Eski, yıllarda ekonomik krizlerde borsa çöküşleri nasıl olmuş onlara bakabilirsiniz.Piyasadaki para bolluğuna rağmen kurlar çapalanmış,faizler negatif reel bölgeye zorlanmış ve sistem üzerinde basınç birikmeye başlamış.Para bolluğu enflasyon beklentisini yükseltince ,korunma amaçlı dolarizasyon eğilimi artmış ve sonunda tetikleyici bir nedenle bir anda herkes dolara koşunca ,doların önünü kesmek için faizler astronomik seviyede artmış,o da yetmeyince barajların kapısı açılmak zorunda kalınmış ve sert bir devalüasyon ile ekonomideki bütün makroekonomik dengeler yeniden farklı ağırlıklarda oluşmuş olduğunu görüyoruz.
Burada borsadaki çöküşlerin sebebi sert devalüasyon ve faizlerin aşırı yükselmesinin aşırı borçlu şirketlerin bilançolarına büyük zarar verme riskinden kaynaklanıyor.
Şimdi de benzer bir tablo var.Bir yandan merkez bankası büyük bir parasal genişlemeye giderken ve para basarken(emisyon artışı),diğer taraftan uygulanan mali politikalarla bütçe açığı bu yıl rekor seviyelere çıkacak.Buna eşlik eden tüketici kredilerindeki patlamayla birlikte sonucu enflasyonda da patlama olur.
https://www.hisse.net/topluluk/showt...21#post4522221
https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/conn...138560-ncfiDfw
Yani enflasyon beklentileri çok yüksekken ,ekonomi yönetimi bir yandan aktif rasyosu formülüyle faizleri negatif bölgede tutuyor,birikimlerini enflasyona karşı korumak için dolara kaçanlara karşı döviz kurlarının uçuşa geçmemesi için her hafta rezervinden 1-2 milyar dolar harcıyor.Ama bir yandan dış ticaret açığının ,cari açığın hızla artış dönemine girmesi,coronavirüs salgını nedeniyle turizm gelirlerinin tabana vurması,takvimde önümüzdeki 1 yıl içinde 164.582 milyar dolar kısa vadeli borç ödeme yükümlülüğümüz olması,yüksek CDS'ler yani ülke riski nedeniyle dışarıdan borçlanmanın çok yüksek maliyetli olması nedeniyle bankaların borç çevirme oranını %75'e düşürmesi ve net borç ödeyici olması nedeniyle dışarıya döviz çıkışı,doğrudan dış yatırım gelmediği gibi yılbaşından bu yana yabancıların ellerindeki tahvil ve hisse senedi satarak yurt dışına 11 milyar doların üzerinde para çıkışı merkez bankasını çok zorluyor.Bunu daha ne kadar süre devam ettirebilir soru işareti,herhangi bir tetikleyici nedenle her an barajların kapaklarını açma riski var.
https://twitter.com/VeFinans/status/1280756661553152000
Yukarıda tweet ile gösterilen grafikte merkez bankasının altın hariç net rezervi (-) 49 milyar dolara kadar inmiş gözüküyor.Ama aslında tablo daha da vahim,çünkü bu hesaplamada kamu mevduatı ayrı bir tüzel kişilik olmasına rağmen merkez bankası mevduatına dahil edilmiş,normalde ayrı gösterilmesi gerekir,o da dahil edilirse altın hariç net rezervi kabaca (-) 60 milyar dolar civarına geliyor.
Bu uzun süre sürdürülebilir bir tablo değil.
Bu arada banka hisselerinin yükselmemesinin sebebi -bana göre- büyük oyuncuların yüksek enflasyon beklentisinden kaynaklanıyor.Çünkü yüksek enflasyon, bankaların sabit düşük faizlerle verdiği tüketici kredileri ve aktif rasyosunu tutturmak için düşük faizlerle aldığı menkul kıymetler üzerinden bankaların canını yakacak,bilançolarını olumsuz etkileyecek.
Originally Posted by deniz43
Eski, yıllarda ekonomik krizlerde borsa çöküşleri nasıl olmuş onlara bakabilirsiniz.Piyasadaki para bolluğuna rağmen kurlar çapalanmış,faizler negatif reel bölgeye zorlanmış ve sistem üzerinde basınç birikmeye başlamış.Para bolluğu enflasyon beklentisini yükseltince ,korunma amaçlı dolarizasyon eğilimi artmış ve sonunda tetikleyici bir nedenle bir anda herkes dolara koşunca ,doların önünü kesmek için faizler astronomik seviyede artmış,o da yetmeyince barajların kapısı açılmak zorunda kalınmış ve sert bir devalüasyon ile ekonomideki bütün makroekonomik dengeler yeniden farklı ağırlıklarda oluşmuş olduğunu görüyoruz.Burada borsadaki çöküşlerin sebebi sert devalüasyon ve faizlerin aşırı yükselmesinin aşırı borçlu şirketlerin bilançolarına büyük zarar verme riskinden kaynaklanıyor.
Yer İmleri