Balon 1 yıl içinde patlayacaktır, nakitte fırsat beklenmelidir
dolar bu fiyatlarda iken, yatırım yapmak mantıklı
faizler insin, şimdi almak mantıklı değil
ömür boyu alacak param olmayacak
Kira çarpanlarının uçtuğu ortamlarda ev almak doğru değildir, beklenmelidir.
İstanbul gibi metropollerde gayrimenkül yatırımı her zaman karlı bir iş olacaktır.
Sanırım arada kaynadı kaçırmışım, Tahminlerime göre yapılan anketler bir erken seçime müsade etmiyor. Yani bu konuda bir problem var. Bu nedenle seçimleri zamanında yapmaktan başka çare kalmıyor. Ancak bu durumda da olası bir resesyonun acilen ötelenmesini gerekiyor.
İşte devlet bürokrasisinde gördüğümüz tüm bu tutarsızlıklar bu anomalinin bir neticesi. Ertelenmesi gereken bir resesyon var ama bu erteleme süreci epey uzun. Bu nispi uzun süreyi köprülemek için devlet tüm gücüyle yükleniyor. Gücünün yetmeyebileceği yerler için şimdiden 1 sene sonra harcamak için kaynak topluyor. Böyle bir süreci Türkiye daha önce yaşamadı.
Tüm kurgu en geç 2018 sonuna kadar mart 2017-ağustos 2017 arası gibi bir sanal büyüme ortamını kasım 2019 a kadar sağlayacak gücü toplayabilmek.
Bu sefer biraz zor olacak.
En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
https://twitter.com/r_x_p_u
bir siyasi iktidarın makro-ekonomik oyuna kendi iradesiyle katılabildiği birincil enstrüman bütçe'dir.. yani ekonomide bir finansal boyut vardır- ki, bu daha ziyade küreseldir, fed faizi düşer yada çıkar parasal genişleme vardır yada tam tersi küresel para tabanı daralır, işin bu kısmına türk hükümeti yada rus hükümeti yada hint hükümeti etki edemez, o büyük finans-kapitalin tekelindedir.. ekonomide bir de maliye politikaları vardır, işin bu kısmı yerel hükümetin inisiyatifindedir.. ve zaten dünyanın her yerinde bir hükümetin karnesini belirleyen temel unsur bütçeyi nasıl yönettiğidir.. hükümet olarak vergi topluyordur ve bu vergileri nasıl harcamaktadır ? mevzuu budur.. yarın bir chp yönetimi gelse, onun ayırdedici temel özelliği vergileri kimden nasıl toplayacağı ve bunları nerelere nasıl harcayacağıdır, yoksa chp hükümeti yada hdp yönetimi küresel düzlemde geçerli temel finansal paradigmayı değiştiremez..
2002 itibariyle bütçe gelirlerinin kabaca %80 kısmının faiz ödemelerine gittiği, maaş/yatırım/teşvik vs kısmına %30 ayrıldığı (ortalama %12-of-gdp bütçe açığı verildiği, ve yüksek faizler nedeniyle kamu borç stoğunun geometrik bir ivmede artarak) yerküredeki en yüksek kamu borcunun söz konusu olduğu bir ülke olan türkiye, sonraki dönemde her yıl %5 faiz dışı fazla vermek suretiyle borç yükünü eritti, enflasyonu ve faizleri düşürdü, orta/uzun vadeli kredi piyasası oluşabildi, ve bu sayede ekonomi büyüdü, ve kamu borç yükü %30 ile yerküredeki en düşük borçluluk seviyelerinden birine geriledi.. artık bütçenin %10 kadarı faize gidiyor, %90 ile maaş/yatırım ve teşvik/sübvansiyon yapılabiliyor, bütçe açığı %1-of-gdp ile oecd, ab ve yerküredeki en düşük açıklardan biri..
bu kuvvetli bütçe ve kamu borcunun düşmesi' hikayesi 15 yıllık tayyip iktidarının en büyük hikayesi.. lakin son dört senedir, pişmiş tavuğun başına gelmeyen bir dizi majör risklerin hep beraber realize olması hasebiyle, o parlak bütçe dinamikleri gölgelenmeye başladı, ilk defadır borç itfasından daha fazla borçlanan bir kamu görünmeye başladı (jeo-politik hikayeler- yüklü savunma harcamaları, mega projeler, darbe girişimleri, seçim vaatleri vs) .. hükümet içinde bir kanat bu dinamiğin bozulmasına karşı olmalı ki, oy tabanını fazla rahatsız etmeden nasıl gelir (vergi) tarafını nasıl arttırırız derdiyle (tam da orta vadeli program açıklamasıyla) kamunun bütçe/borç dinamiklerini bozmuyoruz mesajı vermek istedi küresel finans/kapital'e.. lakin anlaşılan o ki, reise yakın diğer kanat bunu dert etme eğiliminde değil, bir ihtilaf var gibi..
Yer İmleri