Hassasiyetinizi anlıyor; size hak veriyorum.
Ancak kurucu bankalar kendi hisse senetlerini de Katılım 50 Endeksine dahil etmişler.
Adı finansman desteği olarak değişse de katılım bankaları konut-taşıt-işyeri-arsa-
eğitim-sağlık-düğün-tatil-hac-umre için ihtiyaç sahibi kişi ve şirketlere borç veya
kredi kartı veriyor, karşılığında da faiz alıyor. Üstüne üstlük yabancılar için 0.75 olan
aylık faiz oranı, yerlilere % 1.40 olarak uygulanıyor.

Bize geri dönerken ad
değiştirip kar payı ismini alsa da başkalarının ödediği faiz bizim cebimize giriyor.
Borsa İstanbul a kayıtlı her şirket ihtiyaç duyduğunda finansman kurumlarına gidip
borç alıyor; faiz ödüyor. Eğer nakit fazlası varsa götürüp bankaya yatırıyor, elde
ettiği faizi de gelir kaydedip ortaklarına kar payı olarak dağıtıyor. Verdikleri
temettünün yüzde kaçının faiz gelirinden oluştuğunu sorma imkanımız olmadığından,
bu durumda da sonuç değişmiyor.
Biz kişisel yaşantımızda titizlik gösterir, dini vecibelerimizi harfiyen yerine getirebiliriz.
Ancak günümüz dünyasında herhangi bir kişi veya kurumla ticaret ilişkisine girdiğimiz
anda haram-helal denetimi yapma imkanımız ortadan kalkıyor. Ulema sıfatım olsaydı
günahtan kaçınalım, taksirattan Yaradan'a sığınalım derdim.

Yer İmleri