
Originally Posted by
hellistheothers
Aslında faizlerdeki reel getiriler 12 ay öncesi değil, sonrasına göre belirlenir vs. diye son dönemin trend bir ekonomik söylemi var. Ama piyasa gerçeği ve bireysel yatırımcı davranışı ile hiç örtüşmüyor. Yatırımcı gerçekleşmiş geçmişi, belirsiz gelecekten çok daha fazla önemser. ( Zaten önümüzdeki 12 ay enflasyon beklentisi de bundan çok geride değil )
Şu anda 3-4 puan civarı yıllık reel faiz var. 300 civarında cds'i olan bir ülke için gayet ortalama, makul bir risk primi. Gel gör ki, zaten veri güvenilirliği de çok şüpheli. Enflasyon hesaplayan tüm alternatif oluşumlar çok çok daha yüksek rakamlara ulaşıyor.
Vida şu anda tam oturdu, umarım oynamazlar. Ama aynı tahmin bende de var, yine zorlayacaklar piyasa dinamiklerini maalesef. Sonra yine hikaye baştan.
Evet , biraz soğuyacak ekonomi, aslında soğumayacak bile ısınması azalacak. Ama ülkesinin parasını tasarruf eden adama reel faiz vermezsen, pantolon bir yerinden patlar, kurdan patlar, oradan olmazsa borsadan patlar, altın ile patlar., başka yerden patlar. İnatlaşmaktan vazgeçtiklerini ummak istiyorum.
Bir de tabii ekonomi teoriği açısından şöyle bir durum var, reel faiz yüksekliği ve ekonomi daralması arasındaki ilişkinin iki ayağı var. Birincisi kredi sıkılaşması. Buna itiraz yok. Ancak ikinci ve daha önemli ayak, alternatif finansal getirinin, ticari ve reel ekonomi getirisine göre çok rekabetçi olması. Yani çok kabaca söylemek gerekirse, insanların ''dur ben dükkanımı/işletmemi kapatayım da bankaya yatırayım'' demesi.
Ama gelişmekte olan piyasalarda karlılıklar gelişmiş ülkelerdeki gibi düşük olmadığı, çok daha yüksek olduğu için bunun da pratik gerçekliği yok. Türkiye reel sektör karlılıkları için bu reel finansal getiriler rekabetçi olmaktan çok çok uzak ve ekonomi açısından korkutucu olmaktan çok çok uzak hala.
Yer İmleri