Sayfa 326/637 İlkİlk ... 226276316324325326327328336376426 ... SonSon
Arama sonucu : 5090 madde; 2,601 - 2,608 arası.

Konu: ...:::Beyaz Yaka için Yatırım Koçluğu...:::

  1.  Alıntı Originally Posted by cigulinin hayaleti Yazıyı Oku
    Mezeleri Güzel, Yazar: Erdem Aksakal, Ot kitap.
    http://m.kitapyurdu.com/index.php?ro...duct_id=389571
    Güzel kitaba benziyor. Yeni okumaya başladım. Burayı takip eden birçok kişinin, kitapta kendi çalışma hayatlarıyla benzerlikler yakalayacağından eminim.
    Aşağıdaki linkte de kitabın eleştirisi var. Bu da oldukça faydalı bir yazı.
    http://ayrintidergi.com.tr/mezeleri-...zerine/#_ftn63

    Saygılar

    Redmi Note 4 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
    Burada bir arkadaş bahsetmiş...bunun üzerine alıp okumuştum...bol bol da reklamını yaptım...güzel kitap, esprili, biraz da acı gerçekler.

  2. Bahsi geçen #BeyazYakalı şiiri de buymuş. Daha önce duymamıştım.
    https://onedio.com/haber/plaza-hayat...ip-oldu-706205
    Son düzenleme : cigulinin hayaleti; 28-01-2018 saat: 16:09.

  3.  Alıntı Originally Posted by Cautionary Yazıyı Oku
    İşimden ayrılıp erken emeklilik kararı almamda en önemli etken buydu...yoksa kimsenin git dediği yoktu, biraz gururumdan taviz verip, 3-5 sene daha durumu idare edebilirdim...19 seneye yakın aynı kurumdaydım ve direktör vs pozisyonunda yakın arkadaşlarım da vardı...yani arkam da kuvvetli sayılırdı.

    ancak bu %5 mevzusu, örtülü git artık demekti benim için...illa hakaret edilmesini, saçma sapan işler verilmesini beklemek bana ters geldi..aldığım maaş düşük filan değildi, yani artık şirket benden yeterince faydalanamıyor diye düşündüm...bence kovulmayı beklemeden, kendin de bırakabilmelisin...zaten buna finansal özgürlük diyoruz, kalıp-gitme kararını sadece para kazanma ihtiyacı için değil, mutlu-faydalı olup olmama durumuna göre de verebilmek.
    12.5 yıllık iş hayatımda şu an 8. şirketimde çalışıyorum (arada çok kısa süren iki tane yol kazasını da saymadım), özel sektörde aynı şirkette 15-20 yıl ve üzeri çalışan birini görünce istikrarına imreniyorum. Şu istikrarlı bir şekilde aynı yerde çalışma duygusunu hiç yaşamadım.

    Yalnız bir bakımdan da bahsi geçtiği gibi daha iyi maaş alabilmek için arada iş değiştirmek gerektiğini düşünüyorum. Aynı şirkette patronun gözünde yıllar geçse de değerin pek değişmiyor. Ben arada bir tanesi hariç her iş değiştirmemde zamlı çalışmaya başlamışım ve bazen bu zamlar katlamalı gitmiş. Şu an ilk işe başladığım güne kıyasla dolar bazında 8.33 kat fazla kazanıyorum ama yurtdışında olduğumu ve ilk yıllarımda komik paralara çalıştığımı söylemeliyim. Türkiye'de olsaydım ilk günüme göre ortalama dolar bazlı 4 kat fazla kazanıyor olurdum muhtemelen.

    Bu yüzden ben iş hayatına yeni başlamış arkadaşlara önüne daha iyi bir fırsat çıktığında iş değiştirmekten çekinmemelerini tavsiye edebilirim. Hatta gözleri açık olsun illa fırsatın önlerine gelmesini beklemesinler, daha iyi fırsatları kendileri bulmaya çalışsınlar.

    * Meslek: İnşaat Müh. Sektör:Şantiyecilik

  4.  Alıntı Originally Posted by syılmaz Yazıyı Oku
    12.5 yıllık iş hayatımda şu an 8. şirketimde çalışıyorum (arada çok kısa süren iki tane yol kazasını da saymadım), özel sektörde aynı şirkette 15-20 yıl ve üzeri çalışan birini görünce istikrarına imreniyorum. Şu istikrarlı bir şekilde aynı yerde çalışma duygusunu hiç yaşamadım.

    ...
    Bu durum biraz da çalıştığın sektöre ve senin nereyi hedeflediğine bağlı. Ben zaten çalışmak istediğim şirketi üni de belirlemiş, mezuniyet sonrası hedeflediğim şirkette çalışmaya başlamıştım. Hep el üstünde tutuldum, ve aldığım ücret her zaman sektöre göre üst dilimde oldu. Yani ücret olarak daha iyi bir fırsat ihtimali pek yoktu. Ayrıca hep sevilen ve görüşlerine değer verilen biri oldum, bu nedenle de ayrılmak hiç aklıma gelmedi. Zaten bir şeylerin değişmeye başladığını hissetmem 5 sene öncesine gidiyordu...Yavaş yavaş erken emekliliğe hazırladım kendimi bu nedenle. Tek ve ilk iş yerimden severek ayrıldım sonuçta.

  5. Evet sizin koşullar farklı, mezun olur olmaz iyi bir işte çalışmaya başlamışsınız. Benim ilk 7 yılım çöp sayılır yine iyi çevirmişim oyunu. Birde nasibe inanan biriyim, ben ne kadar mücadele etsem de olmayabilirdi.

  6. (A true based story) Ülkede herkesin tanıdığı bir holdingin fabrikalarından birinin gn müdürü adam, kırklı yaşların ortalarında, beyaz, eşi olan hanım özel bir okulda öğretmen, melez, yıl 2010, Kocaeli civarı. İkisinin eline aylık toplam 20 bin lira geçiyor.

    Bilin bakalım ne oldu? Kredi kartı borcunu ödeyemedikleri için evlerine haciz geldi. Üstelik oturdukları villa artı adamın altındaki lüks otomobili şirket tutmuş. Kira ve araç, benzin giderleri de yok.

    İster 3 bin lira maaş al ister 30 bin. Harcamayı bilmedikten sonra işin zor.

  7.  Alıntı Originally Posted by Oralet_Osman Yazıyı Oku
    (A true based story) Ülkede herkesin tanıdığı bir holdingin fabrikalarından birinin gn müdürü adam, kırklı yaşların ortalarında, beyaz, eşi olan hanım özel bir okulda öğretmen, melez, yıl 2010, Kocaeli civarı. İkisinin eline aylık toplam 20 bin lira geçiyor.

    Bilin bakalım ne oldu? Kredi kartı borcunu ödeyemedikleri için evlerine haciz geldi. Üstelik oturdukları villa artı adamın altındaki lüks otomobili şirket tutmuş. Kira ve araç, benzin giderleri de yok.

    İster 3 bin lira maaş al ister 30 bin. Harcamayı bilmedikten sonra işin zor.
    Güzel ve çarpıcı bir örnekmiş. Ben de kendi şirketinden yolsuzlukla para çalan bir muhasebe müdürü haberini hatırlıyorum. sanırım 10 yıl olmuştur okuyalı. karısının aylık kredi kartı harcamasının 15.000TL olduğunu, ödeyemediği için bunu yaptığını söylemiş. Ne kadar doğru bilemem, ama mümkün bir hikaye.

    Birçok beyaz yaka, gelirinin çok üstünde özendiği bir hayatı yaşamaya çalışıyor. 2007de ilk maaşım 1.650 TL idi, ve iş arkadaşlarımdan bir gecede masada hesap olarak o parayı bırakanları hatırlarım..

    Belki ben yanlış düşünüyorum, onlar da gencim güzelim zevkü sefa yaşarım diyorlar... Bakalım ilerde kim pişman olacak?
    Tasarruf etmek, kanaatkar yaşamak ve birikimleri yatırımla değerlendirmek üzerine bir blogum var:
    http://www.MrMilyoner.com

  8. Geçmiş sayfalarda Sn Ctuğrul'un tepkisini okudum ve birşeyler yazmak istedim.

    Kendisi teoride haklı olsa da Sn Cautionary'nin eleştirilerini pratikte daha haklı buluyorum.

    Kendi yaşadığım olay, 50 yaşında inşaat mühendisinin şantiyede ilkokul mezunu müteahhit tarafından hakaretle kovulduğunu ve yürüye yürüye şehir merkezine gittiğini biliyorum. Yaşayan için hayatta ki varlığını sorgulatabilecek, ömür boyu travma yaşatabilecek bir durumdur.

    Bende bizzat sözde meslektaşım olan kamu görevlisi ya da kendi şirketimde ki amirlerimin/patronlarımın baskısına, tacizine, küçük düşürme çabalarına maruz kaldım. Karşınızda ki kamu görevlisi olunca fazla yapabilecek birşeyiniz yok, dişinizi sıkmak zorundasınız ileriye götürürseniz sadece işinizi kaybetmekle kalmaz geleceğinizide kaybedebilirsiniz çünkü başka yerde çalışma şansıda bırakmazlar size ama kendi işyerimde ki amirime yada bizzat patronuma sınırı aştığını farkettiğim an yumruğumu göstermekten çekinmedim. (fiziksel kavgaya girmedim ama girmekten çekinmeyeceğimi gösterdiğim için karşı tarafa geri adım attırdığım sayamayacağım kadar çok oldu, olmaya da devam ediyor)

    Kısacası Türkiye'de özel sektör şartları rezildir, sadece özel sektör de değil aslında kamu her ne kadar yatış yeri gibi gözükse de kritik alanlarda (yargı, emniyet, ordu, her türlü rantın döndüğü inşaat işleri ile ile ilgili daireler) çok aşırı psikolojik baskı vardır ve küçük düşürülme/pasifize edilme/dışlanma gibi psikolojik travma yaşatabilecek hadiselerle karşılaşma olasılığı özel sektöre göre daha yüksektir.

    Yine kendi sektörüm için söyleyeyim, sigortam 12.5 yıllık iş hayatımda ki 3 ay hariç hep düşükten hatta bazen asgari ücretten yattı. Pazar tatili diye birşey son 2 yıl hariç hiç bilmedim. Haftanın 7 günü çalıştık, sadece dini bayramlar tatildi ve kışın yağışlı günlerde olanaksız olduğu için çalışmadığımız zamanlar oluyordu. Yıllık izin diye birşey de son 2 yılım hariç bilmedim.

    Ve ben inanın tüm bu olanlara rağmen Türkiye standartlarında şanslı küçük bir kısmın içindeyim. 40 yaşından sonra da iş anlamında en verimli çağımda topluma faydam olmuş olmamış zerre umurumda değil artık kendi özgürlüğümü düşünmek istiyorum.

    Bu yüzden finansal özgürlüğünüzü sağlamak, ailenizin mutluluğu sonrasında hayatta ki ikinci amacınız olsun. Ve şu an henüz 2 yaşında ki oğlumun gelecekte bu kısır döngüye girmesini nasıl engellerim diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.

Sayfa 326/637 İlkİlk ... 226276316324325326327328336376426 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •