Aslında siz de haklısınız sayın hakem.
Ne zaman ve kaça aldığınızın önemi, uzuuun vade değil de, "birkaç yıl gibi kısa vade için düşününce" çok büyük.
Çünkü evi aldığımız şartlar kısa vadede tekrar oluşmuyor. Döngü o kadar kısa değil.
Mesela ben 2001 gibi kriz döneminde alınmış bir evi 2021 gibi bir buhran dönemiyle kıyaslıyorum, krizden krize oluşan fiyatlara göre kardayım.
2014"te sırf şu anki evime yakın diye, evlilik falan olursa anneme yakın otururum diye zaafa kapılarak aldığım evde ise basbayağı zarardayım.
250ye aldığım ev şu an ne 3 kilo altın eder (ki gram o zaman 80 liraydı) ne de 100 bin dolar.
2014"te emlak çılgınlığı sırasında alınmış bu evi, bundan 10-15 yıl sonra yeni bir emlak çılgınlığı olduğunda değerlendirmek lazım.
Hah işte o zaman derim ki "kardayım.. çünkü zamanında şu paraya aldığım ev elimde duruyor, yanında da kiraları ile aldığım ikinci bir ev (ya da ev alabilecek nitelikte epey birikmiş para) var."
Dere geçilirken at değiştirilmez derler.
Kuru yerde bindiğimiz attan, suyun ortasında inecek değiliz

bekleyeceğiz.
Zamanında 3 kilo altını görmüş daireleri 1 kilo altına satmak bana dokunur açıkçası.
Allah bir aciliyet vermezse, satmak için her bir dairenin minimum 2 kilo altın etmesini beklerim. (diğer dairelerin maliyeti o kadar yüksek değil tabi, + aldığım kiraları da koyunca maliyet epey düşüyor)
Burada bazen benim ev satmaya çalıştığımı sananlar oluyor.
Yahu şu berbat dönemde kafama silah dayasalar satmam.
Satmak istesem, sürekli "sende satılık daire var mı" diye ısrarla arayan bir komşum var zaten.
O çakal ısrarla arıyorsa piyasa düşüktür.

Piyasa yüksek olsa aramaz.
Ben covidin bitişiyle Türkiye"deki iktidar değişikliğinin aynı döneme denk geleceğini, ve takip eden yıllarda yeni bir bahar havası eseceğini düşünüyorum.
Yer İmleri