Cemal Paşa ile birlikte yaverleri Nusret ve Süreyya Beyler Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin Tiflis temsilcisi Ahmet Muhtar Bey’in verdiği yemekten çıktıktan sonra sokak köşesini dönerlerken pusu kurmuş meçhul kimselerin yaylım ateşi sonucu öldürülmüşlerdir.
Cinayet 21 Temmuz 1922 gecesi saat 22:00 ’ye doğru kalaba lık bir cadde olan Büyük Petro Caddesi’nde işlenmişti. Almanya’nın o tarihlerdeki Gürcistan temsilcisi Hesse, bir Gürcü gazetesi olan “Prawda Grusii”ye dayanarak cinayet anını şöyle anlatmaktadır:
“Cemal Paşa, Nusret Bey ile kol kola girmiş, Süreyya Bey’in arkasından yürüyordu. Şukovski (Shukowsky) Caddesi’nin köşesinde birden iki veya daha fazla adam ortaya çıkarak hiçbir şeyden haberleri olmayan Cemal Paşa ve Nusret Bey’i yaylım ateşine tuttular. Katiller o kadar hızlı davranmışlardı ki, Cemal Paşa ve Nusret Bey’in kendilerini savunmalarına hiç zamanları kalmamıştı. Hatta ikisi de yere yığıldığında kollarını bile birbirlerinden çözememişlerdi. İkisi de kaldırım üzerinde ayağa aldırılmaya çalışılırken can vermişlerdi.
İlk kurşunlar sıkılmaya başlandığında Süreyya Bey, yardım isteyen çığlıklarla, Sololaki (Ssololaki) Caddesi yönünde yaklaşık 50 adım koşmuş; ancak o da sırtından ağır yara aldığından yere yığılıp ölmüştü.
Katillerin ateş etmesiyle birçok insan yaralandı; yaralananlar arasında, kaçan katilleri yakalamaya çalışan yakınlardaki bir itfaiye nöbetçisi ile yolda yürüyen bir bayan vatandaş da bulunuyordu.
İtfaiye nöbetçisi ağır yaralandığından birkaç saat sonra öldü. Ölenlerin cesetleri önce belediyeye ait Michael hastanesine kaldırıldı, sonra da Cemal Paşa ve yaverlerinin cesetleri Azerilerin yoğunlukta olduğu bir semtte bulunan Şah Abbas camiine götürüldü. 24 Temmuz’da yapılan cenaze törenine Alman, İtalyan, İran ve diğer bazı ülkelerin Tiflis temsilcilerinin yanı sıra yabancı tüccarlar da katılmışlardı. Sıkı bir soruşturma başlatıldı ve yaklaşık 30’a yakın kişi tutuklandı.”
Her ne kadar Gürcü gazetesi “ sıkı bir soruşturmadan” ve 30 tutukludan bahsetse de cinayetin kalabalık bir caddede işlenmesine rağmen Cemal Paşa’nın katilleri, yakalanamamıştı
Şah Abbas camiindeki cenaze töreninde de Kafkas ordusundan Sovyet ve Gürcü bölükleri bando ve mızıka takımı hazır bulunmuş ve Ermenistan temsilcisi ile çok sayıda Komünist Parti yetkililerinin olması dikkatleri çekmişti.
Ayrıca cinayetten bir gün sonra başta Azerbaycan, İran ve Sovyetler olmak üzere bütün elçilikler Tiflis’teki Büyük Millet Meclisi temsilcisi Ahmet Muhtar Bey’e taziyelerini iletmişlerdi
Almanya’nın Moskova temsilcisi Radowitz’in, Tiflis temsilcisi Hesse’ye dayanarak 8 Ağustos 1922’de bildirdiğinegöre, cenazeler hemen gömülmemiş, Ankara’dan gelecek olan direktifler beklenmişti
Nitekim Büyük Millet Meclisi Hükümeti Başvekili Rauf Orbay, Cemal Paşa ve şehit olan iki yaverinin naaşlarının Erzurum’a naklini kararlaştırmış ve bu hususta ilgililere gereken emri vermişti.
Şark Cephesi Kumandanı Kazım Karabekir Paşa da, 8 Ağustos 1922 günü Erkan-ı Harbiye Riyasetine başvurarak cenazelerin Erzurum’a getirilmelerini talep etmiş, bu talebi 12 Ağustos’ta kabul edilmişti
Neticede Cemal Paşa’nın kardeşi Kemal (Doğuluoğlu) Tiflis’e gitmiş ve cenazelerle birlikte Erzurum’a dönmüş, 28 Eylül 1922’de Cemal Paşa ve yaverleri Erzurum Şehitliği’nde defnedilmişlerdir
Yer İmleri