Sayfa 5357/7020 İlkİlk ... 435748575257530753475355535653575358535953675407545758576357 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 42,849 - 42,856 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. 1945 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan Silili sair (Lucila de María del Perpetuo Socorro Godoy Alcayaga) Gabriela Mistral’in olum yildonumu (10 Ocak 1957)





    Ciplak yatiyor gece
    dagla deniz arasinda.
    Ama besik sallayan ben
    yalniz degilim!

    Ciplak uzaniyor gok
    ve dusuyor ay denize.
    Ama seni bagrina basan ben
    yalniz degilim!

    Ciplak yatiyor dunya
    ve ten huzunlu.
    Ama seni sarmalayan ben
    yalniz degilim!



    Bir midye kapiverdi serce parmagini,
    midye kumlara dustu,
    deniz kumlari yuttu,
    balina avcisi tuttu onu denizde,
    balina avcisi Cebelitarik'a geldi,
    Cebelitarik'da turku cigirdi balikcilar:
    "Duyduk duymadik demeyin, denizden
    parmagini cikardik kucuk bir kizin,
    sahibi kimse gelsin alsin!"

    Bir tekne verin bana, gidip alayim,
    tekneye bir kaptan verin,
    kaptana aylik verin,
    kentten toplayin kaptanin ayligini:
    kuleleri, alanlari, tekneleri var Marsilya'nin,
    butun dunyanin en guzel kenti
    guzel olur mu hic parmaksiz bir kizla,
    balina avcilari susmak bilmiyor,
    beklesip duruyorlar Cebelitarik'da.

  2. Dedektif romanlari ve kisa oykuleri ile taninan Amerikali polisiye yazari (Samuel) Dashiell Hammett’in olum yildonumu (10 Ocak 1961)

    "Ates ettim.


    Iki elini gobeginin uzerine kavusturdu, iki buklum olup halinin uzerine devrildi.
    Isin bu kadari tamamdi. Ama bu her sey bitmis demek, degildi. Beni hala tutan kaim iplere asilirken,
    neler olacaginihesaplamaya calisiyordum.


    Kiz bonolari yurutup divanin altina gizlemisti, orasi kesindi. Ben kurtulmadan donup almak niyetindeydi. Ama Hook daha once donmustu ve kiz planinidegistirmek zorundaydi simdi. Buyuk bir olasilikla bonolarin yerini Hook'un degistirdigini soyleyecekti. O zaman ne olacakti? Bir tek yanit vardi, bonolari almak icin Tay donecekti, birlikte doneceklerdi. Tay artik silahli oldugumu biliyordu, ama bonolarin yuz bin dolar degerinde oldugunu soylemislerdi. Geri donmelerine yeter de artardi bu.


    Son iplerden de kurtulup divana saldirdim. Bonolar altindaydi, kalin lastik bantlarla sarilmis dort koca paket. Paketleri kolumun altina SIKISTIRIP kapinin yakininda olmekte olan adamin yanina gittim. Tabancasi bacaklarindan birinin altindaydi. Cekip aldim, ustunden atlayarak karanlik koridora girdim. Sonra durup dusundum.” Turk Sokagi’ndaki Ev



    "I fired.

    He caught both hands to his belly, bent double, and slid out across the carpet. That was over.But that was far from being all. I wrenched at the plush ropes that held me, while my mind tried to sketch what lay ahead.

    The girl had switched the bonds, hiding them under the couch—there was no question of that. She had intended coming back for them before I had time to get free. But Hook had come back first, and she would have to change her plan. What more likely than that she would now tell the Chinese that Hook had made the switch? What then? There was only one answer. Tai would come back fort he bonds—both of them would come. Tai knew that I was armed now, but they had said that the bonds represented a hundred thousand dollars. That would be enough to bring them back!

    I kicked the last rope loose and scrambled to the couch. The bonds were beneath it: four thick bundles, done up with heavy rubber bands. I tucked them under one arm, and went over the man who was dying near the door. His gun under one of his legs. Ipulled it out, stepped over him, and went into the dark hall. Then I stopped to consider.”

  3. 1984 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan Cekoslovakyali yazar, sair ve gazeteci Jaroslav Seifert’in olum yildonumu (10 Ocak 1986)

    O guzel gunler
    hani kent bir zara, bir yelpazeye, bir kus turkusune
    ya da deniz kiyisindaki bir tarak kabuguna benzer
    – elveda, elveda guzel kizlar
    bugun tanismistik
    bir daha gorusmeyecegiz hic.

    O guzel Pazar gunleri
    hani kent bir topa, bir iskambil kagidina, bir okarinaya
    ya da sallanip duran bir cana benzer
    – gunesli caddelerde
    opusurdu golgeleri gelip gecenlerin
    ve birbirlerini tanimadan gecip giderdi insanlar.

    O guzel aksam saatleri
    hani kent bir gule, bir satranc tahtasina, bir kemana
    ya da aglayan bir kiza benzer
    – domino oynamistik
    kara noktali taslarla, bardaki o zayif kizlarla
    dizlerine bakarak
    jartiyerlerinin ipek birer tac gibi susledigi
    iki kuru kafayi andiran bir deri bir kemik dizlerine
    umarsiz kralliginda askin.



    Those beautiful days
    when the city resembles a die, a fan and a bird song
    or a scallop shell on the seashore
    – goodbye, goodbye, pretty girls,
    we met today
    and will never meet again.

    The beautiful Sundays
    when the city resembles a football, a card and an ocarina
    or a swinging bell
    – in the sunny street
    the shadows of passers-by were kissing
    and people walked away, total strangers.

    Those beautiful evenings
    when the city resembles a rose, a chessboard, a violin
    or a crying girl
    – we played dominoes,
    black-dotted dominoes with the thin girls in the bar,
    watching their knees,
    which were emaciated
    like two skulls with the silk crowns of their garters
    in the desperate kingdom of love.

  4. James Gandolfini'nin gangster Tony Soprano karakterine hayat verdigi, kadrosunda Lorraine Bracco, Edie Falco, Michael Imperioli, Dominic Chianese, Steven Van Zandt ve Tony Sirico’nun bulundugu The Sopranos dizisi HBO Tv kanalinda 10 Ocak 1999’da yayinlanmaya basladi.





    "Eski bir Italyan atasozu vardir: 'Bir kere sicip sivazladin mi, iki disini kaybedersin.' / Come dice un vecchio detto italiano, 'sbagli una volta perdi due denti.' "

  5. Siir, roman, hikaye, deneme, tiyatro, gunce gibi pek cok edebi turde eserler ureten, cok yonlu Turk yazar Necati Cumali'nin olum yildonumu (10 Ocak 2001)

    Gunaydin tavuklar, horozlar
    Artik memnunum yasamaktan
    Sabah erkenden kalktigim zaman
    Siz varsiniz;
    Gunduz, isim var, arkadaslarim,
    Gece, yildizlar var, karim var,
    Gunaydin tavuklar, horozlar!



    Good morning chickens
    Good morning roosters
    I feel so happy with my life.
    In the morning when I get up
    I have greetings from you.
    During the day I have my work
    I have my friends.
    And at night I have the stars
    But best of all my lovely wife.




    Karartarak kanatlari altinda,
    Bir uctan bir uca bozkiri,
    Konar gecenin kusu
    Daglari gagalar ara sira,
    Dinler karni altinda,
    Yerin atardamarini.
    Basini kaldirip baktikca,
    Erir gozlerinde yildizlar,
    Akarlar karanliga



    The night-bird settles,
    under her wings
    the stepe darkens from end to end.
    Now and then she pecks at the mountains.
    Under her belly she hears
    The arteries of the earth.
    When she looks up
    The stars in her eyes dissolve
    And flow into darkness.




    Istanbul'a karsi ic ic dusun bu ne istir
    Gunun bir yarisi camur obur yarisi
    Durup dururken baslayan o bas agrisi
    Bunca yil yalan okuduk yalan soyledik
    Aklina kim gelirse gelsin bagir ver veristir



    Bois face à Istanbul, bois et pense à quoi bon
    Une moitié du jour est fange, l’autre moitié
    Ce mal de tête qui commence soudain
    Depuis tant d’années nous avons lu et entendu des mensonges
    Injurie et maudis qui te passe par la tête.

  6. Ingiliz sarkici, soz yazari ve aktor David Bowie'nin olum yildonumu (10 Ocak 2016)


  7. “Ben benim; Zuneyra, Muhsin Ramat’in otuz iki yasindaki karisi, aydinlik dusmanlar, tarafindan sorgusuz sualsiz ve tazminatsiz isten atilmis akli basinda bir hukukcu. Bu lanet olasi carsafla ne bir insanim ne bir hayvan, bir sakatlik gibi saklanmasi gereken bir utanc, bir yuz karasiyim sadece. Kabul edilemeyecek kadar agir bir sey bu. Ozellikle de eski bir avukat, bir kadin haklari savunucusu icin.” Yasmina Khadra, Kabil’in Kirlangiclari



    "Je suis moi, Zunaira, épouse de Mohsen Ramat, trente-deux ans, magistrat licencié par l'obscurantisme, sans procès et sans indemnités, mais avec suffisamment de présence d'esprit pour me peigner tous les jours et veiller sur mes toilettes comme sur la prunelle de mes yeux. Avec ce voile maudit, je ne suis ni un être humain ni une bête, juste un affront ou un opprobre que l'on doit cacher telle une infirmité. C'est trop dur à assumer. Surtout pour une ancienne avocate, militante de la cause féminine."

  8. Italyan Ronesans akimi Floransa ekolunden ressam (Domenico di Tommaso Curradi di Doffo Bigordi) Il Ghirlandaio'nun olum yildonumu (11 Ocak 1494)

    Tondo con l'adorazione del bambino (Adoration of the Child, second half of 15th century)




    Nascita di Giovanni Battista (Birth of Giovanni Battista, 1485)


Sayfa 5357/7020 İlkİlk ... 435748575257530753475355535653575358535953675407545758576357 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •