Rus ressam Fyodor Petrovich Tolstoy’un dogum yildonumu (21 Subat 1783)
Rametto di uva (Sprig of grapes. 1817)
Ritratto di famiglia (Family Portraiti 1830)
|
|
René Descartes ve Gottfried Leibniz ile birlikte 17. yuzyil felsefesinin en onde gelen rasyonalistlerinden Hollandali Filozof Baruch Spinoza’nin (Benedictus de Spinoza /Bento d'Espiñoza) olum yildonumu (21 Subat 1677)
“Dogada herhangi bir sey bize gulunc, sacma ya da kotu gelirse, bunun nedeni nesneler ustunde yalnizca sinirli bilgi sahibi olmamizdir, doganin bir butun olarak duzeni ve tutarliligini bilmedigimizdendir; her seyin kendi aklimizin buyruklarina gore ayarlanmasini istedigimizdendir. Aslinda aklimizin kotu dedigi sey, evrensel doganin duzen ve yasalari bakimindan kotu degildir. Yalnizca, ayri olarak dusundugunuz kendi varligimizin yasalari bakimindan kotudur. Iyi ve kotu sozcukleriyse, tek baslarina ele alindiklarinda kesin hicbir sey anlatmazlar... Cunku tek ve ayni sey, ayni zamanda hem iyi, hem kotu, hem de hicbiri olabilir. Sozgelisi muzik uzuntulu kisiye iyi gelir, yas tutanlara kotu, oluler icinse anlamsizdir.” Ethika
“Whenever, then, anything in nature seems to us ridiculous, absurd or evil, it is because we have but a partial knowledge of things, and are in the main ignorant of the order and coherence of nature as a whole, and because we want everything to be arranged according to the dictates of our own reason; although in fact, what our reason pronounces bad is not bad as regards the order and laws of universal nature, but only as regards the laws of our own nature taken separately. As for the terms good and bad, they indicate nothing positive considered in themselves. ... For one and the same thing can at the same time be good, bad, and indifferent. For example, music is good to the melancholy, bad to mourners, and indifferent to the dead.”
"Insanlarin eylemlerine kahkahalarla gulmek, aglamak ya da nefret duymak yerine onlari anlamak icin caba sarfettim."
Rus ressam Fyodor Petrovich Tolstoy’un dogum yildonumu (21 Subat 1783)
Rametto di uva (Sprig of grapes. 1817)
Ritratto di famiglia (Family Portraiti 1830)
Karl Marx ve Friedrich Engels, Komunist Manifesto'yu (Manifesto del Partito Comunista - Manifest der Kommunistischen Parte) 21 Subat 1848'de Londra'da yayinladilar.
Manzara resimleriyle unlu Italyan ressam Vittorio Avanzi'nin dogum yildonumu (21 Subat 1850)
Il Canale dell'Acqua Morta di Verona, 1882, Museo Castelvecchio
Dunyanin en uzun omurlu insani (122 yil 164 gun) Jeanne Louise Calment’in dogum yildonumu (21 Subat 1875)
Degas ve Monet'nin onlar kadar unlu olmayan arkadaslari Fransiz ressam Gustave Caillebotte'in olum yil donumu (21 Subat 1894)
Place de l'Europe, tempo di pioggia (Jour de pluie à Paris, 1877)
Fransiz sair ve yazar Raymond Queneau’nun dogum yildonumu (21 Subat 1903)
...Icime cekerek onlarin ter kokularini ve koltuk altlarinda
calismalarinin urunu olarak domurlanan o inci tanelerini.
Hic kiz kardesim olmadi,
Inis donemi Fransa'nin tek oglu olarak
Agzimdan eksik olmazdi aekerleme.
Ve tikirindaydi bizimkilerin isleri
Menkul kiymetleri yigip duruyorlardi koseye
Yuzde ucten Panama hisse senetleri, Rus tahvilleri,
Credit Foncier'inki,
S.S.C.B. de ters sonuclara da yol aciyorlardi boylece.
Benden buyuk olan kuzenim kasadan para yurutuyordu
Benim de yardimimla.
Ve calisan kizlar arasindan seciyordu metreslerini.
Buluga erdigimi anladigim gun ahlak dersleri verildi.
Usuller falan ogretildi.
Bu aile yasasina her zaman uydum
Genelevlere dogru yoneldim.
Ama donmem gerek biraz geriye
Hep o cocuk olarak kaldim ben
Uzun tren yollari ciziyorum ozenle
Kabarmis dalgalar ustunde dans eden,
Gemi resimleri yapiyorum
Martilar ucuyor semaforlarinin cevresinde,
Sonra cuk gibi oturmus saglam sato resimleri
Ruzgar yelkovanlari, askerleri, tabyalariyla birlikte
(Militarizmimin saglam kanitlari.
Ama rovans da yaklasiyor, ha!
Daha bes yasindayim o sira) ve parmaklarimin altindaki bir
prizma marifetiyle kolu bacagi uzamis adam resimleri,
Ben taniyorum onlari, ama baskalari zavalli orumceklere
benzetiyorlar hepsini
Sanki okulda ne ogeniyorsun? Sayilar, cizgiler, harfler;
bir yandan da burnunu karistiriyorsun.
“Varlik ve hiclik, iste sorun bu. Cik, in, git, gel insan bunu oyle yineler ki sonunda yok olup gider.”
|
|
Ispanyol, Kuba, Danimarka ve Fransiz asilli Amerikali diarist, denemeci, romanci ve yazar Anaïs Nin’in (Angela Anaïs Juana Antolina Rosa Edelmira Nin y Culmell) dogum yil donumu (21 Subat 1903)
“Biz ucumuz Ortacag'a aitiz. Bizim bu kahramanliga gereksinimimiz var; ve cagdas yasamda boyle seylere yer yok. Bu bizim trajedimiz. Bir zamanlar evliya olmak isterdim. Yapilabilecek en mutlak davranis bu gibi gelmisti, cunku bende en guclu olan sey saflik ve buyukluk arayisiydi. Ben yeryuzunde yasamiyorum. Kardeslerim de oyle. Biz oluyuz. Sevgide oyle bir doruga ulastik ki, bu bize sevdiklerimizle birlikte olmek istegi verdi; biz de olduk. Biz baska bir dunyada yasiyoruz. Bedenlerimizin olmasi bir sacmalik, bir tarih yanilgisi. Ustelik biz hic dogmadik. Siradan tensel duygulara sahip degiliz, gercekle iliskimiz de yok. Evliligim bir sacmalikti, kardeslerimin evlilikleri ise anlamsiz.” Cam Fanusun Altinda
“We three belong to the Middle Ages. We have this need of heroism, and there is no place for such feelings in modern life. That is our tragedy. Once I wanted to be a saint. It seemed the only absolute act left to do, for what is most powerful in me is the craving for purity, greatness. I am not living on earth. Neither are my brothers. We are dead. We reached such heights in love that it made us want to die altogether with the loved one, and so we died. We are living in another world. Our having bodies is a farce, an anachronism. We were never even born. We have no ordinary sensual life, no contact with reality. My marriage was a farce, my brothers' marriages meaningless.”
"Ask hicbir zaman dogal nedenlerle olmez. Olur, cunku biz onun kaynagini beslemeyi bilmeyiz; korluk ve hatalar ve ihanetler yuzunden olur. Hastaliklardan, aldigi yaralardan olur: bikkinliktan, bakimsizliktan, susuzluktan, donukluktan olur. / L'amore non muore mai di morte naturale. Muore per abbandono, per cecità, per indifferenza, per averlo dato per scontato, per inanità, per non essere stato coltivato. Le omissioni, sono più letali degli errori consumati."
Yer İmleri