
Originally Posted by
emregunes
emre alkin
@emrealkin1969
Sanırım herkes anladı ki, Merkez Bankasıâ€â•nın döviz rezervlerini güçlendirmesinin sebebi, döviz düşmesin diye döviz almak değilmiş. Biz bunu zaten biliyorduk ancak, yaşanan bir tecrübe ile herkesin anlaması iyi oldu.
Hatırlatalım: Daha önce de döviz yükselmesin diye on milyarlarca dolar satılmıştı. Ancak hikaye 5 TLâ€â•den başladı 42 TLâ€â•ye kadar geldi. İçi boş kahramanlık ya da kudret hikayesi yazan meslektaşları bu konuda yıllardır uyarıyorum. Aslında karar alıcıları yanıltan hep bu arkadaşlar.
Ekonomi Yönetimi çoktan beridir doğru olmayan bir reçeteyi milletin kaynaklarıyla oluşturduğu rezervler ve Türkiyeâ€â•ye çok pahalıya mal olan faiz politikasıyla korumaya çalışıyor. Dolayısıyla dövize yapılan müdahale siyaseti rahatlatmak için değil yine kendilerini kurtarmak adına yapıldı. Çünkü müdahale edilmeseydi, ekonomi yönetimi sadece kendini değil aynı zamanda 2023 Haziran ayından beri ciddi şekilde döviz borçlanan özel sektörü de darmadağın edecekti. Kendileri için doğru olanı yaptılar. Bu arada TCMB faiz artırmadan faiz artırdı. Para vermeden para verme usulü yarattı. Yani “irrasyonelââââ ¡¬Å¡¬ diye eleştirdikleri öncekiler gibi.
Şu an için toplum ekonominin kötü olduğuna dair hemfikir olsa da, çözüm konusunda fikir birliği içinde değil. Büyük bir çoğunluk ekonomi yönetiminin alkışı artık hak etmediğini düşünmekle birlikte, iş dünyası daha kötü bir idarenin geleceğinden çekinerek destek vermekte.
Peki kurtuluş nerede ? Kur hareketine razı olup kademeli olarak serbest piyasaya geçmek, enflasyon oranlarını gerçekçi şekilde açıklamak, faiz patikasına düzeltme yapmak, kamu harcamalarını radikal şekilde azaltmak, garanti ödemeleri ertelemek, dar gelirlilere yardımları artırmak, korumacı dış ticaret rejimini kademeli olarak kaldırmak, vergi politikasını dar gelirlileri rahatlatacak şekilde düzeltmek. Tabii bunun için siyasi iradenin istekli olması gerekiyor.
Bunların arkasından teşvik politikalarından kredilerle ilgili düzenlemelere, kamu personel politikasından mega projelere, ulaştırmadan haberleşmeye kadar birçok alanda devrim niteliğinde uygulamalar gelmeli. Yapısal reformlar ise bunların başında geliyor. Onlar olmadan başarı sağlamak mümkün değil.
Yer İmleri