Sayfa 288/7020 İlkİlk ... 1882382782862872882892902983383887881288 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 2,297 - 2,304 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. "Tis koyunun zengin firincisi yasli Spirito, sirf kotuluk olsun diye malvarligini, bir kosulla yegeni Defendente Sapori' ye birakmisti: bes yil sureyle her sabah, herkesin gorebilecegi bir yerde yoksullara elli kilo taze ekmek dagitacakti. Aforoz edilmislerin doldurdugu koyun en dinsiz imansizi, en kufurbazi, iri yari yegeninin, herkesin gozu onunde boyle sevap islemek zorunda kalacak olmasi, amcasini daha olmeden once, biyik altindan bol bol guldurmustu.Tek mirasci Defendente, cocuk yacta firinda calismaya baslamisti, Spirito'nun malvarliginin kendisine kalacagindan hic kusku duymamisti. Kosula cok bozulmustu. Ama ne yapabilirdi ki? Ayagina gelen kısmeti, firinla birlikte, tepemezdi ya? Ister istemez razi oldu. Herkesin gorebilecegi yer olarak da, sapa bir yer, firinin arkasindaki ufak avlunun girisini secti. Her sabah erkenden burada, belirlenen miktarda ekmek tartiyor, buyuk bir sepete dolduruyor, sonra da doymak bilmez bir aclar ordusuna dagitiyordu, bir yandan da, olu amcasini hic de saygili olmayan sozler, isaretlerle aniyordu. Gunde elli kilo! Aptallik, ahlaksizlik gibi geliyordu bu ona.Vasiyeti uygulama yukumlusu noter Stiffolo, bu goruntunun tadini cikartmak icin cok az geliyordu, sabahin bu erken saatinde. Kaldi ki gelmesi gerekli degildi. Cunku vasiyete uyulup uyulmadigini, kimse dilencilerden daha iyi denetleyemezdi. Bununla birlikte Defendente yine de biraz hile yapmanin yolunu bulmustu. Icine elli kilo yuvarlak ekmek doldurulan sepet, bir duvarın dibine koyuluyordu. Sapori sepette, kapatilinca belli olmayan bir delik acmisti. Baslangicta dagitimi kendisi yaparken, daha sonra isin bitirilmesini karisiyla kucuk ciraklardan birine birakmaya baslamisti; kendisinin firinda, dukkanda bulunmasi gerektigini soyluyordu. Aslinda bodruma kosuyor, bir iskemleye cikip, avlunun, ustune sepetin koyuldugu tabanina acilan kucuk mazgalin kanadini aciyordu sessizce; sonra da sepetin deligini acip, alabildigi kadar ekmek aliyordu dipten. Boylece ekmek duzeyi hizla dusuyordu. Ama yoksullar nasil anlayabilirlerdi? Bu kadar hizli dagitilan ekmeklerin cabucak tukenmesini dogal karsiliyorlardi.Ilk gunler Defendente'nin arkadaslari, onu yeni isinin basinda gorebilmek icin calar saatlerini kurdular. Avulunun kapisinda toplanip, girgir geciyorlardi."Dino Buzzati, 60 Oyku, Tanriyi Goren Kopek



    "Per pura malignità, il vecchio Spirito, ricco fornaio del paese di Tis, lasciò in eredità il suo patrimonio al nipote Defendente Sapori con una condizione: per cinque anni, ogni mattina, egli doveva distribuire ai poveri, in località pubblica, cinquanta chilogrammi di pane fresco. All'idea che il massiccio nipote, miscredente e bestemmiatore tra i primi in un paese di scomunicati, si dedicasse sotto gli sguardi della gente a un'opera cosidetta di bene, a questa idea lo zio doveva essersi fatto, anche prima di morire, molte risate clandestine.Defendente, unico erede, aveva lavorato nel forno fin da ragazzo e non aveva mai dubitato che la sostanza di Spirito toccasse a lui quasi di diritto. Quella condizione lo esasperava. Ma che fare? Buttar via tutta quella grazia di Dio, forno compreso? Si adattò, maledicendo. Per località pubblica scelse la meno esposta: l'atrio del cortiletto che si apriva dietro il forno. E qui lo si vide ogni mattina di buon'ora pesare il pane stabilito, ammucchiarlo in una grande cesta e quindi distribuirlo a una turba vorace di poveri, accompagnando l'offerta con parolacce e scherzi irriverenti all'indirizzo dello zio defunto. Cinquanta chili al giorno! Gli pareva stolto e immorale.L'esecutore testamentario, ch'era il notaio Stiffolo, veniva ben di rado, in un'ora così mattutina, a godersi lo spettacolo. La sua presenza del resto era superflua. Nessuno avrebbe potuto controllare la fedeltà ai patti meglio degli stessi accattoni. Tuttavia Defendente finì per escogitare un parziale rimedio. La grande cesta in cui il mezzo quintale di pagnotte si ammucchiava veniva messa a ridosso di un muro. Il Sapori di nascosto vi tagliò una specie di sportellino che, rinchiuso, non si poteva distinguere. Iniziata personalmente la distribuzione, prese l'abitudine di andarsene, lasciando la moglie e un garzoncello a esaurire il lavoro: il forno e il negozio, diceva, avevano bisogno di lui. In realtà si affrettava in cantina, saliva su una sedia, apriva in silenzio la grata di una finestrella al filo del pavimento del cortile contro la quale era collocata la cesta; aperto poi lo sportellino di paglia, sottraeva dal fondo quanti più pani era possibile. Il livello così calava rapidamente. Ma i poveri come potevano capire? Con la velocità con cui venivano consegnate le pagnotte, logico che la cesta si vuotasse in fretta." Dino Buzzati, Sessanta Racconti, Il cane che aveva visto Dio


  2. #2298
    Terraluna
    EMEKLERİNE SAĞLIK...

  3.  Alıntı Originally Posted by MADEN_AVCISI Yazıyı Oku
    Terraluna
    EMEKLERİNE SAĞLIK...
    Sayın MADEN_AVCISI,

    Tesekkur eder, Saygilar sunarim



  4. Nehir boyunca yurudum
    Kiyisinda oturdum
    Dusunmeye calistim ama yapamadim
    Bu yuzden suya atladim ve battim.

    Bir keresinde yuzeye ciktim ve haykirdim!
    Ikinci kerede feryat ettim!
    Eger su o kadar soguk olmasaydi
    Batabilir ve olebilirdim.

    Fakat o su soguktu! pek soguktu!

    Asansore bindim
    Yeryuzunden onalti kat yukariya
    Bebegim geldi aklima
    Ve asagiıya atlamak geldi icimden.

    Orada durdum ve haykirdim!
    Orada durdum ve feryat ettim!
    Eger o kadar yuksekte olmasaydim
    Atlayabilir ve olebilirdim.

    Fakat orası yuksekti! ne kadar da cok yuksekti!

    Boylece hala burada sag isem
    Sanirim sag kalmaya devam edebilirim,
    Ask icin olebilirdim
    Ama yasamak icin dogdum.

    Beni haykirirken duysaniz da
    Ve feryat ederken gorseniz de
    Oldugumu gorsen de tatli bebegim
    Inatla yaninda olacagim.

    Hayat guzel! sarap kadar guzel! hayat guzel!

    Langston Hughes

  5. Fransiz yonetmen Jean Cocteau'nun dogum yil donumu (5 Temmuz 1889)







    "Sanat, zaman gectikce guzellesen cirkin seyler uretir. Moda ise zaman gectikce cirkinlesen guzel seyler uretir."



    "Yazarsam rahatsiz ediyorum. Film cevirirsem rahatsiz ediyorum. Resim yaparsam rahatsiz ediyorum. Resmimi gosterirsem rahatsiz ediyorum, gostermesem de rahatsiz ediyorum! Rahatsiz etme bende gelismis bir beceri."

  6. Neden, ruhum, aklimdan cikmamali, neden.
    Siz el degmemis yildizlar soyletmeyin beni!
    Nedeni onemli. Ama kanini akitmayacagim yine de;
    Yara izi birakmayacagim onun kardan beyaz cildinde,
    O ak mermerden yapilmis heykeller kadar purusuz teninde.
    Isik sonsun, sonra da - sonsun isigi!
    Ama olmeli, yoksa bastan cikarir baska erkekleri.
    Sizi sondurursem ey alev hizmetkarlar,
    Pisman oldugumda, eski isiginizi yeniden verebilirim size.
    Ama sen, ey essiz doganin hunerli ornegi,
    Bir kez sondu mu isigin,
    Nerde bulunur onu yeniden tutusturacak Prometheus atesi?
    Gulunu kopardiktan sonra onu canlandiramam bir daha,
    Solup gider; fidani uzerindeyken koklamaliyim onu.



    It is the cause, it is the cause, my soul,--
    Let me not name it to you, you chaste stars!--
    It is the cause. Yet I'll not shed her blood;
    Nor scar that whiter skin of hers than snow,
    And smooth as monumental alabaster.
    Yet she must die, else she'll betray more men.
    Put out the light, and then put out the light:
    If I quench thee, thou flaming minister,
    I can again thy former light restore,
    Should I repent me: but once put out thy light, 10
    Thou cunning'st pattern of excelling nature,
    I know not where is that Promethean heat
    That can thy light relume. When I have pluck'd the rose,
    I cannot give it vital growth again.
    It must needs wither: I'll smell it on the tree.



  7. "Cilgin bir, tutkun iki, sair uc; Hayalle yogrulmuslardir bastan basa." William Shakespeare, Bir Yaz Gecesi Ruyasi



  8. "Kelebek aylari degil anlari sayar, ve onun bile yeterince zamani var."

Sayfa 288/7020 İlkİlk ... 1882382782862872882892902983383887881288 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •