Sanat Mozaik

**Terraluna** · 09-08-2018, 17:23

Fransiz sair Charles Cros'un olum yildonumu (9 Agustos 1888)

Olumsuz dizeler suzmek vergidir bana
Dogruyu soyleyen sesime herkesler hayran.
Bu essiz gucumle ogunmek zaman zaman
Satin alinir sey degil parayla pulla.

Her seye dokundum: atese, kadinlara, elmalara;
Her seyi duydum: kisi, ilkbahari ve yazi;
Her seyi buldum: hicbir kapi duramadi karsimda.
Ama su talih, belki de kor Talih onun adi.

Oyalaniyorum bakip camekanlara
Iste eldivenler, iste cekler, iste mantarlar
Mutluluk hep alti sifirli sayılarin ardinda.

Yahu, degerlisin krallar, piskoposlar kadar
Albaylar, saymanlar ne ki senin yaninda
Ama ne havan, ne gunesin, ne karpuzlarin var.

Je sais faire des vers perpétuels. Les hommes
Sont ravis à ma voix qui dit la vérité.
La suprême raison dont j'ai, fier, hérité
Ne se payerait pas avec toutes les sommes.

J'ai tout touché : le feu, les femmes, et les pommes ;
J'ai tout senti : l'hiver, le printemps et l'été
J'ai tout trouvé, nul mur ne m'ayant arrêté.
Mais Chance, dis-moi donc de quel nom tu te nommes ?

Je me distrais à voir à travers les carreaux
Des boutiques, les gants, les truffes et les chèques
Où le bonheur est un suivi de six zéros.

Je m'étonne, valant bien les rois, les évêques,
Les colonels et les receveurs généraux
De n'avoir pas de l'eau, du soleil, des pastèques.

Beyaz kocaman bir duvar - ciplak mi ciplak
Uzerinde bir merdiven - yuksek mi yuksek
Duvar dibinde bir ciroz - kuru mu kuru

Bir herif geldi elleri - kirli mi kirli
Tutmus bir cekic bir civi - sivri mi sivri
Bir buyuk yumak da sicim - zorlu mu zorlu

Cikti merdivene derken - yuksek mi yuksek
Mihladi sivri civiyi - tak tak da tak tak
Duvarin ta tepesine - ciplak mi ciplak

Atti cekici elinden - dus Allahim dus
Takti sicimi civiye - uzun mu uzun
Asti ucuna cirozu - kuru mu kuru

Indi merdivenden tekrar - tikir da tikir
Sirtinda cekic merdiven - agir mi agir
Cekti gitti baska yere - uzak mu uzak

O gun bugundur cirozcuk - kuru mu kuru
Mezkur sicimi ucunda - uzun mu uzun
Nazikce sallanir durur - durur mu durur

Ben bu hikayeyi duzdum - basit mi basit
Kudursun bazi adamlar - ciddi mi ciddi
Ve gulsun diye cocuklar - kucuk mu kucuk

**Terraluna** · 09-08-2018, 17:24

Isvicreli psikolog Jean Piaget'nin dogum yildonumu (9 Agustos 1896)

"Zeka, ne yapacaginizi bilmediginizde kullandiginiz seydir. / L'intelligence est ce que vous utilisez quand vous ne savez pas quoi faire."

"Mantik dusunce ahlakidir, tipki ahlakin eylem mantıigi olmasi gibi. / La morale est une logique de l'action comme la logique est une morale de la pensée."

**Terraluna** · 09-08-2018, 17:25

Palyacolar (I pagliacci) ve La Bohème gibi operalarin Italyan bestecisi Ruggero Leoncavallo'nun olum yildonumu (9 Agustos 1919)

**Terraluna** · 09-08-2018, 17:26

Ingiliz sair ve yazar Philip Larkin'in dogum yildonumu (9 Agustos 1922)

Sicarlar insanin agzina anasiyla babasi
belki istemeden; ama sicarlar yine de
aktarirlar ona tum kusurlarini
ve salt onun icin eklerler bir iki tane de

ama onlarin da agzina sicilmistir vaktiyle
eski usul sapkali paltolu aptallar tarafindan
vakitlerinin yarisini sacma bir ciddiyetle
obur yarisini da girtlak girtlaga harcayan

insanın insana verdiği yokluktur ancak
ve bu kiyi sahanligi gibi derinlesir gitgide
elinden geldigince kurtul cabucak
ve sakin ha cocuk yapayim deme

Saklamisti saki notalarini, oyle az yer tutuyorlardi ki,
Ustelik hosuna gidiyordu kapaklari:
Biri guneste iyice sararip solmus,
Birinin uzerinde yuvarlak izler kalmis bir surahiden,
Biri de yapistirilmis, hamaratligi tuttugu bir gün.
Sonra da kizinin eliyle boyanmis-
Boylece kalmislar bir kosede, ta ki bir gun
Dul kaldiginda, gozune ilistiler baska bir sey ararken,

O da durup meskederek hatirladi yeniden.

**Terraluna** · 09-08-2018, 17:27

Amerikali roman yazari Daniel Keyes’in dogum yildonumu (9 Agustos 1927)

“Askin gizemini anladigimi soyleyemem ama bu yasadigim sey, bir kadinin bedenini kullanmanin da otesindeydi. Dunyanin yukarilarina kaldirilmak, korkuyu ve istirabi almak ve kendimden daha buyuk olan bir seyin parcasi olmakti bu. Kendi zihnimin karanlik hucresinden cikarilmis ve baska birisiyle bir butun haline getirilmistim.”

“I don't pretend to understand the mystery of love, but this time it was more than sex, more than using a woman's body. It was being lifted off the earth, outside fear and torment, being part of something greater than myself. I was lifted out of the dark cell of my own mind, to become part of someone else.”

"Simdi bos vakitlerimin cogunu kutuphanede okuyarak ve kitaplari adeta sunger gibi icime cekerek geciriyorum. Herhangi bir konuya ozel bir sekilde odaklanmiyorum, sadece Dostoyevski, Flaubert, Dickens, Hemingway ve Faulkner'den -elime ne gecerse- bol bol hayal urunu romanlar okuyor ve hic bitmeyen bir acligi doyurmaya calisiyorum."

"I spend most of my free time at the library now, reading and soaking up what I can from books. I'm not concentrating on anything in particular, just reading a lot of fiction now—Dostoevski, Flaubert, Dickens, Hemingway, Faulkner—everything I can get my hands on feeding a hunger that can't be satisfied."