Midesine kuru ekmek giren aç değildir...
Midesine kuru ekmek giren aç değildir...
Burada yer alan yorumlar, kişisel görüşlere dayanmaktadır. Bu nedenle, yatırım veya al/sat tavsiyesi olarak değerlendirilmemelidir.
gözünü varlıklı insanlara dikerek
onların cebinde ki paraları konuşarak çene yormak kadar luzümsuz bir iş daha olamaz.
Kayseri de evine ekmek götüremediği için meydanda kendini kesen feryat eden babayı görmemek faşistlikle yakınsanır.
Başından aşağı benzin döken eline çakmak ile kendini yakmaya çalışan bir diğerine ne demeli.
restorantlar tıka basa dolu demekle olmuyor.
o restorantları dolduranların kaç misli insan
pazar atıklarını toplarken görmemek
insanlıkla bağdaşır mı ?
komşusu aç iken tok yatan bizden değildirden
ne hallere gelmişiz.
Türkiye'de temel problem şu : bilgili olanların yetkisi yok , yetkisi olanlarında bilgisi yok.
Türkiye'de temel problem şu : bilgili olanların yetkisi yok , yetkisi olanlarında bilgisi yok.
Ülkede 20 yıl önce buzdolabı var mıydı tartışmaları ile milletin kafası bulandırılırken, gerçeğin üstü kapatılmaya çalışılıyor.
Bir Sokak röportajında İsveçte yaşayan biri biz hafta sonu çalışmıyoruz, yılda 4 kez avrupa da bir kenti geziyoruz diyordu. Bir pizacıda çalışan arkadaşının son model audisi olduğu, bunun da orası için oldukça normal olduğunu bahsediyordu.
İsveç gibi milli geliri en yüksek olan ülkede bir vatandaş çağın zorunlu ihtiyacı olan bir aracı yüzde 18 vergi ile alabilirken, AB de milli gelir ve satın alam gücü ile dipte olan Türkiyede biz yüzde 220 araç ALAMIYORUZ.
Düşünsene yıl 2022 olmuş hiçbir zaman sıfır bir mercedes, bmw, audi sahibi olamamışsın ve böyle öleceksin.
1950 lerde İspanya, Tayvan gibi bir çok ülke bizden yoksuldu. 70 yıldır çok partili dönemden beri ve nerdeyse aralıksız sağ iktidarların yönettiği Türkiyeyi Avrupanın en yoksuluna çevirdiler.
Ömür bitiyor, deli dumrul vergileri nedeniyle teknolojiyi pas geçiyoruz. YARARLANAMIYORUZ.
O buzdolabı olmadığı idda edilen yıllarda her memur egede yazlığında en az 2-3 ay tatil yapıyordu. Şimdi 3 gün tatile servet ödeniyor.
Deniz aynı deniz, kumsal aynı kumsal. Ancak yararlanan Türkler değil.
Asıl sefalet burada.
Onlar 21. YY yaşarken bize reva görülen en çok 18.YY koşulları.
KESİNLİKLE YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR.
Sadece Kendi Düşüncelerimdir. Buna göre işlem yapmayınız.
Eskiden fakir çocuğu zeki ise Üniversiteye girer, hayatı kurtulurdu.
Şimdi parası olan YKS sınavında ilk 20-30 binde olmak yerine iki matematik sorusu yaparak 250-500 binle istediği vakıf ünv. de mimar mühendis olup ülkede yönetici konumda olup bizleri yönetiyorlar.
Artık zeka, ülke yönetmek için bir kriter değilse bu ülke nereye gider?
Bu kişiler vatan için mi çalışır yoksa 1 e yapılacak işi 5 e yaptırıp komisyonu cukkaya atmak için mi çalışır?
Sonuçta ülke sefalet-borç içinde olursa faturasını 5-10 bin zengin dışında herkes FAKİRLEŞEREK ÖDER.
KESİNLİKLE YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR.
Sadece Kendi Düşüncelerimdir. Buna göre işlem yapmayınız.
1970-80 lerde her eve en az 1 gazete girerdi.
Bakliyat vs. her şey eve çuvalla alınırdı.
Herşey boldu.
İthalat nerdeyse sıfırdı.
İŞE GİRERKEN MÜLAKAT yapılmıyordu. Herkes eşitti.
Kendi kendimize yeter bir ülkeydik.
TAM BAĞIMSIZDIK.
Kıbrısa girdiğimizde yöneticilerimize (iktidarda yaptıkları hırsızlıklardan dolayı) kimse şantaj yapamadı.
Zira Ecevit in öldüğünde sadece Oran da bir eski apartman dairesi vardı.
İsviçre bankalarında 3-5 milyar dolarlık serveti yoktu.
Türkiye deki her bir karış toprak Türklerindi.
Ege ve Akdeniz 250 bine vatandaşlık için satılmamıştı.
Ümmet olacağız diye üreyip Kapitalist ülkelerin pazarı olmadık.
40-45 milyonluk nüfusla bu ülkenin kaynakları fazla bile geliyordu.
KESİNLİKLE YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR.
Sadece Kendi Düşüncelerimdir. Buna göre işlem yapmayınız.
Yer İmleri