Sayfa 368/369 İlkİlk ... 268318358366367368369 SonSon
Arama sonucu : 2945 madde; 2,937 - 2,944 arası.

Konu: Dev'ayna Masalları

  1.  Alıntı Originally Posted by deva-i dert Yazıyı Oku
    BIST 100 endeksinin 2,07-2,17 gram altın bölgesinde defalarca tepki vermesi bunu takip edenlerce verilen bir tepki olabileceği gibi tamamen denk gelmiş de olabilir. Hiç bir yatırım stratejisi sadece bunun üzerine kurulamaz. Oradan tepki gören fiyat belki yukarı yönlü gider, belki tekrar aşağı gelip daha önce destek bulduğu bölgeyi aşağı kırabilir. Grafiğin daha önceki yıllarında da buna benzer destek bölgeleri önce çalışmış, sonra aşağı yönlü kırılmıştır. Ayrıca gram altın hem altının uluslarararası dolar bazlı ounce fiyatından, hem doların TL'ye karşı hareketinden etkilenebilen bir emtia birimi. Endeks ise sonuçta TL ile fiyatlanan, belli sayıda hissenin, belli ağırlıklar kullanılarak hesaplandığı ortalama bir fiyat göstergesi. Yani burada fiyatı etkileyen birden fazla faktör var. En sağlıklısı hem endeksi hem elinizde bulundurduğunuz varlıkları fiyat odaklı takip etmek. Hasıl-ı kelâm, elinizde tuttuğunuz her ne varsa, fiyatın yönüne göre hareket edip stop loss mutlaka kullanılmalı. Stop loss varlıklarınızı beklenmedik hasarlardan koruyan bir varlık vergisi gibidir.



    Yorumlarım şahsıma özel ve son derece subjektiftir ve kesinlikle herhangi bir yatırım tavsiyesi içermez.

    Gram Altın Bazında BIST 100 grafiği (Aylık Zaman Dilimi)

    BIST 100 gram altın bazında daha önce destek bulduğu bölgeyi an itibariyle aşağı kırmış durumda. Bunda uluslararası piyasalarda 1 aydır aralıksız yükselen altının payı büyük elbette.

    Tabii ki bu durumda parasını Türkiye borsasında değil de altında değerlendiren yatırımcı son 1 yılın en iyi kazananlarından olmuş durumda. Dönem dönem gayr-ı menkulün, dönem dönem değerli metallerin, dönem dönem de hisse senetlerinin en çok kazandırdıkları zamanlara şahit oluyoruz. Bizim borsa endeksinin performansı nominal olarak olmasa da reel olarak pek iyi durumda değil.

    Peki uluslararası piyasalar ne durumda? Reel olarak bizden daha iyi performans gösterdikleri tartışılmaz. Ancak endekslerin yükselişinin genele çok yayıldığını söylemek de pek doğru olmayacaktır. Mesela son 1 yıl içinde ABD borsalarında yapay zeka ile doğrudan ya da dolaylı olarak ilintili hisseler dışında fiyat olarak çok iyi büyüme sağlayan hisse senedi grupları yok. Hisse bazında önemli katalist haberlerle yahut satış ve kazançlarda beklenti ötesi büyüme sağlayan şirketler bu durumdan istisna tutulabilir ancak. Döngüsel şirketlerde dönüş emareleri olsa da FED'in faiz indirme konusunda çok net olmayan tavırları, gümrük tarifelerinin bir çok sanayide ve perakende sektöründe kâr majlarını daraltıyor olması olası fiyat büyümelerine mani oluyor. Bakmayın endekslerin sürekli yükseldiğine ve rekor kırdığına.. Endeksleri yükselten şirketlerin sayısı çabukça sayılabilecek kadar az durumda. Bunu neren anlıyoruz? Mevcut S&P 500 endeksi ile aynı endekste bulunan hisselerin eşit ağırlıklı olarak hesaplandığı endeks fonlarından. Aşağıdaki grafikte bunu karşılaştırmalı olarak verdim. Açık mavi renkte olan S&P 500 (SPX) endeksinin son 1 yıllık performansı, kırmızı olansa aynı endeksteki hisselerin eşit ağırlıklı değerlendirildiği INVESCO S&P 500 Eşit Ağırlıklı Endeks (RSP) fonunun 1 yıllık performansı. Aynı başlangıç noktasından itibaren ilki % 17,80'lik büyüme sağlamışken diğerinin büyümesi ancak % 9,24 olarak gerçekleşmiş durumda. Aslında sadece bu grafikten bile bir sürü ders çıkarılabilir, düşünen bir analist kafasına sahip olunabilirse.




    Yorumlarım şahsıma özel ve son derece subjektiftir ve kesinlikle herhangi bir yatırım tavsiyesi içermez.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  2. Eskisi kadar olmasa da forumun çok takip edilen başlıklarından birisinde arkadaşın birisi hisse senedi zirvesinden 'X' TL düştükten sonra 'sat' verdi şeklinde bir mesaj paylaşmış. 'X' TL'lik miktar zirvesinden % 15'ten biraz daha fazla düşüş anlamına geliyor. Başlıkta polemik olmasın diye orada yazmak istemedim, ancak % 15'lik bir düşüşten sonra ancak 'sat' veren bir takip sisteminin kimseye pek hayrı olmayacağını da belirtmekte fayda var. Sistematik takip size zararlarınızı minimize etmeyi ve kârın mümkün olanın en fazlasını kesenizde bırakmayı sağlamıyorsa o sistem bence baştan aşağı kusurludur. Bunun tek istisnası uzun vadeli sürekli yükselen bir hissede % 150-200 gibi bir yükselişi sürmüş ve sonra % 15'ini geri vermişseniz ve nakde dönmüşseniz ve uzun vadeli bir yatırımcı olarak tanımlıyorsanız kendinizi, belki tolere edilebilir. Uzun vadeli yatırıma şahsen inanmadığım için benim açımdan % 15'lik zarardan sonra çıkış veren her sistematik yaklaşım absürt ve kusurludur.

    Bu tip sistemler geç kalan 'sat' ve geç kalan 'al' mesajları ile kazandırmaktan çok size hasar verir. Trailing Stop - İz Süren Stop sistemi kuracaksanız bu tip detayları es geçmemekte fayda var.

    Yorumlarım şahsıma özel ve son derece subjektiftir ve kesinlikle herhangi bir yatırım tavsiyesi içermez.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  3. Fintweet piyasasındaki yorumlara bazen içten içe gülümsemekten kendimi alamıyorum açıkçası. Daha sert yükselişler için bu geri çekilmelerin doğal olduğu ve arkasından mega boğa yükselişlerinin yaşanacağı masalını anlatan şahıslara rastlıyorum. Evet bazen sert yükselişler öncesi bu tip düzeltmeler yapılır, buna itirazım yok, ancak her geri çekilme hareketini mega boğa öncesi bir düzeltme sananlara diyecek fazla söz de bulamıyorum.

    Hangi iç ve dış dinamikler ile mega boğa piyasasını bekliyorlar? BIST'teki şirketlerin çok büyük bir yüzdesi net kârı geçtim, doğru dürüst faaliyet kârı bile üretemezken, yüksek faizlerden dolayı finansal giderlerin alıp başını gittiği ve iyi ya da ortalama görülen faaliyet kârlarını bile uçurduğu ya da törpülediği, dış konjonktürde tarife savaşları gerginliğinin bir türlü bitmediği, içerde siyasi ortamın sıklıkla gerginleşebildiği bir ortamda nasıl bir mega boğa hareketinin doğabileceğini pek aklım almıyor açıkçası.

    Daha önce de defalarca benzer yorumlar yapmıştım ve fikrimde değişiklik gerektiren fazlaca bir şey de yok. Epey bir süre belli aralıklarda yatay gidecek bir borsa beklentimi aynen sürdürüyorum. Bugün sert düşer, yarın tepki olarak sert çıkar, o olur bu olur, ama günden güne haftadan haftaya temel realiteler bir çırpıda değişmez. Daha önce borsanın yıllar süren yatay hareketlerini geriye bakıp hiç incelememişler gibi hayal satıvermek ve insanları gaza getirmek ne kadar etiktir?

    Evet 2-3 yıl öncesinde düşük faizler vardı, şirketlerin faaliyet kârlarını finansal giderler emip tüketmiyordu, reel büyüme küçük olsa da nominal bağlamda şirketlerde büyümeler yaşanıyordu ve bu da şirketlerin hisselerinin fiyatlarına yansıyordu. Şu anki durum ile o dönemki durum arasında grafiksel bağlantılar kurup benzer pattern'lar aramak bence yanlış bir çıkış yolu. Ayakların yere basması ve gerçekçi bir şekilde hareket edilmesi gerek, eğer borsadan iyi bir kazanım beklentisi var ise. İstisnai hikayeler ve buna paralel çıkış yapan şirketler illa ki çıkacaktır, tek tük. Manipülatif yükselmeler yaşayan şirketler de çıkacak ara ara. Onları önceden bulup yakalayıp trendini sürebilecekler varsa ne ala. Manipülatör yakını değilsen, içsel bilgiye haiz değilsen ancak hasbelkader böyle bir hareketin içinde bulunabilirsin, onda da trendin tamamını cesaretle sürebilirsen tabi.. Yatay salınımlara uygun bir yöntem geliştirebilirseniz ve sabırla fırsat bekleyebilirseniz böyle bir piyasada da pekala beklenti ötesi para kazanılabilir. Bu da iyi bir strateji ve sistematik çalışma gerektirir. Ha bire sağa sola sövmekle, robotlarla hacim yapan ve kademeye oynayan aracı kurumlara sosyal medyada bağırmakla para kazanıldığına pek şahit olmadım. Önce durum kabulü ve ona göre ne yapılabiliri tespit edip ona göre bir hareket planı oluşturmakla başlanmadıysa gerisi sadece şansınıza kalmış olacaktır. Elbette her iyi kurulmuş yöntemin her daim istenilen ölçüde size bir kazanç sağlayacağını iddia etmek safdillik olur, ancak sistemsizlikten iyidir bir hareket planı ile yürümek.

    Yorumlarım şahsıma özel ve son derece subjektiftir ve kesinlikle herhangi bir yatırım tavsiyesi içermez.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  4. Sentiment analizine göre hareket edebilmek için Amerikan piyasalarında olup da burada da olmasını istediğim bazı analiz yöntemleri var, ama maalesef bu tip konularda çalışma yapan henüz fazla kişi yok maalesef. Burada yazalım da belki bir gün bu konuda çalışma yapanlarımız çıkar. Bunlardan ilki büyük trader'lar ve fonlar tarafından sıklıkla kullanılanı ve belki de uygulaması en basit olanı olduğu için Market Breadth ile başlayayım.

    Market Breadth Türkçe'ye Piyasa Genişliği olarak çevrileblse de altını doldurmadan ve ne anlama geldiğini detaylı anlatmadan çok da işe yaramayacak bir kavram. Değişik analistlerce değişik şekillerde kurgulanabiliyor ve yorumlanabiliyor, ama en yaygın kullanışı şöyle:

    Ülkedeki tüm hisselerin yüzde kaçının verilmiş hareketli ortalamaların üstünde olduğunun grafiksel çalışması. Burada en çok kullanılan hareketli ortalamalar 20 ve 50 günlük ortalamalar. Konu daha iyi anlaışsın diye biraz örnekle açayım.

    Mesela ülkedeki 20 günlük ortalamasının üzerinde olan şirket sayısı % 5-10 aralığına düştüğünde market sentimentinin diplerde olduğu ve oralardan mal toplamanın iiyi bir kazanç potansiyeli taşıdığı, tam tersine ülkedeki tüm hisselerin % 90-95'inden fazlasının 20 günlük ortalamasının üzerinde olduğu durumlarda ise fiyatların şiştiği ve bir düzeltme beklentisinin öne çıktığı şeklinde analitik bir yaklaşım Market Breadth denilen şey. Tabi burada 20 günlük hareketli ortalama yerine başka bir hareketli ortalama da kullanılabileceği gibi yüzdesel dilimler değitirilebilir, salınımları daha anlamlı yakalayabilmek için. Toplam piyasanın nerede durduğunun bir göstergesi olarak, bu tip bir yaklaşımın endeksin ortalamalarının neresinde olduğundan daha anlamlı bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.


    Sonraki yazılarda zaman bulabilirse diğer sentiment analiz unsurlarını da kısa kısa anlatmayı planlıyorum, bunlar sırasıyla

    NAAIM Exposure
    Fear and Greed Index
    AAII Investor Sentiment Survey
    Total Put/Call Ratio.

    Özellikle karşıt yatırım anlayışını benimseyen kişiler için önceden harekete geçmeyi ve bir plan dahilinde alım satım yapmayı kolaylaştıtabilen analiz yöntemleri. Tabii ki sentimentin tam dipte ya da tam tepede olduğunu bunlardan sadece birine bakarak değil de karşılaştırma analizi yaparak belirlemek daha anlamlı hareket imkanı sağlıyor.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  5. Yorumlar oldukça başarılı.tebrikler.
    Geçmiş yılların yabancı yatırımcıları bile değişmişken.(bu değişim hf tarzı profilden etf tarzı evrilme) eski aktif yabancıların(eski pm profilinin emekli olup genç kuşağın tr tecrübesinin az olması) vs gibi bir sürü faktör sayılabilir.
    Eski ilgi çok kolay değil.
    Zayıf finansallar ve Ülke iklimine girmeye verek bile yok o okunlar herkesin malümü

  6. Etf'lere geçişin bir sürü nedeni var aslında. Bir kere hedge fund'ların giriş-çıkış şartları etf'lere göre zorlayıcı ve kısıtlayıcı. Daha büyük portföy talebi var, istediğin zaman girip çıkamıyorsun, belli bir süre limitine tabisin (1 yıldan önce çıkamazsın, 3 yıldan önce çıkamazsın, vb.) Bu durumda hedge fund'lar bir kaç yüksek portföylü kişiye ayarlanmış özel fonlar gibi bir duruma düşüyorlar. Ama etf'lere gün içinde bile istediğin gibi girip çıkabiliyor, fonun günlük getiri/performans durumunu öğrenebiliyorsun. Ayrıca etf'ler hedge fund'ların yüksek komisyonlarının aksine düşük komisyonlarla giriş çıkış imkanı sunduğu için çok geniş katılımcı imkanlarına da sahipler. Bireysel yatırımcılardan tutun kurumsal yatırımcılara, hatta emeklilik fonlarına kadar bir sürü kişi ya da kuruluş etf'lere yatırım yapmaya başladı. Katılımcı sayısının artması etf'lere geniş likidite imkanları sunduğu için yatırımlarını şekillendirirken daha az baskıya maruz kalıp daha rahat manevra yapabiliyorlar, hedge fund'lara göre. Bir de hedge fund'lar eskiden olduğu kadar yüksek alfa'lar üretemiyor ve katılım maliyetinin de yüksek olması nedeniyle eskisi gibi yatırımcı çekemez oldular. Bu durumda etf'lerin oldukça düşük komisyon ücretleri etf'leri cazip hale getirdi. Yatırımcılar hedge fund'ların yüksek kaldıraçlı işlere girebildiğini ve bazen bunlardan ciddi kayıplara sebep olduğunu bildikleri için çok risk almak da istemiyorlar artık. Ayrıca etf'ler hedge fund'lara göre daha fazla regulasyona tabi olduğu için yatırımcılar tarafından daha güvenli bulunuyorlar. Son olarak, gittikçe yaygınlaşan dijitalleşmenin de yardımı ile etf'leri aracı kurumlardan hisse senedi ya da başka bir emtia gibi istediğiniz zaman alıp satabiliyorsunuz. Bu şartlar altında hedge fund'lardan etf'lere geçiş son derece doğal ve hızlı bir süreçte gelişiyor.

    Yatırımcıların yatırım yaptıkları enstrumanlar değiştiği gibi yatırımcıların vadeye bakış profilleri de oldukça değişti. Ülkemizde hâlâ eski kafada uzun vadeli yatırım masalları, Warren Buffet hikayeleri anlatılsa da dünyadaki genel temayül kısa vadeye odaklanmış durumda. Çoğu hisse senedi yıl için daha önceki yükselişlerinin tamamını ya da önemli bir kısmını kaybedebiliyor, hatta bir yıl önceki fiyatlarının çok çok altına da inebiliyor. Yapay zeka ilintili tematik büyüme sergileyenler şimdilik bu durumdan istisna tutulabilir. Onların da birkaç yıl sonra nasıl bir fiyat hareketi sergileyeceği muamma. 'dotcom' bubble'ında olduğu kadar çok sayıda yapay zeka ilintili şirket sayısı yok ancak bunlardan bile bazılarının bir kaç yıl sonra eski cazibesinde olmama riski ve ihtimali var. Daha işin Çin tarafı da tam anlamıyla sahne almadı. Hasılı, eski yatırım gurularını zamanda yolculuğa çıkarıp bu dönemde yatırıma başlatsak davranış modellerinin tamamen farklı olacağını iddia etmek çok da zor olmayacaktır. Dijitalleşme, hızlı geçişler, kızışmış rekabet ve eskiden olduğu gibi 'economic moat' konseptinin pek kalmamış olması gibi türlü nedenler uzun vadeli yatrımcılığı ıskartaya çıkarıyor. O'neil tarzı büyüme odaklı şirketlerde position trading yapma ihtimalleri bile azalıyor aslında, sebebi de O'neil'in koyduğu kıstaslara uyacak şirket sayısı parmakla sayılacak kadar azalıyor ve belli sayıda şirkete herkes hücum edince onların da fiyatları çokça şiştiği için alıp vadeyi uzatarak bekletme fırsatlarını sunamıyorlar. Yani eskiden cazip olan bir çok şey artık eski cazibesini yitirmiş durumda.

    Evet insan yine aynı insan, aynı korku ve açgözlülük arasında gidip geliyor. Ama artık hızlandırılmış bir git-gel durumu sözkonusu. Bu yeni gerçekliğe uyanmamakta diretenler, 1950'lerden 1970'lerden kalma yatırım modelleriyle bir süre daha kendilerini avutabilirler, ancak uyandıklarında ve yeni gerçekleri gördüklerinde epeyce hırpalanmış olarak bulacaklar kendilerini.

    Yorumlarım şahsıma özel ve son derece subjektiftir ve kesinlikle herhangi bir yatırım tavsiyesi içermez.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  7. İnsanlara uzun vade masalları anlatanlar bile oturmuş kendi youtube kanallarında 'bu ay en fazla ne getiri sağlar?' modeli programlar yapıyor ve aslında kendi anlattıkları masala kendileri bile inanmıyor. Ama bu çelişkiyi de göremeyenler var maalesef.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  8.  Alıntı Originally Posted by deva-i dert Yazıyı Oku
    Sentiment analizine göre hareket edebilmek için Amerikan piyasalarında olup da burada da olmasını istediğim bazı analiz yöntemleri var, ama maalesef bu tip konularda çalışma yapan henüz fazla kişi yok maalesef. Burada yazalım da belki bir gün bu konuda çalışma yapanlarımız çıkar. Bunlardan ilki büyük trader'lar ve fonlar tarafından sıklıkla kullanılanı ve belki de uygulaması en basit olanı olduğu için Market Breadth ile başlayayım.

    Market Breadth Türkçe'ye Piyasa Genişliği olarak çevrileblse de altını doldurmadan ve ne anlama geldiğini detaylı anlatmadan çok da işe yaramayacak bir kavram. Değişik analistlerce değişik şekillerde kurgulanabiliyor ve yorumlanabiliyor, ama en yaygın kullanışı şöyle:

    Ülkedeki tüm hisselerin yüzde kaçının verilmiş hareketli ortalamaların üstünde olduğunun grafiksel çalışması. Burada en çok kullanılan hareketli ortalamalar 20 ve 50 günlük ortalamalar. Konu daha iyi anlaışsın diye biraz örnekle açayım.

    Mesela ülkedeki 20 günlük ortalamasının üzerinde olan şirket sayısı % 5-10 aralığına düştüğünde market sentimentinin diplerde olduğu ve oralardan mal toplamanın iiyi bir kazanç potansiyeli taşıdığı, tam tersine ülkedeki tüm hisselerin % 90-95'inden fazlasının 20 günlük ortalamasının üzerinde olduğu durumlarda ise fiyatların şiştiği ve bir düzeltme beklentisinin öne çıktığı şeklinde analitik bir yaklaşım Market Breadth denilen şey. Tabi burada 20 günlük hareketli ortalama yerine başka bir hareketli ortalama da kullanılabileceği gibi yüzdesel dilimler değitirilebilir, salınımları daha anlamlı yakalayabilmek için. Toplam piyasanın nerede durduğunun bir göstergesi olarak, bu tip bir yaklaşımın endeksin ortalamalarının neresinde olduğundan daha anlamlı bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.


    Sonraki yazılarda zaman bulabilirse diğer sentiment analiz unsurlarını da kısa kısa anlatmayı planlıyorum, bunlar sırasıyla

    NAAIM Exposure
    Fear and Greed Index
    AAII Investor Sentiment Survey
    Total Put/Call Ratio.

    Özellikle karşıt yatırım anlayışını benimseyen kişiler için önceden harekete geçmeyi ve bir plan dahilinde alım satım yapmayı kolaylaştıtabilen analiz yöntemleri. Tabii ki sentimentin tam dipte ya da tam tepede olduğunu bunlardan sadece birine bakarak değil de karşılaştırma analizi yaparak belirlemek daha anlamlı hareket imkanı sağlıyor.
    Ne kadar mantıkı bir rasyoymuş, kaydettim. Paylaştığın için teşekkürler deva hocam

Sayfa 368/369 İlkİlk ... 268318358366367368369 SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •