜİK'in enflasyon sepetinde kiranın ağırlığı sadece %5.06

    https://pbs.twimg.com/media/GT1kX9gX...jpg&name=large


    halbuki TÜİK'in enflasyon sepetinde kiranın ağırlığı sadece %5.06
    https://pbs.twimg.com/media/GT1kX9gX...jpg&name=large

    Bizim enflasyon sepetinde de kiranın ağırlığı %5.06,değil,örneğin ABD'ye benzer %40 olsaydı ,ki olması gerekiyor,bu durumda sadece %105.8'luk bir kira enflasyonundan(Aralık ayı yıllık), yıllık enflasyona kabaca 37.0 puan ilave gelecekti. (40-5)=0.35*105.8=37.0 puan Bu durumda,TÜİK'in açıklayacağı yıllık enflasyon sadece kira kaynaklı %44 yerine, şu anda da %70 civarında olmak zorunda kalacaktı.

    TÜİK'in enflasyon verileri ile halkın yaşadığını düşündüğü ve geleceğe dönük enflasyon beklentileri arasındaki büyük farkın en büyük nedeni de bu.
    Yani TÜİK'in enflasyon sepeti ile,hanehalkının tüketim harcamaları dağılımının uyuşmaması.

    https://tebadata.com

    https://tebadata.com/wp-content/uplo...aralik2024.pdf
    Son düzenleme : deniz43; 07-01-2025 saat: 03:13.

  4. #18676
    Kaleminize sağlık Deniz bey değerli görüşleriniz için çok teşekkürler
    yazdıklarım tamamen kişisel yorumlarım olup hiçbir şekilde yatırım tavsiyesi değildir ... sizi mutlu edecek ninja yolunu kendiniz çizmeniz dileğiyle...

  5. #18677
     Alıntı Originally Posted by HATAKE Yazıyı Oku
    Kaleminize sağlık Deniz bey değerli görüşleriniz için çok teşekkürler
    Ben de nezaketiniz için teşekkür ederim.

  6.  Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Çin ekonomisinde temel sorunlar

    1.Hanehalkının servetinde ağırlıklı gayrımenkul yatırımları kaynaklı büyük kayıp var.

    https://pbs.twimg.com/media/GgNCC58W...jpg&name=large

    Bunun nedeni de parası -genellikle- hanehalkı tarafından borçlanarak ödenen çok sayıda inşaat projelerinin tamamlanamaması,bu nedenle halkın artık yeni inşaat projelerine ilgi göstermemesi nedeniyle,talep kesilmesinden meydana gelen gayrımenkullerde fiyat düşüşü.
    Hanehalkı ise azalan servet kaybını dengeleyebilmek için tüketimini azaltmış durumda.Bu da ülke ekonomisinin deflasyona girme riski yaratmış durumda.Yıllık enflasyon %0.2 zaman zaman eksiye geçiyor,üretici fiyat endeksi ise ekside yıllık -%2.5'ta.

    2.Çin şirketleri aşırı borçlanarak neredeyse tüm dünyaya yetecek büyük bir imalat kapasitesi oluşturmuş durumdalar.

    https://www.statista.com/statistics/...-to-gdp-ratio/

    Ama;Covit salgınında ülkelerin önce kendi halklarının ihtiyacına göre hareket etmesi, küresel ticarette tedarik zincirlerinin kırılması nedeniyle, sonrasında ülkeler bundan ders çıkararak yeniden kendi ülkelerinde üretim yapma yönünde temel bir strateji değişikliğine gittiler.İkinci olarak da demokrasi ile yönetilen ülkeler ile otokratik yönetilen ülkeler arasında bir gruplaşma ve üretim ile ticareti kendi içlerinde yapma eğilimi ortaya çıktı.
    Trump ise olaya sadece kendi ülkesi açısından bakarak dost ülkeler de dahil,kendi ülkesinde üretimi canlandırmak,tüm temel ürünleri kendi ülkesinde üretilmesinin sağlanması için, için gümrük vergilerini yükseltmeye hazırlanıyor.

    İçeride talep yokken dışarıda da talebin düşmesi aşırı borçlu Çinli şirketleri zorlayacak,büyük bir kapasite fazlasıyla başbaşa bırakacaktır.

    3.Xi yönetimi öncesi ,iktidarda Komünist Parti olmasına rağmen yönetimler pragmatik ,serbest piyasa koşullarına riayet eden ve halka daha fazla özgürlük alanı bırakan politikalar uyguluyordu.Xi ile birlikte giderek artan şekilde rejimin ideolojik çizgileri koyulaştı ve ülkeden sermaye çıkışları hızlandı.

    https://tradingeconomics.com/china/capital-flows

    Trump'ımn gümrük vergileriyle Çin'den sermaye çıkışlarının hızlanması bekleniyor.

    https://www.brookings.edu/articles/c...apital-flight/

    4.Gerek iç gerekse dış talepteki azalmaya bağlı olarak ekonomide meydana gelecek küçülme işsizlik artışı ve halkta hoşnutsuzluk yaratabilir.Bu durumda Xi yönetimi halkın dikkatini ekonomi dışına taşımak için Taiwan'ı işgal planını yürürlüğe koyabilir.Bu da küresel ölçede piyasalar için büyük risk yaratır.


    5.Küresel bir ticaret savaşından en çok Çin ve diğer yüksek dış ticaret fazlası ülkeler zararlı çıkar.ABD'nin gümrük tarifelerini yükseltmelerine diğer ülkeler de misilleme yapacaklardır ama ABD'nin dış ticaret açığı yüksek olduğu için totalde karlı çıkacaktır.
    Fakat gümrük vergilerinin ;gerek dış piyasanın rekabet baskısının azalması gerekse ithal ürünlerin vergiler nedeniyle iç piyasaya artık daha pahalı girmesi nedeniyle,ABD'de enflasyonu yeniden yükseltme etkisi olacaktır.
    Sn deniz verdiğiniz bilgiler çok değerli,
    Çinin dünya ticaret örgütüne dahil olduğunda tekstil sektörü ne olur diye tartışılırken bugün otomotivde avrupayı titretmesi aslında bazı şeyleri doğru yaptığının işareti.
    Yüz milyonlarca insanı fakirlikten kurtarması da ayrı bir başarı hikayesi. Hatta diğer ülkeler için ilham verici. Zira sıradan insanın derdi kendince sıradan ama mutlu bir hayat yaşamak. Dünyayı değiştirme gibi bir misyonu yok.
    Batı kendi içinde bir şeyleri çözmeyi çalışırsa büyük ihtimal dünyanın kalanını kaybedecek. Dünyanın giderek otoriterleşmeye başladığı döneme bizde tanık olacağız.


    Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

  7.  Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Enflasyonun düşmesini herkes arzu ediyor,ama mevcut politikalarla düşmesi mümkün değil çünkü talep hala çok yüksek ve bu talebi emecek tedbirlerin alınma niyeti de yok. Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetiminin temel politikası esasen enflasyonu düşürmekten ziyade bir ödemeler dengesi krizini engellemek hedefini içeriyordu.Bu hedefte bir başarı da sağlandı mesafe alındı ,ama enflasyonu düşürme yönünde sağlanabilen hiç bir başarı yok ve olamaz da zaten,yapılanlar sadece ücretleri baskılamak ve döviz kurunu baskılamakla sınırlı kaldı ama bunların enflasyona düşüş etkisi çok sınırlı,( çünkü bizde personel maliyetlerinin etkisi çok sınırlı,100 TL'ye satılan bir ürün içinde personel masraflarının payı(beyaz yakalılar ve yöneticiler dahil) sadece %7,
    https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Inde...eri-2023-53782
    gelişmiş ülkelerde bu oran sanayi sektöründe %30,hizmet sektöründe %60,orada personel maliyetleri yüksek olduğu için ücret artışları enflasyonist ama bizde etkisi çok sınırlı.Döviz fiyatlarını sabitlemenin de mal fiyatları üzerinde etkisi var ama yüksek talep devam ettiği için ,hizmet sektöründe fiyat artışlarını frenleyecek bir etkisi yok.)


    Türkiyede enflasyon çok büyük ölçüde talep kaynaklı,piyasa paraya boğulmuş olduğu için(2 Ocak itibariyle merkez bankası 798 milyar TL parayı açık piyasa işlemleriyle kısa vadeli olarak piyasadan çekmeye çalışıyor) özellikle hizmet sektöründe fiyatlar roket hızıyla yükseliyor,çünkü fiyat etiketleri ne kadar yükselirse yükselsin talep düşmüyor neden:

    1.Bu iktidar döneminde kayırılan iktidar partisine yakın bir kesim var.Ücretli kesimin kazançları yüksek enflasyonda gerçeği yansıtmayan enflasyon rakamlarıyla reel olarak eritilirken ve bankalardaki birikimleri derin negatif reel faizlerle eritilirken,küçük bir kesime kamu ihaleleri,ithalat imtiyazları,kamu bankaları üzerinden bedava krediler gibi yollarla servet transferi yapıldı ve bu kesim paraya boğuldu,fiyatını sormadan sınırsız tüketim yapıyor,talep enflasyonu yaratıyor.Bir diğer sınırsız tüketim yapanlar "kara para" kazançları(uyuşturucu,insan kaçakçılığı,yasa dışı kumar bahis,silah kaçakçılığı,fuhuş,organize suç örgütleri kazançları) ve ekonominin %35-%40'ının oluşturan ve vergisiz kazanç elde edilen kayıt dışı ekonomi kazançları, yolsuzluk ekonomisi kazançları.
    Bu kazançlarla fiyatına bakmadan sınırsız harcama yapılıyor ve talep enflasyonu yaratılıyor.

    Çözümü belli."nereden buldun " yasası yeniden yürürlüğe konacak.Diyelim ki,birisi 30 milyon tl'te otomobili,ya da 500 milyon tl'ye ev aldı.Ertesi gün maliye elemanı gidecek "güle güle kullanın ama bu satın almayı hangi kazançla elde ettiniz,gelir vergisi beyannamenizi görelim,vergisi ödenmiş mi" diye soracak.Kara para veya yolsuzluk kazançlarıyla elde edilmişse mahkeme kararıyla varlıkları müsadere edilecek,kayıt dışı ekonomi kazançlarıyla alınmışsa ağır şekilde cezalı olarak vergilendirilecek.

    2.Kemal Derviş döneminde olduğu gibi devlet bütçesinde en az %5 faiz dışı fazla verme şartı mali kural olarak uygulanacak.Kamu harcamalarından piyasaya para yağması durmuş olacak.

    3.Enflasyon %5'in altına ininceye kadar bireysel krediler,-konut kredileri hariç- durdurulacak.Kredi kartı ve banka avans hesapları 1 aylık gelir limitiyle sınırlı olacak,ticari kredi genişlemesi enflasyon hedefinin üzerine çıkmayacak.

    4.Rekabet kurumu üretim ve dağıtım kanallarına oluşan tekelleşmeye,kartelleşmeye oligopol yapılara seyirci kalmayacak,müeyyide uygulayacak.

    5.Özellikle tarım ve hayvancılıkta arzı artıracak yapısal önlemler yürürlüğe konacak.

    Bu tedbirleri aldığınızda piyasada talep bıçak gibi kesilir,para çok değerli bulunmaz hale gelir,müşterisizlikten özellikle hizmet sektörünün mal ve hizmet fiyatlarında büyük düşüşler olur,talep enflasyonu keskin biçimde düşer.

    TÜİK verilerine gelince;4-5 ay önce bu başlıkta paylaşmıştım,güncellenmiş olarak yeniden ifade edeyim:

    TÜİK'in enflasyon sepetinde gördüğümüz birçok ürünün ve hizmetin fiyatı

    https://www.ekonomim.com/kose-yazisi...iyatlar/791098

    https://i.ekonomim.com/storage/files...MTc5MTgxMzc2Nw..

    Gündelik hayatta gördüğümüz fiyatlarla örtüşmüyor.Ama varsayalım ki TÜİK'in bütün ölçümleri doğru,peki enflasyon sepeti de doğru mu?

    https://www.bls.gov/news.release/pdf/cpi.pdf

    Yukarıdaki linkte ABD enflasyon sepeti var kiranın ağırlığı %35.Bizim ülkemizde de ailer bütçelerinin kabaca %30-%70 arasını,ortalama %50 kira ödemelerine ayırıyorlar,halbuki TÜİK'in enflasyon sepetinde kiranın ağırlığı sadece %5.06

    https://pbs.twimg.com/media/GT1kX9gX...jpg&name=large


    halbuki TÜİK'in enflasyon sepetinde kiranın ağırlığı sadece %5.06
    https://pbs.twimg.com/media/GT1kX9gX...jpg&name=large

    Bizim enflasyon sepetinde de kiranın ağırlığı %5.06,değil,örneğin ABD'ye benzer %40 olsaydı ,ki olması gerekiyor,bu durumda sadece %105.8'luk bir kira enflasyonundan(Aralık ayı yıllık), yıllık enflasyona kabaca 37.0 puan ilave gelecekti. (40-5)=0.35*105.8=37.0 puan Bu durumda,TÜİK'in açıklayacağı yıllık enflasyon sadece kira kaynaklı %44 yerine, şu anda da %70 civarında olmak zorunda kalacaktı.

    TÜİK'in enflasyon verileri ile halkın yaşadığını düşündüğü ve geleceğe dönük enflasyon beklentileri arasındaki büyük farkın en büyük nedeni de bu.
    Yani TÜİK'in enflasyon sepeti ile,hanehalkının tüketim harcamaları dağılımının uyuşmaması.

    https://tebadata.com

    https://tebadata.com/wp-content/uplo...aralik2024.pdf
    altına imza atılacak türden tespitler. kaleminize sağlık hocam
    Yazdıklarım kesinlikle yatırım tavsiyesi degildir..Sadece kendi kişisel görüşlerimdir...

  8. deniz hocam benim kafama şu soru takılıyor,

    ülkede ki maaşlar neden işçi - memur (emeklisi dahil ) neden farklı zam alıyorlar anlayamıyorum, biraz açıklarsanız sevinirim . tşk..
    Burada yer alan yatırım bilgi,yorum ve tavsiyeleri yatırım danıŞmanlığı kapsamında değildir yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kiŞisel görüŞlerine dayanmaktadır.

Sayfa 2335/2457 İlkİlk ... 1335183522352285232523332334233523362337234523852435 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •