-
Isvecli sair ve roman yazari Karin Maria Boye’nin dogum yildonumu (26 Ekim 1900)
Elbet aci duyar tomurcuklar acarken.
Neden gecikirdi yoksa bahar gelmekte?
neden bizim atesli ozlemimiz
donup gitsin acilarla?
Yapraklarin icindeydi tomurcuklar butun kis.
Nedir yeni olan, dogan ve fiskiran?
Elbet aci duyar tomurcuklar acarken,
aci duyar buyurken her sey zorlanir.
Guctur elbet damlaların dususu.
Korkudan titreyerek asildiklari yerden,
ne kadar sarilsalar da dallara buyuyerek, kayarak
kurtuluş yoktur, duserler agirliklariyla topraga.
Guctur bilinmezlik, guvensizlik ve korku,
guctur ucurumlarda cagirmak birini,
tutunabilmek titreyerek
guctur kalabilmek
dusebilmek.
Hicbir şeyin yarari yoktur dogusa
sevincle fiskirir tomurcuklar dallarda
tum korkular yok olur
isildar damlalar
unuturlar dogusun korkusunu
unuturlar yolculugun korkusunu
o buyuk guvenceyi duyarlar aninda
dunyayi yaratan.

Yes, of course it hurts when buds are breaking.
Why else would the springtime falter?
Why would all our ardent longing
bind itself in frozen, bitter pallor?
After all, the bud was covered all the winter.
What new thing is it that bursts and wears?
Yes, of course it hurts when buds are breaking,
hurts for that which grows
and that which bars.
Yes, it is hard when drops are falling.
Trembling with fear, and heavy hanging,
cleaving to the twig, and swelling, sliding -
weight draws them down, though they go on clinging.
Hard to be uncertain, afraid and divided,
hard to feel the depths attract and call,
yet sit fast and merely tremble -
hard to want to stay
and want to fall.
Then, when things are worst and nothing helps
the tree's buds break as in rejoicing,
then, when no fear holds back any longer,
down in glitter go the twig's drops plunging,
forget that they were frightened by the new,
forget their fear before the flight unfurled -
feel for a second their greatest safety,
rest in that trust
that creates the world.
-
Venezuelali gazeteci, roman yazari, sair ve siyasetci Miguel Otero Silva’nin dogum yildonumu (26 Ekim 1908)
"Hristiyanlara kiyici davraniyorsam bunu inancla yapmiyorum, bu kesin, cunku inancsiz dogmusum; ve de umutsuz, cunku onsuz buyudum; umut insanin ilk kaybettiği seydir. Pek iyi biliyorum ki fikirleri, en ilkeli olan dinsel fikirleri bile kanda bogmak olanaksizdir; ne de katliamlarla bunlari yok etmek olasidiır; ve de kendisini baltalamaya kalkisanlari sindirmek icin iskenceye basvuran bir sistem, kendine kanit bulmaktan, var olmaktan aciz oldugu için yapar bunu. Dahasi da var; biliyorum. Roma'nin tarihsel rolunun can cekistigini biliyorum. Dilini ve kanunlariniyapti, yaydi. Latince hukuk onun varlik nedeniydi. Yikildiginda, insanlara yalnizca harabelerini seyretme armaganini birakabilir. Ve de biliyorum ki, bu dayanikliı, fanatik, onanist, acgozlu, kuskucu ve hirpani Hristiyanlar mezarcilik gorevini geregince yapacaklardir. " Ve Gozyaslarinizi Tutun

“Persigo a los cristianos sin mucha fe, es cierto, porque nací sin fe; y sin ninguna esperanza porque crecí sin ella; la esperanza es lo primero que se pierde. Sé perfectamente que las ideas, incluso las religiosas que son las más rudimentarias, no se ahogan con sangre ni se matan con muerte, y que cuando un sistema apela a la tortura física para someter a sus impugnadores es porque ese sistema se siente incapaz de argumentar, de subsistir. Sé más aún. Sé que Roma está boqueando su papel histórico, ya creó y difundió la lengua y las leyes, latín y derecho, sermo atque jus, que eran la razón de su existencia, ya ninguna otra dádiva puede ofrecerle a la humanidad salvo la contemplación de sus ruinas, cuando ruinas sea. Y sé también que estos cristianos aguantadores, fanáticos, onanistas, envidiosos, sombríos y desaseados cumplirán a cabalidad la misión de enterradores.”
-
Kariyerine Charlie Chaplin ile cocuk karakter olarak baslayan Amerikali aktor ve komedyen Jackie Coogan'in dogum yildonumu (26 Ekim 1914)


-
Amerikali oyun yazari Eugene O'Neill’in Elektra'ya Yas Yarasir (Mourning Becomes Electra - Il lutto si addice ad Elettra) oyunu promiyerini 26 Ekim 1931’de New York City, Guild Theatre’da yapti.

-
En iyi Drama dalinda Golden Globe Odulu sahibi Ingiliz aktor Bob Hoskins'in dogum gunu (26 Ekim 1942)

-
Charlie'nin Melekleri (Charlie's Angels - Gli Angeli di Charlie) dizisinde Kelly Garrett karakterine hayat veren Amerikali aktris Jaclyn Ellen Smith’in dogum gunu (26 Ekim 1946)


-
Ingiliz sair, roman ve biyografi yazari Sir Andrew Motion’in dogum gunu (26 Ekim 1952)
Ne kadar az donersem, o kadar cok
buyudugum evinde hissediyorum
kendimi. Mum aydinligindaki
kestaneler arasindan dosdogru
oraya uzanan yol sapasaglam buluyor evi,
goz kamastiriciı beyaz badanasiyla
sanki cakan simsegin bana gosterdigi.
Gordugum her zaman o yer,
sen degilsin. Sen disarda bir yerde,
el sallayarak beni ugurluyorsun,
on yil once seni biraktigim yerde. Senin
gozden yittigin yeri de hatirlamiyorum
artik, aklimda kalan o yosunlu basamaklar
uzerinde durdugun – gorunur bir yalnizlik.
Uc ilce otede yasiyorum ve hala
her gece arabanla guneye, karinin kaldigi
kogusa, onu gormeye gidisini dusunuyorum.
Daha ne kadar surecek bu?
Alti yildir yapiyorsun bu yolculugu,
her bolunen gunun ona ayirdigin
bir armagan, onu mutlu etmek icin.
Hatirliyorum yanindan gectigin
cayirlari, parlayan sabahin yaninda duran
atilmis hap kutularini. Hala orada olsaydim,
seyrederken onun umarsiz yuzune dusen
saclarini duzelten elini, sonunda
anlayabilirdim belki sevginin nasil
gorundugunu, onun urpertici acik secikligini.

The less I visit, the more
I think myself back to your house
I grew up in. The lane uncurled
through candle-lit chestnuts
discovers it standing four-square,
whitewashed unnaturally clear,
as if it were shown me by lightning.
It's always the place I see,
not you. You're somewhere outside,
waving goodbye where I left you
a decade ago. I've even lost sight
of losing you now; all I can find
are the mossy steps you stood on
- a visible loneliness.
I'm living four counties away, and still
I think of you driving south each night
to the ward where your wife is living.
How long will it last?
You've made that journey six years
already, taking each broken-off day
as a present, to please her.
I can remember the fields you pass,
the derelict pill-boxes squatting
in shining plough. If I was still there,
watching your hand push back
the hair from her desperate face,
I might have discovered by now
the way love looks, its harrowing clarity.
-
Turk sair ve sarki sozu yazari Ahmet Selcuk Ilkan’in dogum gunu (26 Ekim 1955)
Aksam erken coker yalnizligima
Sokak sokak gezer ararim seni
Hasretin gonlumun yanginlarinda
Alev alev yanar ararim seni
Gozyaslarim kurur yanaklarimda
Huzunlu bir islik dudaklarimda
Sigaram sabahlar parmaklarimda
Nefes nefes ceker ararim seni
Golgen duser sanki hep yollarima
Adim adim yurur izlerim seni
Bir cilgin ozleyis girer kanima
Yudum yudum icer ararim seni...

Evening comes soon to my loneliness
I walk around streets, look for you
yearning for you in the fires of my heart
I burn like flames and flames, look for you
Tears get dry on my cheeks
A melancholic whistle on my lips
my cigarattes reachs to mornings in my fingers
I inhale breath by breath, look for you
as your shadow appears on my path
walk step by step, follow you..
A wild longing goes into my blood
I drink sip by sip, look for you…
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri