Yardım istemek için gittiğim hoca Tuncer Bulutay idi...
Saygı ile anarım...
Yardım istemek için gittiğim hoca Tuncer Bulutay idi...
Saygı ile anarım...
Durumlar iyi..Telaşa gerek yok...Borç dert yok...Almanya'dan iyi durumdayız...
Bakın vatandaşa...
Oy deposu bunlar oy deposu...
En medeni şehirde bile yolda gördüğünüz her iki kişiden birisi böyle...
Sırtı yere gelir mi bu iktidarın?
https://scontent.fsaw1-8.fna.fbcdn.n...76&oe=5B90D462
Bora Bey
İnanın bütün samimiyetimle söylüyorum; sizin o zamanki sınıfdan herhangi birinin (hatta en tembelinin yada kafası en az çalış*****n) bugünkü iktisat/ekonomi bölümlerindeki bugünün yeni yetme/değme Proflarını/akademisyenlerini donunda sallayacağına ben adım gibi emininim...
Ne olur iktisatçı-ekonomist arkadaşlar alınmasın...
Mülkiye dahil olmak üzere tüm bölümlerin içi boşaltıldı/kalitesi düşürüldü....
Hem seçme sınavı sulandırıldı(daha çok kişi seçerek) hemde verilen eğitimin kalitesi sulandırıldı
Bora Bey lerin zamanında gerçekten seçme insanlar ünü. okuyordu...
1980 den sonra bir darbe, 2000 den sonra ise ölümcül darbeyi yedi ünüler...
Ben işveren olsam 2 kişiden 80 öncesi mezunu işe alırdım...
saygılar/başarılar
"Canı kaymak isteyen cebinde manda taşır "
Üyesi olduğum vatsap grububan bir arkadaşın yazısı buradaki arkadaşlar da okusun istedim.büyük seçim hileleri bekliyor milleti sanki.
"Ben bugün seçmen listesinde adımızı bulmak için muhtarlığa gittim. Muhtar, dünkü toplantıda Emel Hn’ın söylediklerini tekrarladı. Apartmanlardaki daire numaraları değişmiş. Bu nedenle birçok kişi listede görünmüyor. Bizim daire no 5 iken 10 olmuş. Biz listede varız ama çok kişi yokmuş. Tesadüfen muhtar farketmiş. Herkese yayın, biran önce kontrollarını yapsınlar ki itirazlarını vaktinde yapsınlar. Bu mesaj alıntı değil. Ben bizzat şahit oldum . Lütfen herkese yayalım.""
aşağıya ayrıntılı kopyaladım
bir halt olacağı yok.
-1954 Krizi-
Dünya da Kore savaşı bitmişti. Ülkede ise iklim şartları tarımı elverişsiz hale getiriyordu. Tarım ürünleri ihracatçısı olan Türkiye’nin ihracat oranı azalmıştır.
Ülkeye daha önce alınan 70 çeşit traktör vardı.Tarım alanındaki verimsizlikten dolayı ithalat yapılıyordu.
Ayrıca,traktörlere yedek parça getirilemediğinden ülkedeki montaj atölyeleri de kapanmıştı.80 e yakın traktörün kullanılamaz hale gelmesi tarımı bitirme noktasına getirdi.
Hammaddesi dışarıdan gelen ürünlerinde girdi fiyatlarının artması iç piyasadaki fiyatları da artırdı.
Bu sebeplerin yanı sıra plansız yatırımları içerideki siyasi koşullar,dış borç yükü ve kamu açıklarının artması ülkeyi çift rakamlı enflasyonla karşılaştırmıştır.
Enflasyon oranı önce %2.9’dan %10.3’e daha sonra da %20’lere kadar yükselmiş ve Türkiye’de ekonomik kriz olmuştur.
Menderes Hükümeti,krizden çıkmak için sanayi yatırımları yapıyordu ve bu yatırımlarda daha çok ithal ikamesi ürünler için fabrikalar kurdurtuyordu.
Bu amaçla şeker ve çimento fabrikalarına önem veriyordu.
Menderesin kurdurttuğu bu fabrikalardaki amaç özel sektöre de ucuz ara malı temin etmekti.
Kurulan bazı fabrika ve ofisler düşük fiyatlı mal sattıkları için açık verdiler.
1951’de bütçe açık vermeye başladı ve bu durum 1963’e kadar 12 yıl boyunca devam etti. Kore Savaşı dünya piyasasında hammadde fiyatlarını fırlattı.
Kredili ithalat uygulamasına geçildi. Bunun sonucunda ticari nitelikli dış borçlar ödenemez hale geldi. Dış borç yükü ve kamu açıkları arttı.
Plansız yatırımların da etkisiyle enflasyon yüzde 20’lere fırladı.
Hükümetin sanayiye ağırlık vermesine rağmen ekonomi yönetimini iyi sağlayamamaları başka bir krizin habercisiydi.
Dış sermayeye açılma ve serbest piyasa ekonomisine geçiş dönemi 1950-1954 yıllarında başladı. 1951 yılında bütçe açık vermeye başladı ve bu durum 1963’e kadar 12 yıl boyunca devam etti.
Kore Savaşı dünya piyasasında hammadde fiyatlarını fırlattı.
Kredili ithalat uygulamasına geçildi. Bunun sonucunda ticari nitelikli dış borçlar ödenemez hale geldi.
Dış borç yükü ve kamu açıkları arttı. Plansız yatırımların da etkisiyle enflasyon yüzde 20’lere fırladı ve Türkiye ekonomisi krize girdi.
Hükümetin ekonomi yönetimindeki başarısızlığını dönemin İngiliz Büyükelçisi Bowker bir raporda şöyle özetliyordu.
“1955 yılı Başbakan Menderes’in gerek enflasyonun kontrol edilmesi,gerek dış borcun azaltılması yolunda hiçbir adım atmaması ile sona erdi.Kısacası Türk Hükümeti yıl boyunca kendi imkanlarının ötesinde yaşadı.Ellerindeki paradan daha fazla harcadılar. Ödeyebileceklerinin üstünde de ithalat yaptılar.Gereksiz yatırımlara yöneldiler.Merkez Bankasını bütçe açığını kapatmak için kullandılar.Ümit petrol aramalarına bağlandı.”
1946 Devalüasyonundan sonra yapılan devalüasyondan arzu edilen amaçlar genellikle sağlanamadığından Türkiye özellikle istihdam anlamında, döviz girdilerinde ağır bir kriz yaşamıştır.
Bu krizin sonunda da 1950 yılında Cumhuriyet Halk Partisi,yirmi yedi yıllık iktidarını Demokrat Partiye devretmiştir.
-1958 Krizi-
1950’lerdeki liberalizm politikaları ve dışarıdan sermaye ithalini amaçlamış serbestleşme programı Türkiye’yi 1958 krizine doğru götürdü.
Demokrat Parti’li iktidar israftan kaçınmıyor ve kendi görüşünden olanlara popülist bir yaklaşım sergileyerek kaynakları gereğinden fazla harcıyordu.
Ayrıca ekonominin 1954 Krizinden çıkmasına rağmen önlemler yeterli ve kalıcı değildi.
1958 yılına gelindiğinde Türkiye’nin ödeme günü gelmiş dış borcu 256 milyon dolardı.
Fakat Türkiye’nin bu borcu ödeyecek döviz kaynakları yoktu.Ülkede bir kambiyo krizi meydana geldi.
1950’li yıllarda uygulanan dışarıdan sermaye ithaline ayarlanmış serbestleşme programı 1958 krizini hazırladı.
1958’e gelindiğinde Türkiye’nin günü gelmiş 256 milyon dolar tutarında dış borcu ve de kucağında bir “kambiyo krizi” bulunuyordu. Dış ticaret açığı büyüdü. 1958 yılında 55.3 milyon dolar olan bütçe açığı 1959’da 266.7 milyon dolara yükseldi. Türkiye 1959 yılında hayat pahalılığında Brezilya’dan sonra dünya ikincisi idi. Borçlardan dolayı dış kredi alınamıyor, ithalat yapılamıyordu.Ülkedeki tesisler ithal girdileri sağlayamadıkları için kapanma noktasına gelmişlerdi.
İşsizlik ve kıtlık had safhaya ulaştı. Batılı ülkeler, başta ABD, Uluslararası kuruluşlardan onay almadan kredi vermeyeceklerini söylüyorlardı.
Bu durumda ülke yönetimi uluslar arası kuruluşların desteğini sağlama çabası içindeydi. Ağustos ayında Türkiye IMF ile bir istikrar programı uygulamayı kabul etti. Devalüasyona gidildi. OECD, IMF ve Dünya Bankasından öneriler alınırken kredilerde sağlanmış oldu.
Vakit geçirmeden bu öneriler uygulamaya geçirildi;
Türk Lirasının değeri düşürüldü.
İç piyasadaki KİT’lerin ürünlerinin fiyatlari yükseltildi, dolayısıyla açiklari azaltildi.
Verimli ve kısa vadeli yatırımlara önem verildi.
Bütçede denklik sağlama çabaları artırıldı.
OECD’den alınan 359 milyon dolarlık kredi ve vadesi gelmiş 400 milyon dolarlık borçların ertelenmesine yukarıdaki önlemlerde eklenince kısa dönemli bir rahatlama oluştu. Ekonominin makro düzeyde bozulması ve sisteme büyük zarar vermesi yeni sorunların habercisi oldu.
Dış Ticaret açığının giderek artması ve döviz rezervinin kalmaması nedeniyle hükümet ekonomiyi canlandırmak için Doğu Avrupa ülkeleriyle takas yoluyla ticarete girişti.
1958 Devalüasyonundan sonra Türkiye yine ağır bir kriz yaşamış, bu krizi kısa bir sürede atlatamamış, kriz sosyal alanlara sıçramış ve 27 Mayıs 1960 ihtilali ile Demokrat Parti’nin, bu kriz ve di¤er sosyal ve siyasi nedenler ile iktidarına son verilmiştir.
A.Tolga AKPINAR
bir halt olacağı yok.
TÜİK'in bugün açıkladığı Nisan ayı enflasyon rakamlarını değerlendiren Goldman Sachs, Türk ekonomisinin aşırı ısınmakta olduğunu ve bunun enflasyon baskılarını artırdığını ifade etti.
"Enflasyonun yaz sonunda yüzde 12'nin üzerinde tepe yapacağını düşünüyoruz" değerlendirmesini yapan Goldman Sachs, "Bu ay açıklanan enflasyon rakamını ve Türk Lirası'nın perfonmansını dikkate aldığımızda, 3. çeyrekte 75 baz puan faiz artırımı tahminimiz için risklerin daha erken ve daha büyük bir faiz artırımına doğru kaydığını düşünüyoruz" dedi.
bir halt olacağı yok.
dolara pis veriyorlar
bir halt olacağı yok.
Yer İmleri