-
Alman yazar Gunter Grass'in yazdigi Die Plebejern proben den Aufstand (Plebler Ayaklanma Provasinda - I plebei provano la rivolta - The Plebeians Rehearse the Uprising) oyunu 20 Eylul 1964 tarihinde Akademie der Kunste, Berlin'de sahnelendi.

Son düzenleme : Terraluna; 20-09-2017 saat: 18:13.
-
Izmir Urla dogumlu, 20. yuzyilin onemli Yunan sairlerinden, 1963 yilinda Nobel Edebiyat Odulu'nu kazanan Yorgos Seferis'in olum yil donumu (20 Eylul 1971)

Melek --------
Uc yil boyunca
hic durmadan haberciyi bekledik
gozlerimizi dikip
camlara, kiyiya ve yildizlara.
Bir olup sabanin demiriyle, omurgasiyla geminin,
Ilk tohumu ariyorduk
eski oyun yeniden baslasin diye.
Yaralarla donduk yurdumuza,
elimiz kolumuz tutmuyordu, agzimiz
tuz pas icinde.
Kuzeye dogru yol aldik uyandigimizda,
lekesiz kanatlariyla bizi sislere salan
kugularin yaraladigi yabancilardik.
Uluyan gundogusu cildirtti bizi kis gecelerinde,
yazlari, olmeyen gunun acisinda yitirdik kendimizi.
Birlikte getirdik donuste
Bu oyma kabartmalarini saygili bir sanatin.
-
Black Sabbath'ın vokalisti Ozzy Osbourne, ilk solo albumu Blizzard of Ozz'i 20 Eylul 1980 tarihinde Ingiltere'de piyasaya surdu.
-
Cosby Show, 20 Eylul 1984 tarihinde NBC kanalinda basladi.


-
Bon Jovi, 9.studyo albumu Have a Nice Day'i 20 Eylul 2005 tarihinde piyasaya surdu.
-
2000 yilinda Pulitzer Oulu kazanan Amerikali sair C. K. [Charles Kenneth] Williams'in olum yil donumu (20 Eylul 2015)
Anneannem agzimi sabunla yikiyor;
yarim asir gecmis
ve hala bana gelir
o kalin, zalim demir cubukla.
Sirf soyledigim bir kelime yuzunden,
tam olarak soylemedim de, sadece tekrar ettim.
Ama "Ac," diyor, "ac agzini!"
eli kafama dogru ilerleyerek.
Biliyorum zordu hayati,
uc bebegini kaybetti,
sonra kocasi da oldu,
arkasinda genc ogullar ve sifir para birakarak.
Beni lavaboya isetirdi
cunku tuvalette asla yer olmazdi.
Ama ah, onun o sabunu yok mu!
Onun o insani aci aci yakisi olmasin beni sair yapan?
Yasadigi sokak asfaltsiz,
beni icinde takip edip yakaladigi evi
iki SIKISIK oda ve pis kokulu bir mutfak.
Bunu yaptİktan sonra
onu bir daha asla sevmedigimi soylemeye curet etsem mi?
Yuz yasina kadar yasadi, buna ragmen.
Tum bu yillar hep uzuntu ve sefalet icinde,
ama ben asla, su ana dek onu bir daha sevmedim.

My grandmother is washing my mouth
out with soap; half a long century gone
and still she comes at me
with that thick, cruel, yellow bar.
All because of a word I said,
not even said really, only repeated,
but Open she says, open up!
her hand clawing at my head.
I know now her life was hard;
she lost three daughters as babies,
then her husband died, too,
leaving young sons, and no money.
She’d stand me in the sink to pee
because there was never room in the toilet.
But, oh, her soap! Might its bitter burning
have been what made me a poet?
The street she lived on was unpaved,
her flat two cramped rooms and a fetid
kitchen where she stalked and caught me.
Dare I admit that after she did it
I never really loved her again?
She lived to a hundred, even then.
All along it was the sadness, the squalor,
but I never, until now, loved her again.
-
"Fakat saadet bulunur mu hic?"
"Evet," diye cevap verdi; "Saadete rast gelinir bir gun." dedi Rodolphe.
"...Saadete rast gelinir bir gun, diye tekrarladi; ansizin, tam umitsizlige dusuldugu bir gunde. O zaman ufuklar aralanir, sanki, "Iste o!" diyen bir sestir bu. O kimseye icinizi dokmek, her seyinizi vermek, her seyi feda etmek ihtiyacini duyarsiniz! Karsilikli uzun uzadiya konusmazsaniz, birbirinizin icindekileri sezersiniz, birbirinizi ruyalarda gorursunuz. (Bunu soylerken Emma'ya bakiyordu.) Nihayet, o kadar aranilmis olan bu hazine, suraciga, karsiniza gelir, parildar, kivilcim sacar. Ama yine de tereddut edilir, inanmaya cesaret edilmez, sanki karanliktan birdenbire isiga cikmis gibi, insanin gozleri kamasir." Gustave Flaubert, Madame Bovary

"But does one ever find happiness?"
"Yes, one day," he replied.
"...Yes,' said Rodolphe, 'you don't have to think about it; one day you meet someone, and the horizon opens up in front of you. There are no more question. It's as if you have already met one another in your dreams. (Here he looked at Emma.) 'There in front of you is the jewel you have been looking for; there before your eyes. Nevertheless, you dare not believe it; you cannot see clearly, it is as if you had just stepped out of the darkness into the light."
-
Cannes Film Festivali 20 Eylul 1946 tarihinde basladi.
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri