Sayfa 72/178 İlkİlk ... 2262707172737482122172 ... SonSon
Arama sonucu : 1419 madde; 569 - 576 arası.

Konu: Tarihte Bugün

  1. Patrona Halil isyanı

    Patrona Halil adındaki elebaşının sürüklemesiyle patlak veren isyanda Damat İbrahim Paşa öldürüldü, padişah tahttan indirildi ve köşklerin pek çoğu yakıldı. 1730



  2. Nelson Mandela

    Müebbet hapis cezasına çarptırılan Nelson Mandela'nın Robben Adası cezaevine naklinde pencereden çıkardığı havaya sıkılmış yumruğu 1964

    Bu yumruk Halkın özgürlük mücadelesinde efsane haline gelmiş, kendiside akabindeki tüm konuşmalarında bu yumruğu sembol olarak kullanmıştır.

  3. Everest dağı mezarlığı

    Everest Dağı dünyanın en yüksek dağı olma unvanını koruyor ancak birçok insan Everest’in dünyanın en büyük açık hava mezarlığı olduğundan haberdar değil...!

    Edmund Hillary ve Tenzing Norgay’in 1953 yılında zirveye çıkmayı başarmasının ardından, sert iklimi ve tehlikeli arazisine rağmen 4.000’den fazla insan onları takip etti.
    Ancak bazıları dağdan hiç inemediler.

    Dağın üst bölgesi, yani yaklaşık 8000 metre üstündeki her yer ” ölüm bölgesi ” olarak biliniyor.
    Bu kısımda oksijen seviyesi, deniz seviyesine nazaran üçte bir seviyede ve basınç sebebiyle, insanlar ağırlıklarını on kat daha ağır hissediyor. Bu iki olgunun kombinasyonu sonucunda tırmanıcılar yavaş hareket eder, yönlerini kaybederler ve yorgun düşerler ayrıca organlarda aşırı basınç oluşur. Bu nedenle dağcılar genellikle bu alanda 48 saatten fazla kalmazlar.

    1996 yılında Everestte ölen Hintli dağcı Tsewang Paljor (Cenazeye takılan lakap "Yeşil Çizmeli")

    Everest Dağı'na tırmanmayı deneyen ilk dağcılardan biriydi. 1924 yılında gerçekleşti. Cesedi 1999 yılında kış yumuşak geçince eriyen karların altında bulundu.

    Shriya 2012'de zirveye çıkmayı başardı. Ancak oksijen yetersizliği ve yorgunluk sonucu inirken zirveden 300 mt aşağıda can verdi. Kadının cesedi aynı noktada Kanada bayrağına sarılı şekilde duruyor.

    Bu sürenin aşılması genellikle dağcılarda kalıcı hasarlar bırakır. O kadar şanslı olamayanlar düştükleri yerde kalırlar.
    Ölüleri öldükleri yerde bırakmak mecburiyetin yanı sıra bu bir gelenek haline gelmiştir ve bu cesetler dağda sonsuzluğa terkedilirler.
    Her ceset dağcılara bir uyarı mahiyeti taşımaktadırlar ve aynı zamanda korkunç birer kilometre taşı görevi görürler.

  4. Bu çok ürkütücü geldi bana Metin Bey. Cesetler soğuk hava nedeniyle çürümüyor sanırım?


    "Ölüleri öldükleri yerde bırakmak mecburiyetin yanı sıra bu bir gelenek haline gelmiştir ve bu cesetler dağda sonsuzluğa terkedilirler.
    Her ceset dağcılara bir uyarı mahiyeti taşımaktadırlar ve aynı zamanda korkunç birer kilometre taşı görevi görürler."
    Yazdığım mesajlar şahsi görüşlerim olup kesinlikle yatırım tavsiyesi değildir.

  5. Struma gemisi faciası

    1942 İstanbul- Şile Torpilenerek batan ve 769 kişinin ölümü ile sonuçlanan uluslararası gemi faciasıdır.

    Almanya'nın Yahudi karşıtı uygulamaları, başta yürürlüğe girdiği işgal altındaki Polonya olmak üzere birçok ülkede Yahudilerin üzerindeki baskıyı artırmaya başladı. Polonya'daki Nazi yasaları, o dönemde Romanya'da da uygulanmaya başladı.
    1941'de, Romanya'nın Yaş şehrinde yaklaşık 4bin Yahudinin Naziler tarafından katledilmesi sonrasında, ülkeden ayrılmak isteyen Romen Yahudileri, bir gemi ile Filistin'e gitmeye karar verdi.

    Kişi başı 1000 dolar ücret ödedikleri, eski yük gemisi Struma, 12 Aralık 1941'de 769 yolcusu ile Köstence Limanı'ndan hareket etti
    İstanbul'a varıldığında, ikinci bir motor arızası meydana gelir ve Struma Sarayburnu açıklarına demir atar. Geminin İstanbul'a demir atması ile birlikte, uluslararası baskılardan ötürü zorluklarla geçen 9 haftalık 'bekleyiş' de başlamış olur.

    Savaş halindeki Almanya ve İngiltere, Struma'nın Filistin'e ilerlemesini istemezler. Romanya ise o dönem Almanya nın müttefiki olduğundan geminin geri dönmesine izin vermez.
    Türk Yahudi dernekleri tarafından yiyecek ve içecek ihtiyacı karşılanan gemi motor arızası giderilemeyince römorkör ile şile açıklarına çekilir.
    Fakat ertesi gece (24 Şubat 1942) bogaz girişini kontrol eden rus Sc-213 denizaltısı tarafından torpilenerek batırılır. Türk balıkçılar tarafından bulunan bir yolcunun haricinde tüm mürettebat ve yolcular ölür. Aynı denizaltı ertesi gün Türk yük gemisi Çankaya yıda batırmıştır.

    Struma’nın batırılması hadisesi Sovyet askerî arşivlerine şu şekilde işlenmiştir:
    “Sc-213 denizaltısı 24.2.1942 sabahı korumasız vaziyetteki düşman gemisi Struma’ya rastladı. Gemi 1118 metreden başarıyla torpidolandı ve batırıldı. Genç subaylar, gemi komutanı ve astsubaylar ve torpidoyu ateşleyen Kızıl Filo denizcileri cesaret örneği sergilemişlerdir.”

    Olayın ardından 1942’nin Ekim ayında, Sc-213 denizaltısı da Karadeniz’e döşenmiş bir mayına çarparak batar. Mayının Romanya tarafından döşendiği iddiası güçlü olmakla birlikte, bir Alman denizaltı avcısı tarafından batırıldığı da rivayet edilmiştir.

    Struma gemisinin yolcularına Filistin’e giriş vizesi vermeyen Büyük Britanya’nın Sömürgeler Bakanı Lord Moyne 1944 yılında Struma faciasındaki sorumluluğu nedeniyle bir suikast sonucu öldürülür. Yahudileri Filistin’e taşımak amacıyla bu yolculuğu düzenleyenler ise ölüme sebebiyet vermekten Romanya’da yargılanırlar fakat geminin batma sebebinin bir denizaltı olması nedeniyle beraat ederler.

    Yolcu ve mürettebatıyla Karadeniz’in karanlık sularında kaybolan Struma bir insanlık ayıbı olarak tarihe geçer. Olay tüm dünyada tartışılır. Savaş sonrası, araştırmalara konu olur. Her ne kadar olayların sorumluluğu dönemin Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne yüklenmek istense de daha sonra açıklanan İngiliz Dışişleri arşivlerindeki Türkiye-İngiltere yazışmaları, bu facianın asıl sorumlusu olarak, Orta-Doğu çıkarlarını yitirmek istemeyen İngiltere’nin katı tutumunu gösterir.

  6.  Alıntı Originally Posted by faruko Yazıyı Oku
    Bu çok ürkütücü geldi bana Metin Bey. Cesetler soğuk hava nedeniyle çürümüyor sanırım?


    "Ölüleri öldükleri yerde bırakmak mecburiyetin yanı sıra bu bir gelenek haline gelmiştir ve bu cesetler dağda sonsuzluğa terkedilirler.
    Her ceset dağcılara bir uyarı mahiyeti taşımaktadırlar ve aynı zamanda korkunç birer kilometre taşı görevi görürler."
    Evet sayın faruko
    Bende paylaşım yapmak için araştırırken edindim bazı bilgileri.
    "5 bin 300 metreden sonra yıl boyu kar ve buz vardır" anektoduna göre demek ki zirve yolu devamlı eksi derecede olduğundan cesetler donuyor..
    Bnm paylaşımda yer vermediğim daha bir çok fotoğrafı çekilmiş ceset var o bölgede..
    Üstelik bulunanlar ağırlıklı olarak devamlı kullanılan zirve yolu civarındalar
    Birde tipi nedeniyle yolunu kaybedip olmadık yerlerde ölenlere herhalde hiç bir zaman ulaşılamaz.
    Mesela bir örnek fotoğraf paylaşayım.
    Kim olduğu ve ne zaman oraya düşüp öldüğü bilinmeyen bir dağcı

    İlave extra bilgi için şu sayfa ilginizi çeker umarım.
    http://bilgimat.com/everest-dagi-hak...ginc-bilgiler/

  7. Karayipler Korsanı Blackbeard (Karasakal)

    Karasakal lakaplı efsane korsan Edward Teach Karayipler 1680-1718
    Uzun süre ingiliz ticaret gemilerine kan kusturdu.
    “Queen Anne Revenge” adlı gemisi zamanın en güçlü korsan gemilerinden biri olarak görülüyordu.

    Tech, saçlarına güherçileye batırılmış kenevir ipler yerleştirip yakıyor, çıkan dumanın kendisine kazandırdığı şeytani görünümle kurbanlarının yüreğine korku salıyordu.

    Karasakal’ın verdiği zararlar sonucunda İngilizlerce başına oldukça yüksek miktarda ödül konmasına neden olmuş, ayrıca teğmen Maynard komutasında bir savaş gemiside onu bulup öldürmekle görevlendirilmiştir.

    22 Kasım 1718 tarihinde gemisi bulunup çatışma başladığında ingiliz gemisine çıkmış ama tüfek atışı ile önce omuzundan vurulmuş ardından Maynard'la yaptığıteke tek kılıç dövüşünde kaybederek ölmüştür. Maynard, geri dönüş yolunda karasakal ın kesik kafasını gemisinin önüne asmış ve İngiltere'de limana girene kadar çıkarmamıştır.

    Efsaneye göre başı koparılmış şekilde denize atılan Karasakal’ın başsız bedeni gemi etrafında 3-4 kere yüzerek tur attıktan sonra ortadan kaybolmuş.
    Öldüğü günden bugüne kadar çok iyi gizlediği düşünülen hazinelerini bulmak için Karayiplerde kazılmadık ada bırakılmamıştır..

    Korsan dünyasında efsaneleşen hayatı "Karayip Korsanları" film serisinde "Kaptan Jack Sparrow" olarak hayat bulmuştur.

    Hazır adı geçmişken filmlerinin birinden kısa bir kesit sunalım.

    https://www.youtube.com/watch?v=RhIFw2x3FuA

  8. Ching Shih

    Tarihin gördüğü en büyük kadın korsan Ching Shih 1775-1844

    1801 yılında gemide hayat kadını olarak çalışırken o dönem korsanlık yapan kırmızı Bayrak Filosu (Red Flag Fleet) başındaki Zheng Yi ile tanışıp evlenir. Kocasının ölümünden sonrada korsanlık bayrağını elden düşürmez.

    Adaletli yönetimi, gelirlerin %80 nini eşit olarak paylaştırması, düşmanlarına karşı uyguladığı hakkaniyetli cezalar ile şöhreti artmaya başlar. Özellikle kadınlara tecavüzü yasaklayarak sadece evlilik yolunu göstermesi düşük gelir seviyeli halkta sempati toplayarak katılımın artmasını sağlar.

    Kurduğu ittifaklar ve halktan gelen talep ile 200 gemiden oluşan gemi sayısı küçük gemilerinde katılımıyla 1800'e kadar çıkar. Emri altına giren korsan sayısı da 80.000 e dayanmıştır.
    Artık sadece ticaret gemilerini değil civardaki tüm liman kentlerini de talan eder rıza gösterenleri vergiye bağlar.

    Çing Hanedanı, Ching Shih'gi önce savaşarak yok etmeyi dener ancak 63 gemi kaybederek yenilir.
    Daha sonra uzlaşma yolunu seçer. Korsanlara ganimetleri kendilerinde kalmak şartıyla af çıkarır ve ülkeye dönme davetinde bulunur.

    Böylece Shih de diğer korsanlarla birlikte gemisinden iner ve yaşamına bir sivil olarak devam eder.
    Bu süreçte Pao isimli bir adamla evlenerek bir kumarhane açan Shih, 1844 yılında ölene kadar burayı işletir.

    Karayip korsanları filminde korsanlar toplantısı sahnesinde onun krakterinede yer verilmiştir.
    Kısa bir kesit..

Sayfa 72/178 İlkİlk ... 2262707172737482122172 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •